Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

a ait payın tapu kaydının iptali ile bu payın 1/2 payının davacı adına, 1/2 payının muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılardan ... ve ... tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taraf, çekişmeli taşınmazların müşterek kök muris ...’dan mirasçıları ... ve ...’a intikal ettiğini, ...'in payını 1985 tarihinde satın aldığını ileri sürmüştür. Mahkemece, taşınmazların öncesinin muris ...’ya ait olup, davacının mirasçı ...n payını satın aldığı kabul edilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma, inceleme ve uygulama karar için yeterli bulunmamaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazların müşterek muris ...’dan gelip gelmediği, taşınmazlar muris ...’ya ait ise mirasçılar arasında yöntemince paylaşılıp paylaşılmadığı ve ... payının davacı tarafından satın alınıp alınmadığı noktasında toplanmaktadır....

    KARŞIOY 1- Dava, şirket ortağına haksız ödenen meblağın iadesi istemine ilişkindir. 2- Somut olayda, davacı şirketin %30 payının ortaklardan ...’ya, %40 payının Gürkan’a ve %30 payının ise davalı ...’ye ait olduğu, icracı ortakların şirketteki emek ve mesailerine karşılık her ortağa 2007 yılında aylık 403 TL (Ocak-Haziran dönemi için) ve 420 TL (Temmuz-Aralık dönemi için), ücret ödendiği, davalı ortağın aynı nitelikte faaliyet yürüten bir başka şirkette yönetici olması nedeniyle şirketin 26.02.2007 tarihli ortaklar kurulu kararıyla davalının şirket imalathanesine alınmamasına karar veriliği, ayrıca bilahare şirket ortaklığından da çıkartılmasına karar verildiği, bununla birlikte, her yılın başında her üç ortağa da çalışma karşılığı aylık ödenmesine ilişkin otomatik ödeme talimatı nedeniyle, davalının fiilen şirkette çalışmadığı 2007 yılı Mart ayından itibaren de ödeme yapılmasına devam olunduğu, davacı tarafın 2007 yılı Mart - Aralık döneminde fazla yapılan meblağın iadesini talep ettiği...

      İster adi, ister noterde resmi şekilde miras payının devri sözleşmesi yapılmış olsun, her iki halde de sözleşme alıcı kişiye paylaşmaya katılma yetkisini vermez, sadece paylaşma sonunda mirasçıya özgülenen payın kendisine verilmesini isteme hakkını sağlar. Yani miras payını devralan kişi terekeye göre üçüncü şahıs durumunda olduğundan mirasçılar arasındaki elbirliği mülkiyeti paylı mülkiyete dönüştürülmedikçe iptal ve tescile karar verilemez. Çünkü elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Somut olayda, davaya konu sözleşmelerin, tarihsiz ve 1969, 1970, 1976, 1977 tarihli oldukları, davacıların dip murisi ...'in 05.06.1964, davacıların yakın murisi ...'in ( dip muris ...'in oğlu) ise 08.03.1996 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu durumda, davacıların yakın murisleri ... sözleşme yapıldığı tarihte henüz ölmediğinden, davacıların terekeye karşı 3. kişi konumunda oldukları açıktır....

        'nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline ve kira bedelinin terekeye iadesi isteğine ilişkidir. Davacılar; mirasbırakanın maliki bulunduğu 1708 ada, 10 parsel sayılı taşınmazdaki ½ payını tapuda satış suretiyle davalıya temlik ettiğini, 3227 ada (720 ada), 116 parselde bulunan 10 ve 11 numaralı bağımsız bölümleri ise bedelini ödemek suretiyle davalı adına tescilini sağladığını, temliki işlemlerin mirastan malkaçırma amaçlı ve muvazaalı olarak gerçekleştirdiğini ileri sürerek tapu kayıtlarının iptali ile miras payları oranında adlarına tescili, olmazsa saklı payı tecavüz eden bağımsız bölümlerin tasarrufunun tenkisi, kira bedellerinin terekeye iadesini istemişlerdir. Davalı, dava konusu 720 ada, 116 parselde kayıtlı 10 ve 11 numaralı bağımsız bölümlerin babası ...'...

