Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

nin fesih işleminin iptali ile, davacının açtığı hizmet tespiti davası ile sınırlı olmak üzere şirketin ihyasına, şirketin ek tasfiyesi için, tasfiye memurluğuna; şirket ortaklarından ...'ın tayin edilmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve yargılama gideri, harç ve ilam vekalet ücretinin tasfiye memurundan tahsil edilecek olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının reddi ile hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 16/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

    Asliye Ceza Mahkemesinin...Esas sayılı dosyalarından ceza aldığını, bu dosyaların temyiz aşamasında olduğunu, dava konusu şirketlerin ticari faaliyet göstermemeleri ve gösterme imkanının olmaması, bu şirketlerin ticaretimize sahiplerine ve topluma bir faydalarının olmaması, aksine zarar veriyor olması, dolandırılan müvekkilinin daha fazla mağdur olmasının önlenmesi amacıyla bu şirketlerin tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Davalılara usulüne uygun dava dilekçesinin tebliğe çıkarıldığı davaya cevap verilmediği görüldü. Dava, şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2014/18022E.2015/3494 K. sayılı emsal kararı: "Dava, limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, davanın feshi istenilen şirket tüzel kişiliğine yöneltilmesi gerekli ve yeterlidir. Bununla birlikte, ilgili şirketin tüm ortaklarının taraf olduğu davalarda ayrıca tüzel kişiliğin de hasım gösterilmemesi sonuca etkili bulunmamaktadır....

      fesih ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiş. birleşen davanın reddini savunmuştur....

        DAVACI : VEKİLİ : DAVALILAR DAVANIN KONUSU : TASFİYE MEMURU ATANMASI İSTİNAF TALEBİNDE BULUNAN : DAVACI VEKİLİ KARAR TARİHİ : 11/10/2023 KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 12/10/2023 Taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi davasının yapılan yargılaması sonucunda mahkemece "İhtiyati tedbir talebinin reddine" dair verilen karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuş olmakla dosya incelendi. Gereği görüşülüp düşünüldü. Dava, taraflar arasındaki adi ortaklığın fesih ve tasfiyesi istemine ilişkin olup, uyuşmazlık ihtiyati tedbir talebinden kaynaklanmaktadır. Mahkemece, davalının mal varlığının doğrudan dava konusu olmaması ve davanın niteliği gereği tedbiren tasfiye memuru atanması talebinin yasal koşulları oluşmadığından tedbir ve tedbiren tasfiye memuru atanması taleplerinin reddine dair 01/06/2023 tarihinde verilen kararına karşı, davacı vekili tarafından, Ankara 7. İcra Dairesi nezdinde davalı .......

          KARŞIOY Dava, mülga 6762 sayılı Kanun’un 522. maddesine dayalı olarak davalı limited şirketin fesih ve tasfiyesi istemine ilişkindir. Davanın açıldığı tarihte yürürlükte bulunan 6762 sayılı Kanun, yargılama sırasında yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 1533. maddesi uyarınca yürürlükten kaldırıldığı gibi anılan kanunun 522. maddesinde belirtilen limited şirketin ortağının payına kişisel alacağı nedeniyle haciz koyduran kişilerin şirketin feshini isteyebileceklerine ilişkin düzenleme, yürürlüğe giren 6102 sayılı Kanun’un 133/2-3. maddelerinde öngörüldüğü şekliyle değiştirilmiş, ortaktan alacaklı olan ve bu nedenle şirketteki hisselerine haciz koyduran alacaklıların şirketin feshini isteyebilmelerine ilişkin önceki düzenlemeden vazgeçilmiştir....

