un görev süresinin 06.06.2008 yılında dolduğunu, yeni müdür atanmadığını, şirket ortakları arasında irtibat bulunmadığını, şirketin organsız kaldığını, yaklaşık 5 yıldır aktif olarak faaliyet yapılmadığını, restoran kurup işletilmesi için bu şirketin kurulduğunu, mahkeme kararıyla şirketin bu işyerinden tahliyesine karar verildiğini, şirketin devam ettirilmesi iradesinin bulunmadığını, müvekkilinin şirketin vergi borcunu yapılandırdığını, ortak sermaye payı olan %33 oranında kendi hissesine düşen 8.435,52 TL'lık kısmın tamamını ödediğini ileri sürerek, davalı şirketin 30.11.2006 tarihi itibariyle tasfiyesiz feshine karar verilmesini dava ve talep etmiştir. Davalı ..., davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketin 2006 yılından itibaren gayrı faal bulunduğunu, Vergi Dairesi'ne verdiği kapanma amaçlı dilekçesinin mevcut olduğunu, Marina'daki işyerinin tahliye edildiğini, davayı kabul ettiğini beyan etmiştir....
Ticaret Sicil Müdürlüğündeki kaydının kapatıldığının bildirildiğini, davalı tarafından yapılan terkin işleminin usul ve yasaya aykırı olduğunu, şirketin ihyasına karar verilmesinin talep edildiğini, müvekkil şirketin dava açmasında hukuki yararının olduğunu, müvekkilinin alacağının varlığı-yokluğu hususunun tartışılması ve icra takibinin sürüncemede kalmaması, tahsili bu çerçevede taraf teşkilinin sağlanabilmesi şirketin varlığını gerektirdiğinden usulsüz ve kötü niyetli tasfiye nedeniyle tüm yetkili ve sorumlular hakkında cezai ve hukuki tüm müracaat hakları saklı kalmak kaydıyla şirketin ihya edilebilmesi için işbu davanın ikamesinin gerektiğini, icra dosyasının derdest olduğunu, icra dosyası derdest olsa bile şirketin 28.06.2013 yılında terkin edildiğinden söz konusu kaydının silindiği tarihte takip dosyasının derdest olduğu halde şirketin kapanışının yapıldığı sabit olduğundan takibin bir sonraki aşamaya taşıyıp sonuçlandırılabilmesi için terkin işleminin iptali ile şirketin ihyası...
, şirketin herhangi bir fatura vb belge tasdik ettirmediği ve düzenlemediğini, şirketin hiçbir zaman vergi levhası olmadığını, şirketin adına tahakkuk eden herhangi vergi tahakkuku vergi borcu bulunmadığını, şirketin sermaye ile taahhüt edilen tutar bankaya yatırılmadığını, şirketin aktifinde kayıtlı herhangi bir gayrimenkul veya araç vb. taşınmaz bulunmadığını, şirketin herhangi bir bankada açılmış hesabı ve nakit hareketi bulunmadığını, şirketin sadece Ticaret Sicil Kaydı bulunmadığını, şirketin 3. şahıslar nezdinde herhangi bir hak ve alacakları borcu ve hacizi bulunmadığını, şirketin Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunda hiçbir kaydı ve borcu bulunmadığını, belirtilen haklı sebeplerle şirketin feshinin talep etme zorunluluğu doğduğunu, Şirketin uzun yıllar önce 13.05.2009 tarihli kuruluşundan itibaren gerekli organları Genel Kurul, müdür ve faaliyeti bulunmadığını, şirket kuruluş aşamasında gayri faal olup karar alınacak ortaklar karar defteri...
, şirketin herhangi bir fatura vb belge tasdik ettirmediği ve düzenlemediğini, şirketin hiçbir zaman vergi levhası olmadığını, şirketin adına tahakkuk eden herhangi vergi tahakkuku vergi borcu bulunmadığını, şirketin sermaye ile taahhüt edilen tutar bankaya yatırılmadığını, şirketin aktifinde kayıtlı herhangi bir gayrimenkul veya araç vb. taşınmaz bulunmadığını, şirketin herhangi bir bankada açılmış hesabı ve nakit hareketi bulunmadığını, şirketin sadece Ticaret Sicil Kaydı bulunmadığını, şirketin 3. şahıslar nezdinde herhangi bir hak ve alacakları borcu ve hacizi bulunmadığını, şirketin Hazine ve Maliye Bakanlığı Gelir İdaresi Başkanlığı ve Sosyal Güvenlik Kurumunda hiçbir kaydı ve borcu bulunmadığını, belirtilen haklı sebeplerle şirketin feshinin talep etme zorunluluğu doğduğunu, Şirketin uzun yıllar önce 13.05.2009 tarihli kuruluşundan itibaren gerekli organları Genel Kurul, müdür ve faaliyeti bulunmadığını, şirket kuruluş aşamasında gayri faal olup karar alınacak ortaklar karar defteri...
