ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2020/797 Esas KARAR NO : 2021/516 DAVA : Ortaklığın Sona Erdiğinin Tespiti DAVA TARİHİ : 09/11/2020 KARAR TARİHİ : 16/06/2021 KARARIN YAZILDIĞI TARİH: 17/06/2021 Davacı tarafından mahkememizde açılan davada yapılan açık yargılama sonunda; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı vekili mahkememize sunmuş olduğu 09/11/2020 tarihli dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin davalı şirketin ortağı olduğunu, şirketteki hissesinin tamamını Bakırköy ,...... Noterliğinin 27/06/2018 tarih ..... yevmiye numaralı sözleşmesi ile diğer ortak ...'na devrettiğini, ancak devir işleminin ortaklar kurulu tarafından onaylanmaması nedeniyle müvekkilinin halen şirket ortağı göründüğünü, bu nedenlerle mevcut devir nedeniyle müvekkilinin şirket ortağı olmadığının tespiti ile kararın Ticaret Sicil Müdürlüğü nezdinde tescil ve ilanına karar verilmesini talep ve dava etmiştir....
Aylara ilişkin prim borcu olduğu anlaşılmıştır./2015/19886, 2015/19887, 2015/19888 takip numaralı ödeme emirlerinin dava dışı Kortaş Orman Ür.Mad.İnş.Gid.İş Mak.San.Tic.Ltd.Şti nin 2014/yılının 9 ayı ile 2015 yılının 9 ayı arası prim borçlarına ilişkin olduğu, dönem itibari ile zaman aşımı süresinin dolmadığı, davacının dava dışı şirkette 15/10/2014 tarihli ile 10/11/2014 tarihleri arasında şirket müdürü olarak münferiden temsil ve ilzam yetkisi ile görev yaptığı, bu nedenle davacının müdürlük görevinin devam ettiği tarih aralığındaki şirket borçlarından dolayı davacı kuruma şirket ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, şirket görevinin sona ermiş olduğu tarihten sonraki borçlarından ise müdürlük görevi sona ermiş olmasına rağmen Ticaret Sicil Müdürlüğünde ilan edilmemesinin şirket yöneticinin kamu alacaklarına karşı sorumluluğu ilan edilmemenin sonuçlarına bağlanamayacağı, kamu kurumunun üçüncü kişi olmadığı ve tescil edilmemeye dayanılabilmesi için yetkisiz temsilcinin...
Türk Medeni Kanunu'nun 87.maddesinde derneklerin kendiliğinden sona erme halleri düzenlenmiş olup, bu durumların varlığı halinde ilgililerin sulh hukuk hakiminden derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitini isteyeceği öngörülmüştür....
ın aile şirketi olan Mea Grup unvanlı şirketlerden mesnetsiz fatura kesilerek şirketin borçlandırıldığı iddia edilmişse de bu iddiaları ispata yarar delil sunulmadığı, fiktif işlemler yapılarak şirket zararına hareket edildiği iddiasına yönelik delil bulunmadığı gibi, aksine şirket kayıtlarının muhasebe ilkelerine uygun tutulduğunun tespit edildiği, davacının davalı şirkette fiilen 3 ay bulunduğu, bu kadar kısa bir süre içerisinde ortaklıktan ayrılmayı gerektiren, ortaklık ilişkisinin devamını imkansız kılan başkaca herhangi bir haklı sebebin varlığının da ileri sürülüp kanıtlanamadığı, davacı bakımından haklı nedenle ortaklıktan çıkma koşullarının oluşmadığı, davacı şirket müdürlüğü görevinin sona erdirilmesi yönünden de şirket müdürü olan ortağın her zaman müdürlük görevinden istifa etmesinin olanaklı olduğu, şirket müdürü olan davacının, kendi açtığı dava ile haklı nedenle kendisinin müdürlük görevinden azlini istemesinin mümkün olmadığı, bu istem bakımından hukuki yararı bulunmadığı...