            Dava, şirketin haklı nedenle fesih ve tasfiyesi talebine ilişkindir. Mahkemece 6102 sayılı ... 531/1 maddesi uyarınca şirketin feshi yerine davacıya ayrılma akçesi ödenmesi suretiyle ortalıktan çıkarılmasına karar verilmiştir. Ancak, davacı 12.03.2014 havale tarihli dava dilekçesinde ve yargılama aşamalarında, davalı şirket yönetim ve denetim kurulu üyelerinin yüksek ücretler aldıkları, adı geçen üyelere ve diğer ortaklara usule uygun olmayacak şekilde araç tahsisi yapıldığı, bu suretlerle şirket net karının düştüğü, yönetim ve denetim kurulu üyelerinin kötü niyetli olarak kendisinin yönetim ve denetime katılmasını engelledikleri iddiasına dayalı olarak şirketin haklı neden ile feshini istemiş ise de, ileri sürülen iddialar 6102 sayılı ... 553. madde ve devamında belirlenen sorumluluk davasının konusunu oluşturacağından, şirketin feshi için haklı neden olarak değerlendirilemez....

              Davalı ... vekili, taraflar arasında güven unsurunu ortadan kaldıran somut olgu bulunmadığını, anlaşmazlıkları mevcut ise de, şirketin feshini gerektirmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın taraflarının olayın özelliğine göre ceza soruşturması ve hukuk davası dolayısıyla hasım oldukları, bu durumun şirketin kuruluşunu gerektiren şahsi ve fiili sebepleri ortadan kaldırdığına dâlalet ettiği, bu hali ile şirketin devamının ve amacını gerçekleştirmesinin mümkün olmadığı, şirketin feshi ve tasfiyesi için haklı nedenlerin oluştuğu gerekçesiyle, davanın kabulüne, davalı şirketin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak ...’nın re’sen atanmasına karar verilmiştir. Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir....

                Gıda Sanayi Ve Dış Ticaret Limited Şirketi’nin 400.000 TL sermaye ile 11.04.2019 tarihinde davacı ......... ve diğer ortak .......... tarafından eşit hisse ile kurulduğu, davacı İrem Tozlu'nun da şirket müdürü olarak yetkilendirildiği anlaşılmıştır. Limited şirketlerin feshini düzenleyen TTK 636/3 düzenlemesi şu şekildedir: ''Haklı sebeplerin varlığında, her ortak mahkemeden şirketin feshini isteyebilir. Mahkeme, istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebilir.'' Somut olayda, davacının şirket müdürü olarak şirketin tasfiyesi için genel kurulu toplayıp dava açmaksızın şirketin tasfiyesini sağlama olanığının bulunmasına rağmen, bu seçeneği kullanmaksızın doğrudan mahkeme aracılığıyla şirketin fesih ve tasfiyesini talep etmekte hukuki yararının bulunmadığı takdir ve sonucuna varılmıştır....

                  şirketin yeniden ihyası ile şirkete ait gayrimenkuller ve yapıların gerçek değerinin tespiti, tasfiyesi sonucu elde edilecek aktif ve pasif mal varlığının tespiti ile bulunacak gerçek hisse değeri ile hisse oranına düşen alacağın tasfiyesi ile sorumlu davalıdan alınması için iş bu davanın açılması zorunluluğun hasıl olduğunu beyan ederek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla tasfiye halindeki şirket aktif ve pasifleri ile hissesinin gerçek değerinin tespitine ve tasfiye ile yetkili davalıdan tazminine, dava süreci içinde şirkete ait tesis ve arsanın satılması ihtimaline binaen şirket hisseleri ve Hüyük İlçesi Kıreli Mahallesi 4216 ve 4231 parsel sayılı yerde bulunan arsa ve tesis üzerine ihtiyati tedbir konulmasına, dava tarihi itibariyle yasal faize hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  Mahkemece, iddia, savunma ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, ana dava yönünden gerçek kişi davalıların şirketin fesih ve tasfiyesi davasında davalı sıfatlarının bulunmadığı, şirket aleyhine açılan fesih ve tasfiye davasında ise haklı nedenlerinin kanıtlanamadığı, ortaklık payının ödenmesi sureti ile ortaklıktan çıkarılma davasının davacısı şirket olup, gerçek kişi ortakların davacı sıfatları olmadığı, şirket tarafından açılan davanın ise kabulünün gerektiği gerekçeleriyle asıl davanın davalılar ... ve ... yönünden pasif husumet nedeniyle reddine, davalı şirket yönünden reddine, karşı davanın karşı davacılar ... ve......

                    UYAP Entegrasyonu