kapsamında şirketin tasfiyesini gerektirir bir durumun söz konusu olmadığını, şirketin fesih ve tasfiyesinin istenebilmesi için öncelikle haklı sebeplerin varlığının kanıtlanması gerektiğini, Yargıtay kararlarına göre aktif ve faaliyetlerine devam eden bir şirketin devamlılığının sürdürülmesinin esas olduğunu, davacının dilekçesinde belirttiği nedenlerden hiçbirisinin şirketin fesih ve tasfiyesi için haklı bir neden oluşturmadığını, dava dilekçesinde usulsüz işlenmiş gibi göstermeye çalışılan bir kısım işlemlerin; franchıse sözleşmesinin 6.2 ve 6.5. maddesinde yer alan “franchıse veren şirketin franchıse alan şirketi denetleyeceği ve gelir-gider hesaplamaları ile mali tabloların franchıse veren şirkete iletileceği” şeklindeki yükümlülük ile yine sözleşmenin 7.11. maddesinde yer alan “franchıse alan şirketin güncel işletme kayıtlarını franchıse verenin sağlayacağı internet bulut ortamında ve fiziksel ortamda tutmayı kabul ederek franchıse verenin temsilcilerine işletme kayıtlarını incelemesi...
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda şirketin feshi davasının kabulüne, alacak davasının kısmen kabulüne dair verilen hükmün davalılar vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemizce bozulmasına karar verilmiştir. Bu kez, davacı vekili karar düzeltme isteminde bulunmuştur. Dava, limited şirketin fesih ve tasfiyesi ile şirkete borç olarak verilen paranın tahsili davasıdır. Dairemizin 28.10.2015 tarih, 2015/3865 esas ve 2015/11202 karar sayılı bozma ilamında, işbu davada husumetin şirkete yöneltilmesi gerektiği, şirketin başka ortağı bulunmaması nedeniyle taraf teşkilinin bu suretle sağlandığının kabul edilmesi gerektiği belirtilerek davanın husumetten reddine dair mahkeme kararı bozulmuştur....
vekillerince temyiz edilmiştir. 1- Asıl dava adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi, birleşen dava ise ortaklığa konu dairelerden elde edilen kira gelirinden davacı ortağın payına düşer tutarın tahsili istemlerine ilişkindir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2022/412 Esas KARAR NO:2022/680 DAVA : Şirketin İhyası DAVA TARİHİ:01/06/2022 KARAR TARİHİ:20/10/2022 Mahkememizde görülmekte olan Şirketin İhyası davasının yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA: Davacı vekili,--- şirketin fesih ve tasfiye sonunda ticaret sicilinden terkin olunduğunu, davacı müvekkilinin bu şirketin ortaklarından biri olduğunu; ancak daha sonra şirketin--- parselin maliki olduğunun ortaya çıktığını, tasfiye anında bu taşınmazların sehven atlandığını, tasfiyeye sokulmadığını; bu nedenle ek bir tasfiye yapılarak bu taşınmazların satışının ya da değerlendirilmesinin gerekeceğini belirterek, şirketin bu amaçla ihyasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
dan 43.642,80 TL'nin 08.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile ödenmesine, davalı ... yönünden davanın reddine, davalı Şirketin fesih ve tasfiyesi bakımından yapılan değerlendirmede de dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK'nın 435. maddesinde umumi heyet toplanamazsa mahkemenin şirketin durumunu kanuna uygun hale getirmesi için münasip bir müddet tayin edeceği, buna rağmen durum düzelmezse şirketin feshine karar verileceği yazılı ise de, davacıların yönetim kurulu başkan ve üyesi olduğu, genel kurulun toplanması için çağrı yapabilecekleri, bu yetkiyi kullanmadan davayı açmalarının dürüstlük kuralına uygun olmadığı anlaşıldığı gerekçesiyle davalı fesih ve tasfiyesi isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı davalılar ... ve vekili etmiştir. 1- Dava, feshi ile yöneticilerin sorumluluğuna ilişkin tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI Mahkemece; davacı pay sahibinin en temel ortaklık haklarından birisi olan bilgi alma hakkını kullanabilmesi amacıyla dahi dava açmak zorunda kaldığı, yine şirket genel kurul kararlarının iptali için de dava açıldığı, bu davaların davacı lehine sonuçlandığı, bu doğrultuda ortaklar arasında (ve davacı ile şirket arasında) mevcut davalar sebebiyle ciddi anlaşmazlıklar bulunduğu değerlendirilmiş ve şirketin haklı nedenle feshi şartlarının oluştuğu ancak davacının, davalı şirketteki pay oranı, şirketteki ortak sayısı ve şirketin halen faaliyetine devam ettiği hususları birlikte değerlendirildiğinde davalı şirketin fesih ve tasfiyesi yerine davacı pay sahibinin ayrılma payının ödenmek suretiyle ortaklıktan çıkartılmasına karar verilmesinin hak ve menfaatler dengesi ile mülkiyet hakkına daha uygun olacağı değerlendirilerek fesih ve tasfiye yerine davacı pay sahibinin ortaklıktan çıkartılmasın, ayrılma payının, karar tarihine en yakın tarihteki değerinin hesaplanması...
