Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni"Çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan sanık ...'...

    Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/818 esasında da yargılamanın yapıldığının anlaşılması karşısında, mükerrer cezalandırmanın önlenmesi açısından anılan davanın sonuçlanıp sonuçlanmadığı araştırılıp, kesinleşmiş ise dosya ve kesinleşmiş karar örneğinin bu dosya içerisine konulması, kesinleşmemiş ise bu dava dosyası ile birleştirilip tüm kanıtlar birlikte değerlendirildikten sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeden eksik araştırmayla yazılı biçimde mahkumiyet hükmü kurulması, 2-Kabul ve uygulamaya göre de; a-Göçmen kaçakçılığı suçunda korunan hukuki yarar uluslararası toplum düzeni olup menfaat karşılığı ülkeye sokulan veya ülkeden çıkarılan kişilerin suçun yasal mağduru durumunda bulunmayıp suçun konusunu oluşturdukları gözetilmeden, birden fazla yabancının yurt dışına çıkışına imkan sağlandığı gerekçesiyle sanık hakkında TCK'nın 43/2. maddesinin uygulanması suretiyle fazla ceza tayini, b-TCK'nın 79/1. maddesinde yaptırım olarak belirlenen hapis cezası...

      çocuğun yurt dışına çıkışının engellenmesi amacıyla gerekli tedbirlerin alınmasını ve yasakların konulmasını, çocuğun dava süresince velayetinin tedbiren davacıya verilmesini, davanın kabulü ile Ortaköy Asliye Hukuk Mahkemesi Hakimliği (Aile Mahkemesi sıfatıyla)2013/242 E ve 2013/482 K nolu ilamı ile velayet hakkı davalı babaya bırakılan T6 velayet hakkının davacıya verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsili yönünde karar verilmesini talep ve dava ettiği görülmüştür....

      K A R Ş I O Y Davacının yıllık ücretli izin haklarının kullandırıldığını gösterir imzalı izin defteri ve eş değer nitelikte yazılı delil ibraz edilmediği gerekçesiyle bilirkişi tarafından tüm hizmet süresi için hesaplanan izin ücreti alacağına hükmolunmuştur. Davalı işveren davacının Romanya'da ikamet eden kayınpederinin ölümü nedeniyle 2003 yılında hakkından fazla izin kullandığını savunmuş ve bunu temyiz dilekçesinde de ileri sürmüştür. Gerçekten davacının 2003 yılında yurt dışına çıkış ve giriş tarihlerini gösterir kayıt varsa ve yurt dışında bulunması görevle ilgili değilse yurt dışında geçen sürede davacının izinli olduğunun kabulü gerekir. Mahkemece bu yönde araştırma inceleme ve özellikle pasaport belgeleri üzerinde bir değerlendirme yapılmış değildir.Bu nedenle izin ücreti talebi bakımından hükmün pasaport kayıtları üzerinde araştırma ve incelemeye yönelik olarak bozulması gerektiğinden sayın çoğunluğun aksi düşünce ile oluşturduğu onama kararına katılamıyorum....

        İşverenin baştan beri yurt dışında faaliyet göstermesi halinde, bu işveren yanında işe başlanması ve orada çalışma yapılması halinde 5510 sayılı Kanunun 10. maddesinin uygulama imkânı bulunmamaktadır. Diğer bir deyişle, geçici olarak götürülmeyip yurt dışında o ülkenin mevzuatına göre kurulmuş ve faaliyet gösteren, Türkiye' de işyeri bulunmayan işverenler yanında, doğrudan yurt dışındaki iş nedeniyle işe alınan Türk işçileri o ülke mevzuatına tabi olacakları, 5510 sayılı Kanunun 4/1- a maddesi kapsamında sigortalı sayılamayacaklarından uğradıkları kazalar, 5510 sayılı Kanun kapsamında iş kazası sayılmayacaktır....

