Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 30.11.2012 tarih ve 2012/437-2012/616 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacı vekili, müvekkili ...'un oğlu ...'un kendi işlerini göremeyecek derecede akıl hastası olduğundan kendisine vasi tayin edildiğini, kısıtlının bu durumundan faydalanılarak davalı şirkete ortak yapıldığını, ancak kısıtlının böyle bir şirkete ortak olabilecek ve işletecek durumda olmadığını belirterek davalı şirketin feshine ve tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

    c) İki mahkeme de görevsizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse. ç) Kesin yetki hâllerinde, iki mahkeme de yetkisizlik kararı verir ve bu kararlar kanun yoluna başvurulmaksızın kesinleşirse” şeklinde düzenlenmiştir. Dosya kapsamından, davanın açıldığı...11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin verdiği 09.04.2014 tarihli birleştirme kararı ile dosyanın...9. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2013/103esas sayılı dosya ile birleştirilmesine ve dosyanın anılan mahkemeye gönderilmesine karar verilmiş,...9. Asliye Ticaret Mahkemesi de şirketin feshi ve resmi tasfiyesi istemine ilişkin davanın, esas dava (alacak davası) ile bağlantısı bulunmadığı gerekçesiyle dosyanın...11. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine karar vermiştir. Her ne kadar...9....

      Şti.’nin kurulduğunu, şirketin sermayesinin 200.000,00 TL olarak belirlendiğini, buna bağlı olarak şirket hesabında 50.000,00 TL’nin bulundurulması gerektiğini, bu amaçla şirketin kurulduğu tarih olan 15/01/2018 tarihinde müvekkilinin eşi ...’in Ziraat Bankası Bozyaka Şubesindeki hesabından 32.000,00 TL, KuveytTürk Bozyaka Şubesindeki hesabından da 11.495,00 TL nakit parasını çektiğini ve üzerine de 1.505,00 TL ekleyerek toplam 45.000,00 TL'yi ... Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Ltd. Şti.’nin kurulduğu Vakıfbank İzmir Merkez Şubesinde diğer ortaklara teslim ettiğini, ... Ağız ve Diş Sağlığı Polikliniği Ltd....

        Davalılara usulüne uygun tebligat yapılmış olup, davalı ... tarafından davaya cevap verilmemiş, kayyım atanmasına ilişkin ara karara karşı ibraz edilen istinaf başvuru dilekçesi ile özetle; şirketin halen faal olduğunu, yaptığı inşaatların bulunduğunu, davalı şirkete kayyım atanmasının haksız ve yersiz olduğunu, inşaatların yapılarak dairelerin satıldığını, satış bedellerinin paydaşlara hisseleri oranında ödendiğini, şirketin mali kayıtlarına göre 62.000,00.-TL KDV alacağı bulunduğunu, şirketin haksız borçlandırıldığı iddiasının yersiz olduğunu, borcun şirketin yapılan işlerinin karşılığında kesilen faturadan kaynaklı olduğunu, fatura bedelinin ödenmemesi üzerine icra takibi başlatmak zorunda kaldığını belirterek haksız açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Dava, şirketin feshi ve tasfiyesi ile kayyım atanmasına ilişkindir....

          Esas ve yine .... Aile Mahkemesi'nin ... Esas sayılı dosyaları ile derdest olduğunu, şirketin karı, koca ve kayınbiraderden oluşan bir aile şirketi olduğunu, ancak davalılar arasında açılan boşanma davasının, şirketin bir aile şirketi olması sebebi ile iki ortak arasında oluşan bu ciddi anlaşmazlığın şirket işlerine de sirayet ettiğini, şirketin iki müdürü arasındaki anlaşmazlıklar sebebi ile şirketin yönetimsel olarak karar alamaz ve çalışamaz hale geldiğini, şirket müdürlerinden ...'in vekili vasıtası ile .... Aile Mahkemesine verdiği dileksinde de ... Ticaret Ltd.Şti.'nin tasfiyesi için yasal işlemlere başlayacaklarını beyan ettiğini, ancak ......