Reklam Turizm Tekstil Tic ve San Ltd Şti ortağı olduğu ve şirketin vergi kaydının 23.06.1997-31.12.2002 tarihleri arasında olduğu, şirketin faaliyetini 1998 yılında durdurduğu, ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğü yazısından, şirketin 6103 sayılı Yasa'nın 20. maddesi uyarınca asgari sermaye miktarına yükseltilmemesi nedeniyle 14.02.2014 tarihinde münfesih sayıldığı ve 26.06.2014 tarihinde res'en silindiği anlaşılmaktadır.İlgili yasa maddesinde limited şirket ortaklığının "... iflas veya tasfiye durumu ile münfesih duruma düşen şirketler için ortağın talep etmesi halinde..." sona ereceği düzenlenmiştir.Somut olayda; şirket münfesih sayılmış olmasına rağmen, şirketin fesih ve tasfiyesi tamamlanmadıkça maddi anlamda bir terkinden söz edilemeyeceği, Ticaret Sicilinin kanun gereği terkin işlemini yapmış olduğu, yasal gerekliliği yerine getirdiği, şirketin gerçek anlamda tasfiyesinin yapılmadığı ve tamamlanmadığı anlaşılmakla, davacının limited şirket ortaklığı halen devam ettiğinden davanın reddi...
Karar sayılı ve 30.09.2013 tarihli kararında, "...1-Dava, 6762 sayılı TTK'nın 549/4 maddesi uyarınca Limited Şirketin fesih ve tasfiyesine ilişkin olup, böyle bir davada husumetin şirkete yöneltilmesi gerekli ve yeterli olduğundan mahkemece davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yokluğundan reddine karar vermek gerekirken, kabulüne karar verilmesi doğru olmamış, davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir. 2-Davalılardan ... Sanayi Tur. ve Tic. Ltd. Şti vekilinin temyiz itirazlarına gelince; 6762 sayılı TTK'nın 549/4 maddesi gereğince bir ortağın muhik sebeplerle şirketin fesih ve tasfiyesini isteyebilmesi için fesih ve tasfiyeyi gerektiren olaylarda kendi kusurunun bulunmaması gerekir....
Maddesi uyarınca şirketin tescil ve ilan edilen adresten ayrılmış olmasına rağmen yeni adresini süresi içinde tescil ettirmemesinin fesih sebebi olarak düzenlendiği anlaşılmış, tüm bu hususlar değerlendirildiğinde, şirketin devamında ekonomik yarar kalmadığı gibi ortaklar için de şirketin devamlılığında yarar kalmadığı, ana sözleşme gereği de fesih şartları oluştuğu anlaşıldığından şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. HÜKÜM-Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere: 1-Davanın Kabulü ile; Diyarbakır Ticaret Sicil Müdürlüğü'nün .....sicil numarasına kayıtlı .....Ticaret Limited TTK. 636. maddesi gereğince FESİH VE TASFİYESİNE, 2- Tasfiye işlemlerini başlatıp sonuçlandırmak üzere Mali Müşavir .....(T.C: .....)...
ın, şirkette büyük hisseye sahip olduğu, şirket ortaklarının evliliklerinin 06/03/2012 tarihinde sona erdiği, davalı şirketin 2014 yılından bu yana gayri faal olduğu, ortaklığın amacını yitirdiği gerekçesiyle davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak Ercan Gür'ün tayinine karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir. 1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir. 2- Dava haklı nedenle limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Böyle bir davanın ortaklık tüzel kişiliğine karşı açılması gerekli ve yeterli olup, şirket ortağına da husumet yöneltilmesi doğru değildir. Kaldı ki mahkemece kurulan hükümde davalı şirket ortağı ... hakkında davada taraf gösterilmesine rağmen olumlu/olumsuz bir karar da verilmemiştir....