        Velayete ilişkin hükümler gereği bu hakka sahip olan ebeveyn çocuğun mallarını yönetme hakkına sahip ve bununla yükümlüdürler. Kural olarak hesap ve güvence vermezler (TMK m. 352/1). Velayet hakkına sahip olan anne veya baba kusurları sebebiyle velayeti kaldırılmadıkça çocuğun mallarını da kullanabilirler (TMK m. 354). Çocuk mallarının gelirlerini öncelikle çocuğun bakımı, yetiştirilmesi ve eğitim için; hakkaniyete uyduğu ölçüde de aile ihtiyaçlarını karşılamak üzere sarfedebilirler (TMK.md.355). Buna göre, talep edenin velayeti altındaki çocuk için motorlu araç alınmasında ya da çocuk adına kayıtlı aracın satılmasında mahkemeden izin almasına gerek yoktur....

        Ancak dosyaya sunulan ve Mahkemece itibar edilen bilirkişi raporunda sadece yıllık izin formlarında belirtilen izin günleri dışlanmış, davacının yeminli ifadesinde belirttiği 2014 yılına ait iki haftalık yıllık izin süresi dikkate alınmamıştır. Kaldı ki davalı işverenin, davacının 2014 yılında yurt dışına çıktığını ve buna ilişkin pasaport kayıtlarını incelenmesini talep ettiği görülmektedir. Davacının yurt dışına çıkışına ilişkin pasaport kayıtları getirtilerek, bu kayıtlar da incelendikten sonra yıllık izin ücreti konusunda karar verilmesi gerekirken bu hususun gözetilmemesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ:Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 06/11/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

          …sayılı denklik belgesinin verildiği, davacının anılan denklik belgesi ile yabancı uyruklu öğrenci alımı kontenjanından faydalanarak Erciyes Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kayıt yaptırdığı, Türkiye genelinde başlatılan inceleme sonucu davacının 2017-2018 eğitim öğretim yılında Diyarbakır/Yenişehir, Özel …Temel Lisesi'nden mezun olduğu, yurt dışı eğitim ve staj tarihleri ile yurt dışı giriş-çıkış kayıtlarının uyumlu olmadığı, yurt dışına ilk çıkışının mezuniyetten sonra olduğu, Türkiye'de lise mezunu olduğu için yurt dışında almış olduğu lise diplomasına denklik belgesi verilmesinin mümkün olmadığı, hileli yöntemlerle yurt dışı diploması ve denklik belgesi aldığı verildiği tespitlerine yer verildiği, …tarih ve …sayılı Bursa İl Milli Eğitim Müdürlüğü işlemiyle davacının denklik belgesinin iptal edildiği, bu karara karşı açılan iptal davasının …İdare Mahkemesinin …tarih ve E:…, K: …sayılı kararıyla reddedildiği görüldüğünden, davacının mevzuata uygun olarak alınmış bir denklik belgesinin...

            Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; tarafların 2017 yılında anlaşmalı olarak boşandıklarını, o dönemde üç yaşında olan ortak çocuk ...'in velâyetinin anneye verilerek baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesis edildiğini, davalı annenin yurt dışında yaşayan bir Türk vatandaşıyla evlendiğini ve çocuğu da alarak yurt dışında yaşamayı planladığını, babanın çocuğunun yabancı bir kişi ile yaşamasını istemediğini, çocuğun bütün çevresi ve akrabalarının ...'da olduğunu, ...'...

              Asliye Ceza Mahkemesinin 29/03/2011 tarihli ve 2009/353 esas, 2011/230 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 03/02/2017 gün ve 7404 sayılı istem yazısıyla dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi: İstem yazısında: “Göçmen kaçakçılığı suçunda korunan hukuki yararın uluslararası toplum düzeni olup, menfaat karşlılığı ülkeye sokulan, ülkede kalmasına veya yurt dışına çıkmasına imkan sağlanan kişilerin suçun yasal mağduru durumunda bulunmayıp, suçun konusunu oluşturdukları gözetilmeden, sanık hakkında birden fazla yabancının yurt dışına çıkışına imkan sağladığı gerekçesiyle 5237 sayılı Kanun’un 43/1. maddesi tatbik edilerek fazla ceza tayininde isabet görülmemiştir..” denilmektedir....

                UYAP Entegrasyonu