          "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL -KARAR- Dava, dilekçesinde, temyiz konusu 230 parsel sayılı taşınmazın davalı tarafından dava tarihinden önce üçüncü kişiye temlik edilmesi nedeniyle tapu iptal ve tescil davası açılamadığından ve murisin sebepsiz bağışlaması nedeniyle bedelinin terekeye iadesi talep edilmiş, ıslah ile davacıların miras payı oranında tazminata karar verilmesi istenilmiş olup, mahkemece tazminata karar verilmiştir. Davanın açıklanan bu nitelendirmesine göre, 2797 Sayılı Yargıtay Yasasının 14.maddesi uyarınca temyiz incelemesi Yüksek 4.Hukuk Dairesine ait bulunduğundan dosyanın ilgisi yönünden anılan Daire Başkanlığına gönderilmesine, 15.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi Dava dilekçesinde, Türk Medeni Kanununun 427. maddesi gereğince terekeye yönetim kayyımı atanması istenilmiştir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Y A R G I T A Y K A R A R I Dosyanın incelenmesi sırasında muris ...'in veraset ilamına ve mirasçıları tarafından mirasın reddedildiğine ilişkin bilgi ve belgelere rastlanılmamıştır. Bu nedenle yukarıda sözü edilen veraset ilamı ve mirasın reddine ilişkin tüm bilgi ve belgelerinin ilgilisinden temini ile dosya içerisine konulmasından sonra temyiz incelemesi yapılmak üzere iadesi için dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 07.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık; davacı tarafından, eşinin vefat etmesi nedeniyle terekeye dahil edilen ziynet eşyalarının, murisin (davacı eşi) mirasçıları olan davalılardan tahsil (menkul eşyanın davacı tarafa ait olduğunun tespiti ve tarafına iadesi talebi) talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre inceleme görevi Yargıtay 4.Hukuk Dairesinindir. Dosya, Yargıtay 4.Hukuk Dairesince incelenerek görevsizlik kararı ile Dairemize gönderilmiş olup, 23.07.2016 tarihinde yürürlüğe giren 6723 sayılı Yasanın 21.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60/3 maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 22.11.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                Diğer yandan, 6102 sayılı Yasanın 595.maddesi uyarınca, limited şirketlerde, esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemler yazılı şekilde yapılır ve tarafların imzaları noterce onanır. Şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun onayı şarttır. Devir bu onayla geçerli olur. Şirket sözleşmesinde başka türlü düzenlenmemişse, ortaklar genel kurulu sebep göstermeksizin onayı reddedebilir. Şirket sözleşmesiyle sermaye payının devri yasaklanabilir. Şirket sözleşmesi devri yasaklamış veya genel kurul onay vermeyi reddetmişse, ortağın haklı sebeple şirketten çıkma hakkı saklı kalır. Şirket sözleşmesinde ek ödeme veya yan edim yükümlülükleri öngörüldüğü takdirde, devralanın ödeme gücü şüpheli görüldüğü için ondan istenen teminat verilmemişse, genel kurul şirket sözleşmesinde hüküm bulunmasa bile, onayı reddedebilir. Başvurudan itibaren üç ay içinde genel kurul reddetmediği takdirde onayı vermiş sayılır....

                şirket ortaklığından çıkarılmasını, davalının payının diğer şirket ortaklarına eşit olarak dağıtılmasını, şirkete ait demirbaş ve emtiaları geri iade etmesini, aldığı çeklerin bedellerinin davalıdan reeskont faizi ile birlikte tahsili ile davalıdan 30.000,00 TL manevi tazminat alınmasını talep etmiştir, karşı davanın reddini talep etmiştir....

                  Mahkemece, davacıların murisi ...’ın terekesinin TMK'nın 701 ve 702. maddeleri uyarınca elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olup, elbirliği mülkiyetinde mirasçıların belirli payları olmayıp her birinin payının taşınmazların tamamı üzerinde söz konusu olduğu, tereke bakımından tasarrufi işlemlerde oybirliği arandığı, davanın da tasarrufi bir işlem olup, üçüncü kişilere karşı tüm mirasçıların birlikte dava açmaları gerektiği, davacıların sadece kendi adlarına tapu iptali ve tescili isteminde bulundukları gibi, tüm taşınmazların kendi adlarına tescilini talep ettikleri, tereke adına iptal ve tescil isteğinde bulunmadıkları ve yargılama sırasında diğer mirasçıların davacı safında davaya dahil edilmesi ya da açılan davaya karşı olurlarının alınması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle davacı tarafından taraf teşkilinin sağlanması olanağının da bulunmadığı, terekeye dahil bir veya birkaç taşınmaz için bir veya birkaç mirasçının tek başına terekeye göre üçüncü kişi durumunda bulunan kişilere...

                    UYAP Entegrasyonu