ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ KARAR ESAS NO : 2020/373 Esas KARAR NO : 2022/9 DAVA : TİCARİ ŞİRKET ORTAĞI OLMADIĞININ TESPİTİ DAVA TARİHİ : 17/08/2020 KARAR TARİHİ : 17/01/2022 YAZIM TARİHİ : 03/02/2022 Mahkememizde açılan şirket ortağı olmadığının tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ : Davacı vekili ; Davacıya ait kimlik bilgilerinin iradesi dışında kullanılıp, davacının hisse devir alarak şirket ortağı gösterildiğini belirtip, şirket ortağı olmadığının tespitine, hisse devrini konu alan sözleşmesindeki imzanın davacıya ait olmadığının kabulü ile imzalarını taşıyan belgelerin ticaret sicil kayıtlarından çıkarılmasına karar verilmesini istemiştir. YANIT : Davalı şirkete davetiye tebliğ edildiği halde yanıt verilmemiştir. DELİLLER : - Davalı şirketin ticaret sicil kayıtları, - Davacının şirket ortağı olmasına dayanak olan hisse devir ve ortaklığa kabul kararları....
, kayyım kararının davacı ...' in haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek, davalı şirket kayyımı tarafından alınan 30/03/2016 tarih ve 7 numaralı kararının batıl olduğunun tespiti ile davacı ...' in cebri icra yoluyla iktisap ettiği 9/20 pay oranında şirket ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
, kayyım kararının davacı ...' in haklarını ihlal ettiğini ileri sürerek, davalı şirket kayyımı tarafından alınan 30/03/2016 tarih ve 7 numaralı kararının batıl olduğunun tespiti ile davacı ...' in cebri icra yoluyla iktisap ettiği 9/20 pay oranında şirket ortağı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Eldeki davada; davacının, Limited Şirkete, hisse devri suretiyle 23.09.1998 tarihinden itibaren ortağı olduğunun anlaşılması karşısında, çalışmasının 5510 sayılı Kanun 4/1-b kapsamında olduğunun, bunun aksinin de ispatlamadığı, limited şirket ortağı olduğu döneme ilişkin hizmet akdi ilişkisinin bulunmadığı anlaşıldığıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde, davalı Kurum ve davalı işveren vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalı ....... iadesine, 08.04.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi. ..........
için çekilmez duruma geldiğini ileri sürerek, sermaye artırım kararının yok hükmünde olduğunun tespiti ile şirket paylarının artırımdan önceki şekle döndüğünün tespitini, müvekkilinin hissesine isabet eden kâr payının belirlenmesini ve tespit edilecek 5 yıllık kâr payından şimdilik ....000,00 TL’nin dava tarihinden işleyecek en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsilini, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasına izin verilmesini, reel değer üzerinden hesaplanan ayrılma akçesinin en yüksek avans faizi ile davalıdan tahsilini, müvekkilinin şirket ortaklığından çıkmasının mümkün olmadığının tespiti halinde ise şirketin tasfiyesini ve şirkete tasfiye memuru atanmasını talep etmiş, akabinde ayrılma akçesini talebini ıslah suretiyle ....596,90 TL olarak açıklamıştır....
GEREKÇE: Dava; TTK 343(1) maddeye dayalı öz sermaye tespiti davasıdır. Mahkememizce verilen 26/11/2021 tarihli tensip zaptı ara kararı uyarınca, ilgil şirket defterleri üzerinde öz sermaye tespitinin yapılmasına karar verilmiş, bilirkişi heyeti tarafından verilen 21/02/2022 tarihli raporda; "....Davacı şirket nezdinde şirket ortağı ... ile olan ticari ilişkisinin 320.02.0010 muhasebe kodlu Satıcılar hesabında takip edildiği, ilgili cari hesabın döviz ekstresinin incelenmesinde yıllar itibari ile ; -31.12.2016 tarihi itibari ile tespit isteyen şirketin ortağı ... şirketinin ... ... ...ve Tic. Ltd. Şti.nden 393.943,25 Eur alacaklı olduğu, - 31.12.2017 tarihi itibari ile tespit isteyen şirketin ortağı ... şirketinin ... ... ...ve Tic. Ltd. Şti.nden 562.616,94 Eur alacaklı olduğu, - 31.12.2018 tarihi itibari ile tespit isteyen şirketin ortağı ... şirketinin ... ... ...ve Tic. Ltd....
