Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında anılan şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olarak ... 1 Asliye Ticaret Mahkemesi 2008/77 Esas 2008/594 Karar sayılı karar ile davanın sonuçlandığı, şirketin fesih ve tasfiyesine dair verilen kararın kesinleştiği, tasfiye memuru atanıp tasfiye işlemlerinin devam etmekte olduğunun anlaşıldığı, yine taraflar arasında görülen ... 2....

    Tüm dosya kapsamından, davalı şirketin ortaklarının davacı kısıtlı ....--- dava dışı ... olduğu, gerek Mahkememiz işbu dava dosyasında gerekse yine Mahkememizin ----------- sayılı tespit istemli dava dosyasında şirketin ----- yapılan tebligatlara rağmen --------... tarafından davaya cevap verilemediği, diğer ortağa ulaşılamadığı,----- tarihli ------- ile şirketi müdür olarak 5 yıl için temsil ve ilzama yetkili olarak davacı kısıtlı ....---------- dolmasına --------herhangi -------- yapılmadığı, şirketin çok uzun sürece ticari faaliyeti olmadığından -----düştüğü, davalı şirketin uzun yıllardır ticari faaliyetinin olmaması, şirketin hiçbir zaman kâr edemeyecek olması, davalı şirketin feshi için kanuni haklı nedenlerin oluştuğu kanaatine varıldığından 6102 s. TTK'nin 636/3. Maddesi uyarınca davanın kabulü------ numarasında kayıtlı davalı ....---- fesih ve tasfiyesine ve -------- tasfiyesi------- atanmasına karar vermek gerekmiştir....

      Diğer yandan, TTK'nın 636. maddesinde şirketin sona erme sebepleri düzenlenmiş olup, şirketin ana sözleşmesinde öngörülen sona erme sebeplerinin gerçekleşmesi, genel kurul kararı, iflasın açılması ve Kanun'da öngörülen diğer sona erme sebeplerinin bulunması halinde şirketin sona ereceği düzenlenmiştir. Şirket tek ortaklı bir limited şirket olup, davacı aynı zamanda şirketin yöneticisi ve genel kurulunu oluşturmaktadır. Bu nedenle, davacının alabileceği bir kararla her zaman şirketin fesih ve tasfiyesi mümkündür. Davacının kısıtlı olması halinde, bu işlemler vasi tarafından da yürütülebilecektir. Bu nedenlerle, davacının dava yoluyla fesih ve tasfiye talep etmesinde hukuki yararı bulunmadığı anlaşıldığından davanın, hukuki yarara ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle HMK'nın 114/1(h) ve 115/2. Maddeleri uyarınca usulden reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna varılarak aşağıdaki gibi hüküm fıkrası oluşturulmuştur....

        Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 02/10/2013 tarih ve 2006/434-2013/464 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı - karşı davada davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı- karşı davada davalı vekili, müvekkilinin davalı şirketin %50 ortağı olduğunu, diğer davalılar ...ve ... Dilber’in davalı şirketin ortağı ve ilk 5 yıl için şirket müdürü olduklarını, davalıların davranışları yüzünden ortaklar arasındaki güven ilişkisinin ortadan kalktığını, şirketin karar alamaz duruma geldiğini, şirketin amacına ulaşmasının imkansız hale geldiğini ileri sürerek; davalı şirketin fesih ve tasfiyesini talep ve dava etmiştir....

          tasfiye aşamasına gelen şirketin hukuken de fesih ve tasfiyesinin uygun olacağı, gerekçesiyle davanın kabülüne, Nizam Oto Cam Ticaret ve Sanayi Limited Şirketinin feshine ve tasfiyesine, mali müşavir İzzettin Çalışır'ın tasfiye memuru olarak atanmasına, tasfiye memuru için tasfiyenin başlangıcından tamamlanıncaya kadar sürmek üzere aylık 250 TL ücret takdirine karar verilmiştir....