temsilcisi özetle; dava konusu şirketin ... sicil numarası ile 13/01/2005 tarihinde kurulduğunu, şirketin son kayıtlı adresine 03/10/2013 tarihinde çıkartılan tebligatın 26/11/2013 tarihinde taşınmış notuyla iade edildiğini, söz konusu hususların 07/10/2013 tarihli ve 8420 sayılı TTSG'de ihtaren ilan edildiğini, şirketin 2 aylık süre içerisinde hiçbir evrak ibraz etmediğini, 23/01/2014 tarihinde resen terkin edildiğini, bu hususun 28/01/2014 tarih ve 8495 sayılı TTSG'de tescil ve ilan edildiğini, şirketin hukuka uygun bir şekilde kapatıldığını beyanla,öncelikle davanın süre yönünden reddini, şirketin ek tasfiyesine karar verilmesi halinde tasfiye memuru atanmasını, yasal hasım olduklarından aleyhlerine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmemesini istemiştir. 3.Deliller: İhyası istenen şirketin sicil kayıtları getirtilmiştir. 4.İddia, savunma ve deliller birlikte değerlendirildiğinde; Dava, sicilden re'sen kaydı silinen şirketin adına kayıtlı aracın satışı ve tasfiyesi için...
tamamen kaybedildiği, şirketin gayri faal durumda olduğu, herhangi bir gelir getirici faaliyetinin, değerinin bulunmadığı bu haliyle şirketin Reel/Rayiç manada da Borca Batık vaziyette olduğu, bu haliyle şirketin iflas şartlarını taşır vaziyette bulunduğu, şirketin mevcut haliyle borçlarını ödeyemez ve acz içinde olduğu görüş ve kanaatine varıldığı ayrıntılı ve gerekçeli olarak belirtilmiştir....
Davacı tarafın iddiası, davalı şirketin ticari faaliyetine fiilen terk nedeniyle son verildiği, şirketin şu anda vergi kaydının da bulunmamakta olup yalnızca ticaret sicilinde kaydının varlığı söz konusu olduğu, şirketin devamı ve amacının gerçekleştirilmesinin mümkün olmadığı yönünde olup, bu sebeplerin haklı sebep olup olmayacağı mahkememizce değerlendirilecektir. TTK 636/2 maddesine göre "Uzun süreden beri şirketin kanunen gerekli organlarından biri mevcut değilse veya genel kurul toplanamıyorsa, ortaklardan veya şirket alacaklılarından birinin şirketin feshini istemesi üzerine şirket merkezinin bulunduğu yerdeki asliye ticaret mahkemesi, müdürleri dinleyerek şirketin, durumunu Kanuna uygun hâle getirmesi için bir süre belirler, buna rağmen durum düzeltilmezse, şirketin feshine karar verir."...
- K A R A R - Davacı vekili, müvekkilinin akaryakıt dağıtımı ve narenciye taşıma işi yaptığını, ancak son yıllarda şirketin durumunun kötüleştiğini ve borca batık hale geldiğini, sunulan iyileştirme projesinin uygulanması ile şirketin mali durumunun düzelebileceğini ileri sürerek, müvekkili şirketin iflâsının bir yıl süre ile ertelenmesine karar verilmesini talep etmiştir. Asli müdahil vekili, talebin reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; davacı şirketin borca batık durumda olduğu, şirketin iyileştirme projesinin uygulanması ile bu durumdan kurtulabileceği gerekçesiyle, talebin kabulü ile davacı şirketin iflasının 1 yıl süreyle ertelenmesine karar verilmiştir. Kararı, asli müdahil vekili temyiz etmiştir. Dava, iflas erteleme istemine ilişkindir....
Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2004/750 esasında davacının şirketin fesih ve tasfiyesi davasının derdest olduğunu, davanın bu nedenle reddine karar verilmesi gerektiğini, işin esası yönünden ise, gerçekten de davalı şirketin çalışma alanından daha geniş faaliyet alanı olan şirketin müvekkilleri tarafından kurulduğunu, bu şirketin davalı şirketin distribütörü olduğunu ve sadece davalı şirketin genel bayiliğini yaptığını, davalı şirketin bir mülkünün diğer şirkete şirketin devamı için satıldığını, davacının idareciliğine son verince şirketin daha karlı çalışmaya başladığını savunarak,davanın reddini talep etmiştir....
Dava, davacı şirketin iflasının ertelenmesi istemine ilişkindir. Dosya kapsamından, tanzim edilen bilirkişi ve kayyım raporları ile tespit edilmiş borca batıklık miktarlarındaki farklı tutarlar nedeniyle, davacı şirketin bilançosunun borca batık olup olmadığı hususunda tereddüt hasıl olmuştur. İİK'nın 178. maddesi uyarınca şirketin veya kooperatiflerin iflas erteleme talebinde bulunabilmesi için şirketin veya kooperatifin borca batık durumda olması gerekir. Borca batıklık, borçlunun malvarlığındaki aktif değerler toplamının, pasif değerler toplamını karşılayamaması durumudur. Şirketin bilançosunun borca batık olup olmadığı TTK'nın 376. maddesinde yazılan usule göre tespit edilmedilir. Mahallinde keşif yapılarak, uzman bilirkişi aracılığıyla tespit edilebilen niteliklerine göre kayıtlardaki malvarlığının rayiç tespitinin yapılması mümkündür....