-2- Mahkemece, yapılan yazışmalardan anlaşıldığı üzere, adi ortaklığın kurulduğu işin iptal edildiği,iptal edildiği seviyeye kadar ve iptal sonucu teminatın nakde çevrilmesi nedeniyle söz konusu iş nedeniyle davalıların bu işten alabilecekleri herhangi bir bedelin olmadığının anlaşıldığı, bu durumda ise,davacının alacağının borçlusu olan ve adi ortaklığın ortağı ..... adi ortaklıktaki tasfiye payından tahsilinin mümkün bulunmadığı gerekçe gösterilerek davanın reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dava;davacının,davalılardan ......ile aralarındaki adi ortaklık ilişkisi nedeniyle bu davalıdan doğan alacağının,davalıların oluşturduğu adi ortaklıktan,bu adi ortaklık ilişkisinin fesih ve tasfiyesi suretiyle tahsili istemine ilişkindir. Adi ortaklık sözleşmesi; geçerlilik şekli olarak, herhangi bir şekle bağlı değildir. Ancak, ispat şekli bakımından yasal delillerle kanıtlanması gerekir....
, şahsına ait çok kıymetli 4-5 taşınmazını yarı fiyatına satmak durumunda kaldığını ve şirketin kamu borçlarını şahsen ödediğini, davalıya ortaklık payı oranınca ödenen kamu borçlarının bir kısmının tahsili amacıyla müvekkil tarafından Konya ....
Davada; taraflar arasında yapılan adi ortaklık sözleşmesi gereğince, kar payı ve demirbaş bedelinin verilmediği iddia eden davacı, kar payı ve demirbaş bedelini talep etmiştir. Bir ortak tarafından, kar payı ve demirbaş bedeli payının talep edilmesi; aynı zamanda tasfiyeyi de kapsar. Uyuşmazlık, bu çerçevede değerlendirilip ele alınmalıdır. Mahkemece, taraflar arasındaki hukuki ilişkinin ... 13. Noterliğince tanzim olunan 22.11.2011 tarihli adi ortaklık sözleşmesi gereği "adi ortaklık" olarak nitelendirilmesi gerekirken; ortaklığın fiilen kurulamadığı gerekçesiyle 01.07.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 620 ve devamı maddelerinde düzenlenen adi ortaklık hükümleri nazara alınmamış ve Türk Borçlar Kanununun 642. madde ve devamı hükümlerine göre tasfiye işlemi gerçekleştirilmemiştir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ Esas-Karar No: 2021/506 Esas - 2021/806 TÜRK MİLLETİ ADINA YARGILAMA YAPMAYA VE HÜKÜM VERMEYE YETKİLİ T.C. ANKARA GEREKÇELİ KARAR 7. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2021/506 Esas KARAR NO : 2021/806 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 06/09/2021 KARAR TARİHİ : 02/12/2021 KARAR Y.TARİHİ : 10/12/2021 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davanın yapılan açık yargılaması sonunda, İDDİA : Davacı vekili dava dilekçesinde; ... ... A.Ş. İle Davalı ... İnşaat Ltd. Şti arasında 07/07/2017 tarihli iş ortaklığı sözleşmesi imzalandığını, iş ortaklığı sözleşmesinde Karayolları 16....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2023/19 KARAR NO : 2023/325 DAVA : Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) DAVA TARİHİ : 06/01/2023 KARAR TARİHİ : 27/04/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Şirket Ortaklık Payı Alacağının Tahsili Kaynaklı) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: DAVA: Davacı taraf vekili duruşmada tekrar ettiği dava dilekçesi ile özetle;Müvekkili ile davalı ... Kafe Bar Tur. Tic. Ltd. Şti. arasında "... Mah. ... Sok. No:... .../Muğla" adresinde bulunan ......
