Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

muris Mustafa Acar'a nakit olarak çektirildiğini, TMK 669 maddesi gereği davalı T5 almış olduğu 250.000- TL'yi denkleştirmenin sağlanması için terekeye geri vermesi gerektiğini, müvekkillerinin davalı T5 miras paylarını istemelerine rağmen çeşitli bahanelerle karşılaştıklarını, hakları olan miras paylarının davalı T5 yargı yoluna başvurmadan alamayacaklarının anladıklarını, mirasta denkleştirme davası murisin yasal mirasçılarına yaptığı sağlar arası karşılıksız kazandırmaların belirli koşullar gerçekleştiğinde geri verilmesini talep etmeyi sağlayan bir dava olduğunu, amacın mirasçılar arasında sağlar arası karşılıksız kazandırmalar ile oluşan dengesizliğin denkleştirme ile ortana kaldırılmasını olduğunu, denkleştirmenin koşullarının gerçekleştiğini, davalı T5 muris Mustafa Acar'dan almış olduğu 250.000- TL'den müvekkilerinin yasal miras payına düşen 167.000- TL'nin terekeye iadesi ile birlikte yasal faizi hesaplanarak müvekkillerine verilmesini talep etmiştir....

Davacı ..., taşınmazın 1/4 payının kendisine ait olduğu iddiası ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazın 1/4 payının davacı ..., 3/4 payının ise davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmiş, hüküm davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, çekişmeli taşınmazın tarafların ortak miras bırakanı ...'den kaldığı ve paylaşılmadığı gerekçe gösterilerek hüküm kurulmuş ise de; yapılan araştırma ve inceleme hüküm vermeye yeterli bulunmamaktadır. Davacı, miras yolu ile gelen hakka dayanarak çekişmeli taşınmazın 1/4 payının adına tescilini istemiş, davalı ise, taşınmazın babası ...'den taksimen kendisi ve kardeşi ...'e kaldığı ve ... payının tarafından satın aldığı savunmasında bulunmuştur. Buna göre taşınmazın öncesinin ...'e ait olduğu taraflar arasında uyuşmazlık konusu olmadığı gibi, bu yön Mahkemenin de kabulündedir....

    Terekeye iade istemli davaların tüm mirasçılar tarafından birlikte yürütülmesi veya terekeye temsilci tayini suretiyle yargılamaya devam edilmesi gerekir. Ne var ki eldeki davada davacı, alacağın terekeye iadesini talep etmeyip miras hissesi oranında tahsil talebinde bulunduğundan ve elbirliği hükümlerinin geçerli olduğu terekeye ilişkin bir mirasçının miras payı oranında alacak talep etme hakkı bulunmadığından davanın aktif husumet ehliyeti yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir. (Yargıtay 11. Hukuk Dairesi'nin 2017/2596 Esas- 2019/1665 Karar sayılı ilamı ve Yargıtay 11....

      Mirasçılar terekeye elbirliğiyle sahip olurlar ve sözleşme veya kanundan doğan temsil ya da yönetim yetkisi saklı kalmak üzere, terekeye ait bütün haklar üzerinde birlikte tasarruf ederler.”, m. 642/1-2'de “Mirasçılardan her biri sözleşme veya kanun gereğince ortaklığı sürdürmekle yükümlü olmadıkça, her zaman mirasın paylaşılmasını isteyebilirler. Her mirasçı, terekedeki belirli malların aynen, olanak yoksa satış yoluyla paylaştırılmasına karar verilmesini sulh hakiminden isteyebilir.” düzenlemeleri mevcuttur. Somut olayda davacılar vekili, davalının müvekkillerinin miras bırakanı olan babaları ...'nın ikinci eşi olduğunu, ...'nın 17.01.2011 tarihinde davalı ile birlikte ... ilçesinde yaşamakta iken vefat ettiğini, miras bırakan ...'nın ölümünden sonra davacı müvekkilleri tarafından davalı aleyhine ......

        Terekeye iadesi istenen bedel denkleştirme yönünden; alt soya yapılan karşılıksız kazandırmaların karine olarak iadeye tabi bulunduğu değerlendirilerek ispat yükünün yani murisin iade iradesinin bulunmadığının ispat yükünün davalı taraftadır. Mirasta denkleştirmenin ne şekilde yapılacağı TMK 671 ve devamı maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre İDM'ce mirasta denkleştirme hususunda araştırma ve inceleme yapılması gerekirken anılan şekilde hüküm tesisi hatalı olmuştur. Bu yöndeki davalı T4 vekilinin istinaf başvurusu yerinde olup kararın kaldırılmasına karar vermek gerekmiştir....

