Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne ve çekişmeli 440 ada 27 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tamamı 7 pay kabul edilerek 1/7 payının davacı adına, 3/7 payının davalı ... adına ve 3/7 payının davalı ... adına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece davalıların son oturumdaki beyanları hükme esas alınarak davanın kabulü yönünde karar verilmişse de, mahkemenin kabul ve değerlendirmesi dosya içeriğine uygun bulunmamaktadır. Dava, miras payına dayalı olarak açılmış tapu iptali ve tescil davasıdır. Davanın, ortak miras bırakan ....'dan gelen miras payına dayalı olarak açılması nedeniyle, davacının tek başına bu nitelikteki davayı açıp yürütme imkanı bulunmamaktadır. Türk Medeni Kanunu'nun 640.maddesi uyarınca ya tüm mirasçıların davaya muvafakatlarının sağlanması ya da terekeye temsilci tayini yoluna gidilmesi zorunludur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Uyuşmazlık, şirket payının devri karşılığında ödenen meblağın iadesi için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 19. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yüksek 19. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 06.09.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Bu halde, diğer mirasçıların davaya katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması ya da terekeye temsilci atanması gerekir. Somut olayda; muris ...’nın davacı dışında mirasçıları bulunduğu ve davalı Hazine'nin de terekeye göre 3. kişi durumunda olduğu anlaşılmaktadır....
Ne var ki; dava, üçüncü kişiye karşı açılan ve miras payının adına tescili talep edilen bir dava olmayıp, dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi istemine ilişkindir. Dolayısı ile mahkemenin davacının talebini miras payına yönelik olarak değerlendirerek davacının dava açma yetkisi bulunmadığından ret kararı vermesi isabetli bulunmamaktadır. Diğer taraftan elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ :Terekeye İade Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü: Uyuşmazlık ve hüküm menkul malların terekeye iadesi istemine ilişkin olup, inceleme görevi Yargıtay Büyük Genel Kurulu'nun 24.01.2014 tarihli 2014/1 sayılı iş bölümü kararı gereğince Yargıtay 8. Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ : Yukarıda belirtilen sebeple dosyanın görevli Yargıtay 8. Hukuk Dairesi Yüksek Başkanlığına gönderilmesine oybirliğiyle karar verildi.10.03.2014(Pzt.)...
Mahkemece, davacılar tapu kayıtlarında murisleri adına kayıtlı 1/4 payının muris mirasçıları adına tescilini istedikleri ve murisin dava açmayan başka mirasçıları da bulunduğu halde aktif dava ehliyeti üzerinde durulup, diğer mirasçıların katılımının sağlanması, muvafakatlerinin alınması yada terekeye temsilci tayini düşünülmediği gibi davacıların hangi taşınmazlar hakkında dava açtıkları açıklattırılmamış, dayandıkları tapu kayıtlarının hangi taşınmazlara revizyon gördüğü tespit edilmemiş ve kadastro tespit tutanakları ile tapu kayıtları getirtilerek yöntemince uygulanmamıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve incelemeye dayanılarak hüküm kurulamaz....
Bilindiği üzere bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur....
Sanayi İthalat İhracat ve Dış Ticaret Ltd Şti'nin şirket müdürünün rekabet yasağına aykırılığın tespiti ve ABD doları cinsinden şirket hesabına iadesi, şirket müdürünün sorumluluğundan doğan zararın tazminin tespiti ve amerikan doları cinsinden şirket hesabına iadesi, müvekkilinin haklı nedenle çıkma talebinin kabulünü, şirketin taşınır taşınmaz ve her türlü hak ve alacağının tespitini, müvekkilinin hak kazanılan alacaklarını da kapsayacak şekilde çıkma payının hesaplanarak fazlaya ilişkin her türlü talep ve dava haklarını saklı tutarak 500.000.TL asıl alacağın alacaklara hak kazanıldığı tarihten itibaren işletilecek reeskont faiziyle tahsiline, yargılama sürecinde taşınır, taşınmaz ve gayri maddi hakların üçüncü kişilere satış ve devrinin önlenmesi için kayıtlarına ihtiyati tedbir konulmasını, şirket müdürünün ölümü ile mirasçılarına dava açılmış olduğundan şirketi temsil ve yönetici kişinin olmaması nedeni ile yönetici kayyum atanması talepli açtığı davada öncelikle daha önce ... 1.Asliye...
Bir mirasçı, terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, diğer mirasçılar aleyhine tek başına miras payı oranında adına tescil istemi ile dava açabilirse de, terekeye göre üçüncü kişi konumundaki birine karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün değildir. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki murise ait paranın terekeye iadesi ve davacının miras hakkı oranında tahsili davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 28.11.2017 gün ve 2016/17701 Esas- 2017/8896 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Davacı vekili, müvekkilinin annesi olan muris ... ’ın 19.04.2015 tarihinde vefat ettiğini ve geriye mirasçıları olarak davacı ... ve ...’u bıraktığını, murisin yıllarca hastalık çektiğini, yakalandığı hastalıkların tedavi masraflarının karşılanması amacıyla ......