            Karara karşı davacı vekili istinaf başvurusunda bulunarak, takibe konu davanın itirazın iptali olarak açıldığını, ancak ihtilafın adi ortaklığa ilişkin olmasına bağlı olarak davanın adi ortaklığın feshi ve tasfiyesine dönüştüğünü, kararın kesinleşmeden icra edilmesinin mümkün olmadığından takip dosyalarındaki haciz işlemlerinin iptali ve takiplerin teminatsız olarak durulmasını talep ettiklerini, mahkemece taleplerinin ve dava konusu olayın irdelenmeden, hiçbir inceleme ve araştırma yapılmadan eksik ve yetersiz inceleme ile sonuca gidildiğini, davanın adi ortaklığın feshi ve tasfiyesi davasına dönüştüğünden icra takiplerinin ilama bağlı alacağa dönüştüğünü ve alacağın bir bütün haline geldiğini, adi ortaklık ilişkisinde bir ortak tarafından açılan alacak talebine ilişkin davanın ortaklığın feshi ve tasfiyesi istemini kapsaması karşısında mahkeme kararında belirtilen gerekçeleri hukuken anlamanın mümkün olmadığını, adi ortaklığın fesih ve tasfiyesine ilişkin kararların kesinleşmemiş olması...

            nın 636/3 md. hükmüne göre feshi ve tasfiyesi için haklı sebeplerin oluştuğu, davalı şirketin ticari faaliyetinin merkezinde yer alan davacının maliki olduğu arsalar üzerine davalı şirket tarafından yapılan inşaatların sona erdiği ve mevcut durumda şirketin atıl kaldığı, şirketin davalı ya da davacı ortak ile devamının amaca uygun düştüğü sonucuna ulaşmanın da mümkün olmadığı, davacı ya da davalı ortağın payının diğerine devredilmesi suretiyle şirketten çıkarılmasının menfaatler dengesi açısından uygun olmadığı gerekçesiyle, davalı ...'ın ortalıktan çıkarılması davasının aktif dava ehliyeti yokluğu nedeniyle reddine, davalı ... hakkında açılan fesih ve tasfiye davasının kabulü ile şirketin fesih ve tasfiyesine, şirkete tasfiye memuru atanmasına karar verilmiştir. Karara karşı davacı ve davalı ... vekilleri istinaf kanun yoluna başvuruda bulunmuşlardır....

              bizzat şirketin durumundan da kaynaklanabileceğini, şirketin feshi davasının açılabilmesi için belli bir sürenin olmadığını, şirketin son bulması için haklı bir sebep olup olmadığının mahkemenin kendisinin takdirinde bulunduğunu, şirketin feshi kararının kesinleşmesi ile son bulduğunu, ortaklar arasındaki güven ve iş birliğini zedeleyen davranışların ortaklığın sona ermesi nedeni olduğunu, şirket ortaklarının birbirlerine güveninin kalmadığını, şirketin devamının mümkün olmadığını, giyim mağazasındaki hesap vermeme ve kar dağılımından müvekkiline hiç bir ödeme yapılmaması hususları nazara alınarak şirkete kayyum atanması gerektiğini belirterek ihtiyati tedbir talebinin reddine dair verilen ara kararının kaldırılmasını istemiştir....

              İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ; Toplanan delillerden şirketin feshi ve tasfiyesi için yeterli gerekçe oluşturacak hiç bir sebebe ulaşılamadığı, şirketin bugün itibariyle zararda olması fesih ve tasfiye için sebep teşkil etmeyeceği, haklı sebep olmadıkça da ortağın şirketten çıkarılması mümkün olmadığı, kaldı ki , çıkmanın mevcut duruma göre davacı lehine olmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

                değerlendirilmediğini, şirketin faal olmaması nedeniyle en iyi çözümün feshi ve tasfiyesi olduğunu bildirmiş, haklı sebeple şirketin feshine, şirketin feshine karar verilmediği takdirde davacının ortaklıktan çıkması ile payının ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

                  UYAP Entegrasyonu