WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; 1)Sanığa isnat edilen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim yetkisine sahip olan şirket yetkilisinin alacaklıyı zarara uğratmak kastıyla şirket borcunu ödememesi gerekmekte olup, takibin kesinleştiği 17.06.2010 tarihi itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olup olmadığının tespiti için borçlu şirket defter ve belgeleri ile banka hesapları üzerinde karşılaştırılmalı olarak bilirkişi marifeti ile inceleme yaptırılıp, sonucuna göre sanığın hukuki durumlarının takdiri gerekirken, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin ödeme gücünü belirlemekten uzak ve yetersiz bilirkişi raporu dayanak yapılarak ve bilirkişi raporunda da borçlu şirketin ödeme gücü bulunmadığının bildirilmesine...

    Söz konusu “gereği gibi hareket etme” yükümünün ise eTTK’nın 320.maddesine göre belirlenmelidir. 3- Somut olayda, davacı taraf davalı eski şirket yöneticisinin görev yaptığı dönemde, şirketin ihtiyaçlarına uygun hareket etmediğinin, lüzumundan fazla işçi çalıştırdığı ya da taşeron sözleşmesi imzaladığı, kendinden önceki döneme göre çalışan sayısında %160 oranında artış olduğunu, bazı departmanlardaki çalışan sayısı artışının %1066 düzeyinde olduğunu, bu suretle şirket gelirinin önemli bir kısmının çalışanlara ödenmek zorunda kalındığını, üretimde çalışan insan sayısı 77 kişiden 181 kişiye çıkarılmasına rağmen şirketin üretim miktarının daha da azaldığını, maaşların yatırıldığı bankadan alınan 51.000 TL promosyon bedelinin şirket çalışanlarının muvafakati alınmadan kendisinin başkanı olduğu derneklere bağışladığını, 26/03/2008 tarihinde şirket genel kurulunda davalının ibra edilmemesine karar verildiği ileri sürmektedir. 4- HMK’nın 220/1 maddesinde yer alan “Mahkeme, ticari davalarda...

      - DAVA : *** DAVA TARİHİ : *** KARAR TARİHİ : *** GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : *** Mahkememizde görülmekte olan itirazın iptali (şirket yöneticisinin sorumluluğundan kaynaklanan) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirketin alacağının tahsili amacıyla Kayseri 2. İcra Müdürlüğü'nün ......

        nın 644. maddesi yollamasıyla 553. maddesinde düzenlenen limited şirket yöneticisinin hukuki sorumluluğu kapsamında, diğer davalı şirketin ise muvazaa (6098 sayılı TBK m.19) ve haksız fiil sorumluluğu (698 sayılı TBK m.49 vd.) kapsamında ortaya çıkan zarardan birlikte sorumlu olduğu, taşınmazın dava tarihindeki değerinin 493.000,00 TL olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kabulü ile 493.000,00 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile BHB İnşaat Malzemeleri Ticaret Limited şirketi'ne ödenmesine karar verilmiştir. Karar, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir....

          Bu durumda mahkemece, davacı vekiline davalı T6 aleyhine sadece şirket ortağının sorumluluğuna dayanılarak mı dava açıldığı, yoksa şirket yöneticisinin sorumluluğu hükümlerine de dayanılıp dayanılmadığının açıklattırılarak, talebe göre değerlendirme yapılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bu husus aydınlatılmadan, yazılı gerekçe ile karar verilmesi doğru görülmemiştir. (Yargıtay 11.Hukuk Dairesi 14/11/2017 tarih 2016/12185 Esas 2017/6141 Karar - Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/2428 Esas 2019/8116 Karar) Davalı Mali Müşavir yönünden; Davacı tarafça, davalı mali müşavirin kusurlu hizmet ifasından doğduğu iddia edilen zararın tahsili talep edilmektedir....

