Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

in dava konusu taşınmazların maliki olmadığından açılan davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiğini, dava dilekçesinde taşınmazların terekeye iadesinin talep edilmediği, sadece davacının miras payının talep edildiğini ve davalının terekeye karşı 3. kişi konumunda olduğunu, bu sebeple açılan davanın aktif dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, Yerel Mahkeme kararının 121 ada 213, 215 ve 245 parseller açısından kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. 3. Gerekçe ve Sonuç Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 6....

    Mirasçılardan birinin, terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam edilmesine olanak yoktur. Ne var ki bir mirasçının terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, 3. kişi davalıya karşı tapu iptali ve kendi adına tescil isteminde bulunmasının önünde yasal bir engel yoktur. Ancak bu halde, davacının dava konusu taşınmazın muristen satış, bağış veya terekenin taksimi yoluyla kendisine intikal ettiğini, kısacası taşınmazın terekeden ayrıldığını ve bu yolla kendisine intikal ettiğini ispat etmesi gerekecektir. 3. Değerlendirme Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür....

      Sokak No: 11 Kat: 5- 6 Zeytinburnu/ İstanbul'da şirket, İstanbul Bakırköy'de iki dükkan, Kürkçü Han, Kat 2, No: 45 Mahmutpaşa/İstanbul'da bir şirket, Malatya Yeşilyurt Hıroğlu Mahallesinde taşınmaz, Antalya'da gayrimenkul, İsmet Paşa mah....

      Somut olayda davacı vekili; dava dilekçesinde taşınmazların 1/2 payının davacının murisi Osman oğlu Hasan Asar'a ait olduğunu ileri sürmüş ve davacının miras payının davacı müvekkili adına tescilini istemiş olmakla dava konusu taşınmazların muris Hasan Asar terekesine ait olduğunu kabul etmiş bulunmaktadır. Yargılama sırasında davalılar ile ortak miras ilişkisine dayanılmadığı gibi bu hususu ispatlayacak deliller de mahkemeye sunulmamıştır. Bu durumda çekişmeli taşınmaz terekeye ait olup, tereke karşısında davalılar üçüncü kişi konumunda olduğundan, davacının terekeye ait taşınmaz hakkında paya yönelik veya kendi adına tescil isteğiyle dava açamayacağı, ancak tüm mirasçılar adlarına tescil istemiyle dava açabileceğinden davanın aktif dava ehliyeti yokluğu yönünden usulden reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmamaktadır....

      Hukuk Dairesi, 2016/6974E., 2017/18101K. sayılı ilamı) Dava konusu olayda; davacının, murisi tarafından harici sözleşme ile satın alındığı iddia edilen taşınmaza ilişkin tapu iptal tescil ya da bedel iadesi istemi ile eldeki davayı açtığı, ancak dosya mevcut veraset ilamından muris Ali Özdemir'in davacı dışında başka mirasçılarının da bulunduğu, buna rağmen iş bu davada diğer mirasçıların davaya dahil edilmeksizin ve taraf teşkili sağlanmaksızın hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır. Oysa açıklandığı üzere, tereke adına takip edilecek olan davada tüm mirasçıların açılan davaya muvafakatlarının sağlanması veya davanın terekeye mümessil tayin edilerek sürdürülmesi zorunludur....

      DAVA : Ticari Şirket Çıkma Payının Tespiti ve Ödenmesi DAVA TARİHİ : 23/01/2023 KARAR TARİHİ : 25/01/2023 YAZIM TARİHİ :26/01/2023 Mahkememizde görülmekte olan ticari şirket çıkma payının tespiti ve ödenmesi davasının yapılan açık yargılaması sonunda, DAVA: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin dava dışı ... Koltuk Teks.İnş.Nak.Truzim İhracaat İthalat San.Tic.Ltd.Şti.'nin %25 hissedarı olduğunu, davalıların da %25 hissedar olduklarını, müvekkilinin yıllarca şirket için emek verdiğini, davalı ...'...