        olarak yazdığı, şirket sicil dosyasında da hissesini devrettiğine dair bir kayıt bulunmadığı, adına nama yazılı kurucu hisse senedinin 081 nolu hisse senedi olup, davalı tarafın savunmasında belirttiği üzere 81 nolu hissenin ... tarafından ... 'a devredilmiş olduğuna dair hiçbir resmi kayıt ve belge delil sunulmadığından davalının bu savunması yerinde görülmediği gerekçesiyle, davalı hakkındaki takibin 02.02.2010 tarihi itibariyle 10.000 TL'nın ve %40 inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. 1- Davacı babası adına nama yazılı pay senedinin miras yoluyla intikal ettiğinden bahisle miras payı oranında kar payının tahsili için icra takibine girişmiş, itiraz üzerine itirazın iptali davası açılmıştır. Dosyaya ibraz edilen veraset ilamında davacı ile birlikte dava dışı Tebessüm Aksu'nun mirasçı olarak kaldığı, terekenin paylaşıldığı iddia edilmediğinden mirasın iştirak halinde olduğu anlaşılmıştır....

          Birleşen davada aynı zamanda devire konu hisselerin devir tarihinden itibaren yapılan kar dağıtımları dikkate alınarak tüm semereleriyle faiziyle terekeye iadesi talep edilmiş ise de, bu talebin muhatabının ... Ltd Şti değil asıl davada olduğu gibi hisseyi devir alan ... olduğu, dolayısıyla şirkete karşı bu talebin yöneltilmesinin mümkün olmadığı, bu talep yönünden şirketin pasif husumet ehliyetine sahip olmadığı kanaatine varılmış, birleşen davalı şirkete karşı açılan hisse senetleri ve ferilerinin terekeye iadesi davasının husumet yönünden reddine karar verilmiştir. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;. 1-Asıl davanın kısmen kabulüne, a)Tarafların murisi ...'in ... Ltd Şti'ndeki 50 adet hissesinin ...'e devrine dair İzmir ......

            Bu nedenle işbu davanın görülebilmesi için diğer mirasçıların davaya katılmalarının sağlanması veya TMK'nın 640/3. maddesi gereğince terekeye temsilci tayin ettirmesi için davacılara uygun bir süre verilmesi gerekir. Eğer diğer mirasçılar davaya katılmaz ve yazılı muvafakat da vermezler ise, bu durumda davayı açan mirasçıların terekeye bir temsilci tayin ettirmesi gerekir (TMK.640/3). Terekeye atanan temsilci, bir kısım mirasçının açtığı davaya icazet verirse davaya tereke temsilcisi tarafından devam edilir. Terekeye temsilci atanması ve tereke temsilcisinin davaya devam etmesi halinde de, ayrıca diğer mirasçıların davaya katılmalarına veya muvafakatlerinin alınmasına gerek yoktur. Davayı açan mirasçıları, kendisine verilen kesin süreye (HMK md. 94) rağmen diğer mirasçıların davaya katılmalarını veya muvafakat etmelerini sağlayamaz ve terekeye temsilci de tayin ettiremez veya terekeye atanan temsilci davaya icazet vermezse davanın reddine karar verilir....

            Davalılar vekili tenfizi istenen ilamın münhasıran Türk Mahkemelerinin yetkisi dahilinde olan bir konuya maruf olduğunu, müvekkilinin ikametgahı ... olduğuna göre davaya Türkiye'de bakılması gerektiğini, bu hususda kesin yetki kuralının bulunup kamu düzenine ilişkin olduğunu, uyuşmazlığın Türk Hukuk Kuralları'na göre çözülmesi gerektiğini, davanın konusu ortaklık payının iadesi olduğunu, mahkemece ortaklık payının iadesine karar verilemeyeceği gibi bu kararın tenfizinin de istenemeyeceğini, kararın tenfizi halinde anonim şirkete hakim ilkelerden birisi olan sermaye belirliliği ve sermayenin korunması ilkesinin ihlal edilerek şirket sermayesinin azaltılması sonucunun doğacağını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre tenfize konu yabancı mahkeme kararının açıkça kamu düzenine aykırı olmadığı, ... ile Türkiye arasında karşılıklı ikili anlaşma olmamakla beraber Türk Mahkemeleri kararlarının ...'...

              Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davacıların davasının kısmen kabulüne, 137 ada 74 parsel sayılı taşınmazın 64/384’er payının davacılar ... ve ... adlarına, 256/384 payının davalı ... adına, 111 ada 2 parsel sayılı taşınmazdan teknik bilirkişi raporunda b ile gösterilen 3550 m2’lik kısmın ifrazı ile ayrı parsel numarası altında davalı ... adına, geri kalan kısmın kök muris ... mirasçıları adlarına tesciline karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosya içeriğine, mahkemece hükmüne uyulan bozma kararında açıklandığı gibi işlem yapılıp sonucuna göre hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 22.02.2012 gününde oybirliği ile karar verildi....

                UYAP Entegrasyonu