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, vakıf yöneticisinin görevden alınması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü: Dava, 5737 sayılı Vakıflar Yasası 10. ve Türk Medeni Yasası Hükümlerine Göre Kurulan Vakıflar Hakkında Tüzük'ün 23. vd. maddelerine göre, davalı vakıf yöneticisinin vakfın amacına ve yürürlükteki mevzuata aykırı davrandığı ve kusurlu hareketiyle vakfa zarar verdiği iddiasıyla yöneticinin görevden alınması istemine ilişkindir....

            Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, -Sanığın üzerine atılı Ticari İşletme Yöneticisinin Kasten Alacaklıyı Zarara Uğratması, Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu azaltmak ve Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçları ile ilgili ... 5. İcra Ceza Mahkemesi'nin 2018/712 Esas-2020/181 Karar sayılı dosyası yönünden yapılan değerlendirme; Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;eyleme ve yükletilen suça yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE HÜKÜMLERİN ONANMASINA, -Sanığın üzerine atılı Ticari İşletme Yöneticisinin Kasten Alacaklıyı Zarara Uğratması, Alacaklıyı zarara uğratmak için mevcudu azaltmak ve Ticareti usulüne aykırı terk etmek suçları ile ilgili Birleşen ... 5....

              Davacı yan, davadışı şirket müdürlüğünden 2003 tarihinde azledildiğini, daha sonra davadışı şirkete ait 2005 yılında keşide edilen iki ayrı çekin karşılıksız çıkması nedeniyle davalı bankanın şirket yöneticisi olarak kendisini bildirmesi üzerine gıyabında para cezasına mahkum olduğunu, para cezasının hapse çevrilmesi sonucu yakalanma ve gözaltına alınması sonucunda, zorunlu olarak para cezalarını ödemek zorunda kaldığını, uğradığı maddi ve manevi zararın davalıların gerekli dikkat ve özeni göstermemesinden kaynaklandığını ileri sürmekte, davalı yan ise diğer savunmaları yanında, şirket yöneticisinin değiştiğinin kendilerine bildirilmediğini, bu nedenle davacının zararından sorumlu olmadıklarını savunmaktadır. Davacının, 2005 yılında keşide edilen çeklerin keşidecisi davadışı şirketin müdürlük görevinden 27.8.2003 tarihinde azledildiği, bu tarihten sonra şirket müdürü olarak bir başka kişinin atandığı vakıası taraflar arasında uyuşmazlık konusu değildir....

                Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede, Sanığın yetkilisi olduğu borçlu şirket hakkındaki icra takibine ihtiyati haciz kararı ile başlandığı ve bu karar uyarınca yapılan haciz işlemleri sırasında, şirket yetkilisi sanığın işleyecek sürelerden feragat ettiği ve takibin kesinleştirilmesini istediği ancak bu aşamaya kadar henüz ödeme emrinin tebliğ edilmediğinin anlaşılması karşısında, İİK'nın 20. maddesi uyarınca sanığın anılan beyanının hüküm ifade etmeyeceği ve dolayısıyla şirket hakkındaki takibin kesinleşmemesi nedeniyle sanık hakkında beraat kararı verilmesi gerekirken yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi, Kabule göre de, 1- Sanığa isnat edilen İİK’nın 333/a maddesinde düzenlenen “ticari işletme yöneticisinin alacaklıları zarara sokmak kastı ile borcu ödememesi” suçunun oluşması için, takibin kesinleştiği tarih itibariyle şirketin borcu ödeme gücüne sahip olması ve şirketin hukuken veya fiilen yönetim...

                  ortağı yapılmasının mümkün bulunmadığını, şirket yönetim kurulu üyelerinin yürütülen bu faaliyetler nedeniyle defalarca yargılandıklarını ve mahkum edildiklerini, yapılan bu yargılamalar neticesinde şirket defterlerinde bulunan kayıtların gerçeği yansıtmadığının tespit edildiğini, TTK'nın 336. maddesi uyarınca davalı ...'...

                    UYAP Entegrasyonu