BAM davalı şirket vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine, davacı vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı tarafın şirket ortağı olmadığının tespitine, alacak davasının kısmen kabulü ile 125.265,82 TL'nin dava tarihinden itibaren değişen oranlarda avans faizi ile birlikte davalılardan müteselsilen tahsili ile davacıya verilmesine karar vermiştir. Davacı vekili ve davalı şirket vekili temyiz talebinde bulunmuştur. 1-Dava, geçerli şekilde ortaklık ilişkisinin kurulmadığının tespiti ve bu amaçla verilen paranın tahsili istemine ilişkindir. İlk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusu Bölge Adliye Mahkemesince kabul edilerek karar verilmiştir....
Öte yandan, bozma kararı üzerine davacının 09/03/2000 tarihli hisse devir sözleşmesi ile şirketten ayrıldığı ve bu tarihten sonra doğan şirket borçlarından şirket ortağı sıfatıyla sorumluluğunun bulunmadığı, sorumlu olduğu dönemlerdeki sermaye payı, amme alacağının asıl borçlu şirketten tahsili amacıyla yapılan takibin usulüne uygun olarak tamamlanıp tamamlanmadığı, amme alacağının zamanaşımına uğrayıp uğramadığı ve dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği vergi ziyaı cezalarının tekerrür hükmü uygulanmak suretiyle artırılıp artırılmadığı açıklığa kavuşturulduktan sonra şayet artırılmışsa 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 339. maddesinin 7338 sayılı Kanun'la değiştirildiği dikkate alındığında lehe olan kanun hükümlerinin bu kısımlar için uygulanıp uygulanamayacağı hususları da değerlendirilerek yeniden karar verilmesi gerektiği tabiidir....
DAVANIN KONUSU: Alacak (Şirket Ortaklık Payı Devir Bedeli ve Kâr Payı Alacağının Tahsili Talebi) Taraflar arasındaki alacak davasının ilk derece mahkemesince yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerle davanın husumet ve dava şartı yokluğundan reddine dair verilen karara karşı, davacı tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine Dairemize gönderilmiş olan dava dosyası incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ Davacı vekili, dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin, davalı şirketteki %49 oranındaki payını Gaziosmanpaşa ... Noterliğinin 28/09/2018 tarihli pay devri işlemi ve 2018/01 sayılı genel kurul kararı ile şirketin diğer ortağı ...'...
Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 11/11/2015 tarih ve 2013/656-2015/591 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü: Davacılar vekili; davalı şirket ile müvekkillerinden ... arasında 1975 yılında ortaklık sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin müvekkilinden tahsil ettiği 1000 Alman Markı'nı ortaklık tarihinden bu yana aralıksız olarak 36 yıldır kullandığını, müvekkiline 1988 tarihinde bir defaya mahsus olmak üzere kar payı ödemesi yapıldığını, müvekkilinin bu ödeme dışında şirketin kar durumundan hiç faydalanmadığını, müvekkili ...'ın hisselerini 2003 yılında diğer müvekkili ...'a devrettiğini, ...'...
sırasında davalı şirket temsilcisi tarafından davalı şirket adına verilen taahhütlerin yerine getirilmemesi ve ortaklık sürecinde müvekkilin yönetim hakkının engellenmesi, ortaklık ilişkisinin dürüstlük kuralı çerçevesinde devam ettirilmesini imkansız hale getirdiğini, davalı şirket kurulduğu tarihten bu yana olağan genel kurul toplantılarını yapamadığını, yıllık faaliyet raporları ortaklar arasında müzakere edilmediğini, kazanç/kar paylaşımı yapılmadığını, özensiz yönetimine karşı müvekkilin iyi niyetli istişare ve müzakere taleplerini göz ardı eden davalı şirket temsilcisi, şirket içerisindeki davranışlarıyla müvekkilini küçük duruma düşürdüğünü, davalı şirketin yetkilisi, ticaret sicilinde şirket merkezi olarak da görünen işyeri adresini boşaltmış ve ülkeyi terkettiğini, davalı şirketin halihazırda yüklü tuttarda vergi ve sgk prim borcu bulunduğunu, müvekkili ... ... ...'...