            -Alı'nin birlikte %50 'şer hisse ortağı olarak davalı şirketi kurduklarını, devam eden süreçte şirketin birçok taşınmaz edindiğini ancak işbu taşınmazlarla ilgili olarak dava dışı ortağın yurt dışında olması, sık sık Türkiye'ye gelememesi şirket yönetimi ve temsilinin her iki ortağın da birlikte imza atmasına bağlı olması nedeniyle şirkette başkaca hiçbir aktif eylem ve işlemin yapılamadığını, resmi makam ve merciiler nezdinde takip edilmesi gereken tüm iş ve işlemlerin davacı tarafından takip edildiğini, dava dışı ortak tarafından ise hiçbir katkı sağlanmadığından davacının yalnızlaştığını, şirketin faal olan hiçbir iş ve işleminin de olmadığını, davalı ile arasındaki ticari iş ilişkisi ve güven unsurunun sarsıldığını, ortaklarca hiçbir karar alınamaması gibi haklı nedenlerinin bulunduğunu ileri sürerek şirketin TTK/636-3 gereği feshine, fesih sonucu mal varlığının tasfiyesi için tasfiye kayyımı tayin edilmesine, şirketin malvarlığı bölünebildiğinden öncelikle malvarlığının aynen taksim...

              Ortaklığı”nın davalı tarafından fesih ve tasfiyesi istenmemiş olduğu, ortaklığın devamı yönünde bir iradesi var ise bu durumun, yok ise ortaklığın fesih ve tasfiyesinin 15 gün içerisinde istenmesi ve bildirilmesi talep olunduğunu, söz konusu ihtarnamenin 09/12/2019 tarihinde tebliğ edilmesine rağmen bugüne kadar ortaklığın devamı veya ortaklığın fesih ve tasfiyesiyle ilgili olarak başvuru ve bilgilendirme yapılmadığından, Yargıtay kararları doğrultusunda şirketin münfesih olduğunun tespiti ile tasfiyesinin istenmesi hakkı doğduğunu, şirketin tüm yönetiminin davalı ... tarafından yürütüldüğü, ancak davalının yönetim görevini kötüye kullanması nedeniyle şirketin zor durumda bırakıldığını, bu nedenlerle davanın şirketi temsil ve ilzam yetkisinin kaldırılmasına karar verilmesini Bakırköy .........

                Mahkemece, iddia, savunma, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre; ortaklar arasındaki kişisel anlaşmazlık ve geçimsizliğin ulaştığı seviye nedeniyle, davalı şirket bünyesindeki ortaklık ilişkisinin mevcut ortaklar tarafından sürdürülmesi imkânının ortadan kalktığı, bu tablonun TTK.m.636/f.3 hükmüne dayanılarak ikame olunan haklı nedenle fesih davasının kabul edilmesi için yeterli nedeni oluşturduğu gerekçesiyle davanın davalı şirket yönünden kabulü ile davalı şirketin fesih ve tasfiyesi ile tasfiye memuru atanmasına, şirket dışında kalan diğer davalılara ilişkin davanın ise pasif husumet yokluğundan reddine karar verilmiştir. Kararı, davalılardan .... ve Dış Tic. Ltd. Şti. vekili temyiz etmiştir. 1-Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılardan .... San. ve Dış Tic. Ltd....

                  Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve 6102 sayılı TTK’nin 616/1-h maddesi gereğince şirketin bu davayı açabilmesi için Genel Kurul Kararının gerekmesine göre davacılar/ karşı davalılar vekilinin tüm, davalı/karşı davacı vekilinin davacı/karşı davalı ...’a yönelik aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Karşı dava; limited şirket ortağının şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir....

                    Aynı yasanın 390/3 maddesi,'' Tedbir talep eden taraf, dilekçesinde dayandığı ihtiyati tedbir sebebini ve türünü açıkca belirtmek ve davanın esası yönünden kendisinin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorundadır'' düzenlemesini içermektedir.Kanun hükmü, tedbirin sadece dava konusu olan şey hakkında verilebileceğini ve tedbir talep edenin haklılığını yaklaşık olarak ispat etmek zorunda olduğunu düzenlemiştir. Tedbir konulması talep edilen taşınmazlar davalı şirket adına kayıtlı olup doğrudan dava konusu değildir. Ancak, şirketin fesih ve tasfiyesi talep edilmekle, şirketin tüm mal varlığı dolaylı olarak davanın konusu kapsamındadır....

                      UYAP Entegrasyonu