Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, davanın limited şirket ve şirket ortağından kar payı ve şirket yöneticisinin sorumluluğuna dayalı alacak istemine ilişkin olduğu, davacının davalı şirket ortağıyken 285 payını 10/02/2015 tarihli pay devri sözleşmesiyle davalı ...'ye devrettiği, davalı şirketin yöneticilerinin davalılar ... ve ...'den oluştuğu, davalı şirketteki payını tüm hak ve borçlarıyla birlikte devredip ortaklığını sona erdiren davacının davalı şirket ile ... ve ...'den kar payı alacağı talep edemeyeceği, TTK m. 553 gereği limited şirket yöneticisi aleyhine sorumluluk davası açabilecek kişilerin şirket, pay sahipleri ve şirket alacaklıları olarak belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir....

    C.Başsavcılığının ....... soruşturma sayılı dosya örneği celbedilmiş, davacı tanıkları dinlenmiş, muhasebe uzmanı ....., mali işler yöneticisi .......imzalı 25/12/2019 havale tarihli bilirkişiler kök raporu ve 16/06/2020 havale tarihli ek rapor, muhasebe uzmanı ......., mimar .......ve makine mühendisi .......... imzalı 22/09/2020 havale tarihli bilirkişiler kök raporu ve 16/12/2020 havale tarihli ek rapor, ........ ve sınai haklar uzmanı ........ imzalı 16/03/2021 havale tarihli rapor alınmıştır. Dava, TTK'nun 638 vd.maddeleri uyarınca şirket ortaklığından haklı nedenle çıkma, çıkma payı alacağının ve kar payı alacağının tahsili, olmadığı taktirde şirketin fesih ve tasfiyesi istemlerine ilişkindir....

      İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, davacının şirket hissesini devrettiği ve ortaklık tarihinden bu devir tarihine kadar olan kar paylarının kendisine ödenmesini istediği, kar payı isteme hakkı bireysel, mali ve şarta bağlı bir pay sahipliği hakkı olup, kar payı istenebilmesi için genel kurulca bir karar alınması şart olduğu, paya bağlı bir hak olması hasebi ile kar payı isteyecek kişinin hissedar olması gerektiği, davacının talep ettiği kar payı alacağı şirket hissesinin devrinden önceki dönemi kapsadığından ve dava tarihi itibariyle hisse sahibi olmadığı gibi, hissedar olduğu dönemi kapsar nitelikte kar payı dağıtılmasına yönelik bir genel kurul kararı da bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacı vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....

        Dosya incelendi, gereği görüşüldü: Dava, adi otaklık ilişkisinin varlığının tespiti ile kar payının tahsili istemine ilişkindir. Mahkemece 13.Hukuk Dairesi'nin bozma ilamı üzerine yeniden yapılan yargılama sonunda istemin kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı, davalı ile aralarında düzenledikleri 24 Ocak 2003 günlü ve "Akitname" başlıklı sözleşmeye dayanarak, bu sözleşmede açıkça belirtmemişlerse de aralarında bir taşınmazın alım satımı konusunda adi ortaklık kurduklarını, davacının sermaye olarak emeğini, davalının da parasını koyduğunu bildirerek aralarındaki ilişkinin adi ortaklık olduğunun tespitini ve hissesine düşen kar payı ile sözleşmede ayrıca kendisine ödeneceği belirtilen 10.000 USD'nin tahsilini istemiştir....

          DAVA TÜRÜ :Terekenin Borca Batık Olduğunun Tespiti Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen ve yukarıda tarih numarası gösterilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü. Mirasbırakan 10.01.2000 tarihinde ölmüştür. Ölümünden sonra babası ve annesine OYAK tarafından 1999 yılı kar payı alacağı olarak (480.411.409 TL.) ödeme yapıldığı anlaşılmaktadır. 26.12.2005 tarihli yazı örneği de eklenerek, bu ödemenin dayanağını oluşturan mevzuatın ( kanun , tüzük, yönetmelik, genelge vs. ) ilgili kurumdan istenilip dosyaya alınarak birlikte gönderilmek üzere dosyanın yerel mahkemesine İADESİNE oybirliğiyle karar verildi. 21.09.2007...

            etmediğini ve kar payı dağıtmayacağını neden söylediğini sorduğunu, davacının bilgisizliğinden faydalanarak payların gerçek değerinin çok altında devraldığını, davalının şirket kar elde etmediği yönünde ki hileli ve aldatmaya yönelik hareketlerinden davalı yan ile pay devri sözleşmesi yapmak zorunda kaldığını, bu nedenlerle şirket payının gerçek değerinin tespiti ile gerçek değeri ile satış bedeli olan 35.000,00-TL arasındaki açık oransızlığın giderilmesi, şimdilik 1.000-TL alacağın satış tarihinden itibaren ticari faizi ile birlikte davacıya ödenmesini, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya üzerinde bırakılması talep ve dava etmiştir....

              Kanun'un ve ana sözleşmenin bu düzenlemeleri gereğince, davalı şirketin genel kurulunca kâr'ın dağıtılmasına karar verildiği taktirde bu kar payı muaecel olur ve ortağın oluşan bu kar payı alacağı için talep ve dava hakkı doğar. Davalı şirketin 2011 ve önceki yılların karlarının dağıtımına ilişkin genel kurulunca alınmış bir karar bulunmadığından kar payı dağıtımına ilişkin talebin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde kar payının hesaplanarak tahsiline karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün davalılar yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 3....

                O halde, Mahkemece yukarda açıklanan yasal düzenlemeler ve Dairemiz'in uygulamalarına göre, mal rejiminin sona erdiği 27.08.2013 tarihine kadar, dava konusu şirketlerin kar edip etmediğinin, kar etmişse davalı eşe şirket kar payı (temettü=kazanç) ödenip ödenmediğinin, ödenmişse mevcut olup olmadığının ya da her hangi bir yatırıma dönüştürülüp dönüştürülmediğinin, kar payı ödemesi yapılmamışsa karın şirkete yatırım olarak kullanılıp kullanılmadığının; kar payı ödemesi yapılmış veya karın şirkete yatırım olarak kullanılması durumunda, bu miktarların mal rejiminin sona erdiği tarih itibarıyla ulaştığı reel değer belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir. 3....

                  dürüstlük ilkesiyle bağdaşmayacağı ve bu nedenle kâr payı alacağından sorumlu tutulmaları gerektiği gerekçesiyle davalılar ... ve ... aleyhine açılan davanın kısmen kabulüne ve kar payı alacağının bu davalılardan tahsiline karar verilmiştir....

                    Söz konusu protokolde açıkça 2002 yılına kadar kar payı ödemesi yapılacağı açıkça belirtilmektedir. Dolayısıyla davacının, protokol tarihinden itibaren her yıl kar payı ödemesi yapılması gerektiği ve işbu kar payının ödenmediği iddiasının asılsız ve yersiz olduğu açıkça ortadadır....

                      UYAP Entegrasyonu