Şirketinin hisselerinin devri ile ilgili sözleşmenin ve devir sonrası alınan ortaklar kurulu kararının yasaya uygun olmadığının tespitine karar verildiği, ancak şirketin davada taraf olmadığı anlaşılmıştır. ...Asliye Ticaret Mahkemesinin ...E.sayılı dosyası getirtilerek incelenmiş, davacı tarafından davalı ... şirketine karşı, şirket ortağı olduğunun tespiti istemli dava açıldığı anlaşılmış, eldeki davada davacının aktif husumetinin bulunup bulunmadığının tespiti için bu davanın bekletici mesele yapılmasına karar verilmiştir. Mezkur davada mahkemece ... karar sayılı ve 20/04/2017 tarihli karar ile ...'nın davalı ... Şirketinin ortağı olduğunun tespiti istemi reddedilmiş, karar istinaf ve temyiz kanun yollarından geçerek 07/01/2020 tarihinde kesinleşmiştir. Davada sıfat, davanın tarafı ile dava konusu arasındaki hak ilişkisine dayalı bağdır. Başka ifade ile davada sıfat, maddi hukuktaki alacaklı sıfatı ve borçlu sıfatı ile özdeştir....
Asliye Ticaret Mahkemesi Taraflar arasında görülen kooperatif üyeliğinin tespiti davası sonucunda verilen hükmün bozulmasına ilişkin Dairemizin 03.11.2014 gün ve 3023 Esas, 6914 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi taraf vekillerince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü. - KARAR - Davacı vekili, taraflar arasında imzalanan 18.10.2014 tarihli sözleşmede, davalı kooperatifin konut inşaatlarının, kapı, pencere, mutfak dolabı işlerinin yapımını üstlenen müvekkiline, alacağı peşinat yerine 2 daire verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak, davalının müvekkili şirket yerine, şirket ortaklarından .... kooperatif ortağı yaptığını ve aidatlarını ödemediği gerekçesiyle, adı geçeni de üyelikten ihraç ettiğini, oysaki anılan sözleşme gereğince müvekkili şirketin kooperatif ortağı olduğunu ileri sürerek, müvekkilinin kooperatif ortağı olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir....
Davacının şirketlerin ortağı olmadığı, Davacı vekili tarafından şirketin fesih ve tasfiyesi için dava açıldığı bu davanın eldeki dava için bekletici mesele yapılması gerektiği ileri sürülmüş ise de; dava tarihi itibariyle şirket ortağı olmayan davacı için haklı sebebin de gerçekleştiği kabul edilemeyeceğinden davanın sonucunun beklenmesinde bir yarar bulunmamaktadır. Davacının şirket ortağı olmadığından dava açmaya aktif husumet ehliyetinin olmadığı anlaşılmakla davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiş, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir....
Her ne kadar davalının tacir olduğunda şüphe yok ise de davacının tacir olduğuna dair herhangi bir kayıt bulunmadığı, aksine, davacıya husumetin dava dışı şirket ortağı olmasından ötürü yöneltildiği, ne var ki salt şirket ortağı olmasından ötürü yöneltildiği, ne var ki salt şirket ortağı olmasının kişiye tacir sıfatı bahşetmeyeceği hususları birlikte değerlendirildiğinde, uyuşmazlığı çözme görevinin genel görevli mahkeme olan Asliye Hukuk Mahkemesine ait olduğu anlaşılmakla, davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine dair aşağıdaki şekilde karar verilmiştir. KARAR : Gerekçede açıklandığı üzere; 1-Davanın görev dava şartı yokluğu nedeniyle usulden reddine, 2-Görevli mahkemenin İstanbul Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun tespitine, 3-Mahkememiz kararının istinaf edilmeksizin kesinleşmesi halinde, daha önce ......