Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

"İçtihat Metni" MAHKEMESİ ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ Uyuşmazlık, miras bırakanın, davalı tarafa vermiş olduğu vekaletnameye istinaden, davalı tarafından satışı yapılan ancak miras bırakana verilmeyen taşınmaz satış bedellerinin terekeye iadesi talebiyle açılan alacak talebine ilişkindir. Davanın niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14.Hukuk Dairesinindir. 11.04.2015 tarihinde yürürlüğe giren 6644 sayılı Yasanın 2.maddesi ile değiştirilen 2797 sayılı Yargıtay Kanununun 60.maddesi uyarınca temyiz incelemesini yapacak daire belirtilmek üzere dosyanın Hukuk İşbölümü İnceleme Kuruluna gönderilmesine, 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    Mahkemece, dava dışı mirasçılar bulunduğuna göre, terekeyi temsilen tüm mirasçıların birlikte hareket ederek dava açmaları veya mirasçılardan birinin terekeye iade istekli olarak dava açması gerektiği halde, davacıların miras payı oranında tapu iptali ve tescil istemiyle mirasçı olmayan davalı aleyhine dava açtıklarından, taraf koşulu oluşmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Ne var ki, davacılar, taşınmazın kök muristen kaldığını bir başka ifade ile taşınmazın mülkiyetinin elbirliği şeklinde olduğunu ileri sürerek dava açmış olup; kök murisin mirasçılarından olan babası Yüksel'in kadastro tespit tarihi itibarı ile ölü olması nedeniyle, davalı ...'in de mirasçı olduğu kuşkusuzdur. Buna göre davanın, terekeye karşı 3. kişi aleyhine açıldığından söz edilemez....

      e yapılan satışın geçersiz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile 1/3 payının adına tescili istemiyle dava açmıştır. Bu iddia ile aynı zamanda murisin terekesinin TMK'nın 701 ve 702. maddeleri gereğince elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi olduğunun ileri sürüldüğü kuşkusuzdur. Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusudur. Bu nedenle de TMK'nın 702. maddesi gereğince tasarrufi işlemlerin ancak tüm mirasçıların oy birliği ile yapılması mümkündür. Dava da bir tasarrufi işlem olup, kural olarak üçüncü kişilere karşı tüm mirasçılar tarafından birlikte ya da terekeye temsilci atanmak suretiyle dava açılması gerekir....

        Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, mirasçılardan birinin ya da bir kısmının tek başına, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün bulunmamaktadır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesinde yer alan düzenlemeye göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği kuşkusuzdur. Mirasçılardan bir kısmının kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından, davanın, diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle yürütülmesi de mümkün bulunmamaktadır....

          TMK'nın 644. maddesi gereğince; bir mirasçı, terekeye dahil malların tamamı veya bir kısmı üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesi isteminde bulunduğu takdirde sulh hakiminin, diğer mirasçılara çağrıda bulunarak belirleyeceği süre içinde varsa itirazlarını bildirmeye davet edeceği, elbirliği mülkiyetinin devamını haklı kılacak bir itiraz ileri sürülmediği veya mirasçılardan biri belirlenen süre içinde paylaşma davası açmadığı takdirde, istem konusu mal üzerindeki elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete dönüştürülmesine karar verileceği, terekeye dahil diğer hakların ve alacakların paylar oranında bölünmesi hususunda da yukarıdaki hükümlerin uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Somut olaya gelince; davacı vekili dava konusu 15110 ada 10 parsel 6 numaralı bağımsız bölümde bulunan elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesini talep etmiştir. Dava konusu bağımsız bölümde tarafların murisleri ... ve ... arasında 1/2' şer paylı mülkiyetlidir. Taraflar, muris ...'...

            Dosya kapsamında murisin davacı dışında da mirasçıları bulunduğu anlaşılmakla dava konusu taşınmazların terekeye ait bir mal mı yoksa murisin ölümünden önce tasarrufi bir işlemle veya ölümden sonra taksim ya da miras payının devri sözleşmesi ile davacıya kalan bir yer mi olduğunun belirlenmesi zorunludur....

              Mahkemenin değerlendirmesi bu yönüyle isabetli olmadığı gibi davacı dava dilekçesinde adına tescil isteminde bulunmuş ve davacı vekili 16.09.2010 tarihli duruşmada terekeye temsilci atanmasına ilişkin ilamı sunduğunu bildirmiştir. Hal böyle olunca; davacının kendi adına mı yoksa tereke adına mı tescil istediği hususunun açıklığa kavuşturulması zorunludur. Davacı vekilinden bu husus sorulup saptanmalı, dava tereke adına açılmışsa sözü edilen 2010/11-16 karar sayılı terekeye temsilci atanmasına ilişkin ilam getirtilip dosyaya konulmalı, davacı vekiline dayanılan tapu maliki ... terekesini temsil konusunda vekalet verilip verilmediği sorulmalı, taraf teşkili tamamlandıktan sonra işin esasına ilişkin araştırma, inceleme yapılıp dayanılan tapu kaydı uygulanmalıdır....

                Davacılar dava dilekçelerinde, kendi adlarına ve dava dışı mirasçılar ... ve ... adına tescil isteğinde bulunduklarına göre taşınmazın terekeye ait bir mal mı yoksa murisin ölümünden önce tasarrufi bir işlemle veya ölümden sonra taksim ya da miras payının devri sözleşmesi ile davacılara kalan bir yer mi olduğunun belirlenmesi zorunludur....

                  Dava terekeye dahil olduğu iddia olunan taşınmazdaki miras payına yönelik olarak açılmış tapu iptali ve tescil davasıdır. Davalı ..., annesi ... halen hayatta olduğundan muris.... terekesine karşı 3. kişi durumundadır. Terekeye dahil bir taşınmaz için bir mirasçı tek başına 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açamaz. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesine göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği açıktır. Bu halde mirasçılardan birisinin kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir....

                    Buna göre davacının ifadesi temyize konu taşınmazı terekeye döndürme gayesi taşımamakta, aksine davasını, miras payı oranında iptal ve tescile yönelik olarak sınırlandırmaktadır. Bu haliyle dava, mirasçılar arasında görülen dava olup yalnızca miras payının iptal ve tesciline ilişkin olması cihetiyle, Mahkemece davanın, davacının muris ....'ten gelen miras payı oranında yürütülmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ...’ın temyiz itirazları açıklanan nedenle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz eden davalıya iadesine, 05.07.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu