Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Dava, üçüncü kişiye karşı açılan ve miras payının adına tescili talep edilen bir dava olmayıp, dava konusu taşınmazların terekeye döndürülmesi istemine ilişkindir. Davacının yargılama süresince sunduğu dilekçe ve açıklamalardan da amacının çekişmeli taşınmazların muris babası ... mirasçıları adına tescilini sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Tereke adına tescil talep edilen hallerde mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan davanın birlikte açılması ya da diğer mirasçıların muvafakatlerinin alınması ve yahut terekeye temsilci atanması zorunludur. Davacıya bu hususta taraf teşkilini sağlaması için uygun süre verilmeli ve taraf teşkili sağlandığı takdirde yargılamaya devam olunmalı, aksi takdirde davanın taraf sıfatı yokluğundan reddine karar verilmelidir....

    Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne, fen bilirkişisi ... tarafından düzenlenen 23.12.2015 havale tarihli krokili raporunda (A) harfi ile gösterilen sarı renkle boyalı 4.738,40 metrekare tarla niteliğindeki taşınmazın 28/56 payının ... adına, 7/56 payının ... kızı ... adına, 3/56 payının ... oğlu ... adına, 3/56 ... oğlu ... adına, 3/56 ... kızı ... (...) adına, 3/56 ... oğlu ... adına, 3/56 ... kızı ... adına, 3/56 ... oğlu ... adına, 3/56 ... oğlu ... adına tapuya tesciline, Orman İdaresi yönünde açılan davanın husumetten reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli taşınmaz bölümünün miras bırakanı ... ve hayatta olan amcası ...'dan geldiğini ileri sürerek veraset ilamındaki payları oranında ... mirasçıları ve ... adına tescil istemiyle dava açmıştır....

      Terekeye dahil bir taşınmaz hakkında, mirasçılardan birinin ya da bir kısmının tek başına, 3. kişiye karşı miras payının adına tescili istemiyle dava açması hukuken mümkün bulunmamaktadır. Elbirliği mülkiyetinde mirasçıların tereke malları üzerinde belli pay veya payları olmayıp, haklarının terekenin tamamını kapsadığı, TMK'nın 702. maddesinde yer alan düzenlemeye göre topluluk devam ettiği sürece tasarrufi işlemlerde tüm ortakların oybirliğiyle karar vermeleri gerektiği kuşkusuzdur. Mirasçılardan bir kısmının kendi payı hakkında açtığı dava, diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından, davanın, diğer mirasçıların muvafakatlerinin sağlanması ya da terekeye temsilci atanması suretiyle yürütülerek sonuçlandırılmasına da olanak bulunmamaktadır. Bu durumda davanın, dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekir....

        Dava konusu istem: Davacı şirket adına, mülkiyeti Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanlığına ait Kocaeli İli, İzmit İlçesi, … Mahallesi … ada … ve … sayılı parsellerde kayıtlı taşınmazlar nedeniyle, 2008-2010 yıllarına ilişkin 6111 sayılı Kanun uyarınca yapılandırıp ödediği 228.581,16 TL tutarlı emlak vergisi ile 2011 ila 2013 yıllarına ilişkin ödenen emlak vergisi ile taşınmaz kültür varlıkları korunmasına katkı payının iadesi istemiyle yapılan düzeltme-şikayet başvurusunun zımnen reddine ilişkin işleminin iptali ile ödenen tutarın yasal faiziyle iadesi istemine ilişkindir....

          Somut olaya döndüğümüzde, dava, limited şirket ortaklığından çıkma ve çıkma payının ödenmesi istemine ilişkin olup, çıkma payının ödenmesi istemi nedeniyle ticari bir alacak davası niteliğini haiz olduğu, ayrıca uyuşmazlığın tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri bir işleme ilişkin olduğu, dolayısıyla bu davada arabuluculuğa başvurmuş olmanın bir dava şartı olarak kabul edilmesi gerektiği, ancak 2023/5637 Sayılı Ticari Dava Şartı Arabuluculuk Başvuru Dosyası ve dosya kapsamında yer alan 14/04/2023 tarihli arabuluculuk başvuru formu incelendiğinde; uyuşmazlık türünün Şirket Yöneticilerinin Sorumluluğundan Kaynaklanan (Nisbi) olarak belirtildiği, dosyaya da ibraz edilen 18/05/2023 tarihli arabuluculuk son tutanağı incelendiğinde ise; uyuşmazlık türünün ticari dava şartı arabuluculuk dosyası kapsamında karşı taraf şirket hissedarı/ortağı olan başvurucu tarafın şirkete yatırmış olduğu anaparanın iadesi ve ortaklıktan itibaren şirketin elde ettiği ve fakat dağıtılmayan şirket...

            Birleştirilen 2016/293 Esas sayılı davada davacılar ..., ... ve ...; mirasbırakanın bankalardaki paralarını, şirket hisselerini ve malvarlığının büyük bölümünü davalı ... ile ondan olma davalı çocukları ..., ... ve ...’ya karşılıksız devrettiğini ileri sürerek, taşınmazlar, banka mevduatları ve şirket hisseleri yönünden muvazaalı devirlerin iptali ile terekeye iadesini, 2019 ada 7 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptaline ve miras payları oranında adlarına tescilini, mümkün olmazsa saklı paylarının tenkisini istemişlerdir....

              Bu halde, diğer mirasçıların da davaya katılımlarının sağlanması, muvafakatlerinin alınması veya terekeye temsil tayin ettirilmesi gerekir. Ancak, bir ya da bir kısım mirasçının terekeye ait bir mal, hak veya alacaktan yalnız kendi payına düşen kısım için terekeye göre üçüncü kişi konumunda olan birisi aleyhine dava açması halinde, mirasçıların elbirliği (iştirak) halindeki payları üzerinde tasarrufta bulunma yetkisi bulunmadığından, davanın usulden reddi gerekir. Böyle bir davanın, dava diğer mirasçıların paylarını kapsamadığından ve aynı zamanda onlar adına açılmadığından davaya diğer mirasçıların katılması (icazet vermesi) veya terekeye temsilci atanması suretiyle devam ettirilerek sonuçlandırılmasına da olanak yoktur....

                Miras ortaklığını oluşturan mirasçılar, terekedeki malvarlığı değerleri üzerinde elbirliği halinde mülkiyet hükümleri gereğince malik oldukları için, kural olarak tek başlarına veya birkaçı birlikte hareketle terekeye dahil hakkın biri üzerinde tasarrufta bulunamazlar. Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, aleyhlerine birlikte dava açılması, birlikte hareket etmeleri, dava açmayan ya da açılmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya ya da savunmaya onaylarının alınması ya da davayı açan ya da savunan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir. Bu durumda mahkemece, gerekçeli kararın ve davalı kooperatif vekilinin temyiz dilekçesinin davacı dışındaki ...'...

                  Tüm mirasçıların terekeye dahil olan bir hak veya malın terekeye iadesi için HMK'nın 59. ve 60. madde hükümleri uyarınca birlikte dava açmaları, aleyhlerine birlikte dava açılması, birlikte hareket etmeleri, dava açmayan ya da açılmayan mirasçılar varsa davaya dahil edilmeleri, asıl olarak katılmaları ve davaya ya da savunmaya onaylarının alınması ya da davayı açan ya da savunan vekile usulüne uygun şekilde vekaletname ibraz etmeleri, bunlar sağlanamazsa TMK’nın 640. maddesi gereğince miras ortaklığına temsilci atanması ve davanın onun katılımı ile sürdürülmesi gerekir." denilmektedir. Davacının sadece miras payı oranı kadar davalıya borçlu olunmadığının tespitine yönelik menfi tespit davası açması nedeniyle, diğer mirasçıların muvafakatinin alınmasının ve terekeye temsilci atanmasının da mümkün olmaması dikkate alınarak davacının açılan dava yönünden aktif husumetinin olmadığı kanaatine varılmış ve oluşan vicdani kanaat ile aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

                    HUKUK DAİRESİ Dava; murise ait malvarlığı değerlerinin terekeye iadesi istemi ile açılan ve miras hukukundan kaynaklanan alacak talebine ilişkindir. Davanın bu niteliğine göre, inceleme görevi Yargıtay 14. Hukuk Dairesinindir. Bu itibarla dosyanın gerekli inceleme yapılmak üzere Yargıtay 14. Hukuk Dairesine gönderilmesine, 29/06/2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi....

                      UYAP Entegrasyonu