        Maddesini ihlal ederek müvekkilinden mal almadığını, davalının iş bu eylemi karşısında müvekkil şirket sözleşmenin 20 maddesi gereği davalıya ödemiş olduğu katkı payını isteme hakkı doğduğunu, davalının sözleşme hükümlerini ihlali sonucunda, müvekkil şirket tarafından davalıya ödenen 104.980,00 TL katkı payının ödeme tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davalıdan alınarak müvekkil şirkete ödenmesine karar verilmesi ile birlikte davadan doğacak masraf ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

          YARGILAMA SÜRECİ : Dava konusu istem: Davacı şirket tarafından, ortağı olduğu …Enerji Üretim ve Tic. A.Ş.'nin yatırım indirimi kapsamında yer almayan tutarları üzerinden tarafına yapılan kâr dağıtımında çifte vergilendirmeyi önleme anlaşması çerçevesinde % 5 oranında gelir vergisi kesintisi uygulanması gerekirken % 15 oranında kesinti uygulanmasının haksız olduğundan bahisle fazladan yapılan kesintinin iadesi istemiyle yapılan düzeltme/şikayet başvurusunun zımnen reddi işleminin iptali ve fazladan yapılan kesintinin faiziyle beraber iadesi istenilmiştir. İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: Vergi Mahkemesince verilen kararda; davacı şirket tarafından Çifte Vergilendirmeyi Önleme Anlaşması'nın yürürlük tarihinden kaynaklanan kâr payı stopaj iadesi, serbest meslek ödemesi stopajı iadesi ve temettü stopajı olarak değerlendirilen yatırım indirimi stopajı iadesi için verilen dilekçeler üzerine …Enerji Üretim ve Tic....

            Mahkemece terekeye ait haklar üzerinde tasarruf söz konusu ise ortakların oy birliği ile karar vermeleri gerektiği, TMK’nın 702/2 maddesine göre tasarruf işlem niteliğindeki zilyetliğe dayalı tescil davasında tüm mirasçıların birlikte hareket etmeleri suretiyle dava açmaları veya terekeye temsilci atanması ve bu yolla davanın yürütülmesi gerektiği ancak bir mirasçı bütün mirasçılar adına yalnız başına dava açarsa diğer mirasçıların katılımlarının sağlanması, muvafakatinin alınması veya terekeye temsilci tayin ettirilmesi için davacıya uygun süre verileceği belirtilmiş ise de davacının terekenin mümessili olmadığı, bu nedenle diğer mirasçıların muvafakatini alması gerektiği ancak duruşmada tanık olarak dinlenen kardeş ...’in davanın açılmasına muvafakatinin olmadığını bildirdiği bu nedenle davacının tek başına tereke adına davaya devam edemeyeceği gerekçesiyle yazılı şekilde hüküm kurulmuş ise de, varılan sonuç dosya kapsamına ve yasal düzenlemelere uygun bulunmamaktadır....

              Ne var ki; dava, üçüncü kişiye karşı miras payının tescili istemiyle açılan bir dava olmayıp, dava konusu taşınmazın terekeye döndürülmesi istemine ilişkindir. Dolayısı ile mahkemenin davacının dava açma yetkisi bulunmadığı gerekçesi red kararı vermesi isabetli bulunmamaktadır. Diğer taraftan elbirliği halinde mülkiyet hükümlerine tabi bulunan bir terekede, terekeye ilişkin tüm tasarruf işlemlerinin, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 640 ve 702. maddeleri uyarınca, tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması zorunlu olup, tasarrufi işlem niteliğindeki davanın da tüm mirasçılar tarafından terekeye karşı üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine birlikte açılması gerekir. Bir mirasçının, özellikle acele hallerde miras şirketinin menfaatini korumak için, bütün mirasçılar adına, yalnız başına dava açması mümkün ise de, bu şekilde açılan bir dava tüm mirasçıların katılımı sağlanmadan yürütülemez....

                UYAP Entegrasyonu