Somut olayda, davalı derneğin hem sona erdiğinin tespiti, hem de tasfiyesine karar verilmesi istenmekte olup, Dernekler Kanununda ve Türk Medenî Kanununun 87/son maddesinde, derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine sulh hukuk mahkemelerince karar verileceği düzenlenmiş ise de; sona eren derneğin para, mal ve haklarının tasfiyesinde açıkça sulh mahkemesinin görevli olduğuna dair bir hüküm bulunmamaktadır. Derneğin kendiliğinden sona erdiğinin tespitine (münfesih hale düştüğüne) sulh mahkemesince karar verilecek olması, tasfiyesinin de bu mahkemece yapılacağı anlamına gelmez. Derneklerin tasfiyesi işleminde asliye hukuk mahkemeleri görevli olup uyuşmazlığın Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinde görülüp, sonuçlandırılması gerekmektedir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; 6100 sayılı HMK'nın 21 ve 22. maddeleri gereğince Kocaali Asliye Hukuk Mahkemesinin YARGI YERİ OLARAK BELİRLENMESİNE 13/06/2016 gününde oy birliğiyle karar verildi....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO : 2022/494 Esas KARAR NO : 2023/512 DAVA : Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) DAVA TARİHİ : 04/07/2022 KARAR TARİHİ : 14/06/2023 Mahkememizde görülmekte olan Ticari Şirket (Genel Kurul Kararının İptali İstemli) davasının yapılan açık yargılaması sonunda, GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı şirketin ortağı olduğunu, davalı şirketin diğer ortaklarından ------şirket yetkilisi sıfatıyla davacıya 23.05.2022 tarihli genel kurul toplantısı için davette bulunulduğunu, ------- şirket müdürlüğü 15.02.2022'de sona erdiği cihetle şirket yetkilisi sıfatıyla toplantı çağrısı yapamayacağını, ------- toplantı çağrısı yok hükmünde olduğundan toplantıda alınan kararların da yok hükmünde olduğunu, ------ ile davacı ... arasında çok fazla dava bulunduğunu, çoğunluk hissesine dayanan ------ usul ve kanuna aykırı kötü niyetli işlemlerle müdürlük yetkisi sona ermesine rağmen yetkili...
ya devrettiği ve 30/04/2009 tarihli karar ile de müdürlük yetki ve görevinin iptal edildiği hususunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Yukarıda yapılan açıklamaların ışığında, davacının dava dışı şirketteki temsil yetkisinin sona ermesi ve yerine yeni temsilci atanmasının sicil gazetesinde ilanının, işlemin hukuken varlık kazanmasına değil, bu hususun üçüncü kişilere açıklanması amacına yönelik olduğu, dolayısıyla inşai değil bildirici bir işlem olduğu açıktır. Temsil yetkisinin sona erdiğinin ticaret sicil gazetesinde ilanı iyiniyetli üçüncü kişileri korumaya yönelik olup, davacının temsil yetkisinin sona ermesinden sonra ortaya çıkan ve davacının kendisinden sonra şirket adına yetkili temsilcilerin ödemesi gereken bir borçtan dolayı şahsi sorumluluğu bulunmamaktadır. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 2012/21-734 Esas,2013/152 Karar sayılı ilamı da bu yöndedir....
ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ ESAS NO:2024/34 Esas KARAR NO :2024/25 DAVA:Ticari Şirket (Fesih İstemli) DAVA TARİHİ:17/01/2024 KARAR TARİHİ:18/01/2024 Yukarıda tarafları ve konusu yazılı davanın mahkememizce dosya üzerinde yapılan incelemesi sonrasında; GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ: Davacı dava dilekçesinde özetle; sahibi ve yetkilisi olduğu davalı şirketin tüm hisselerinin davalı gerçek kişiye devredildiğini, davalı şirketteki müdürlük görevinin sona erdiğini ancak, şirket ile bağının kalmamasına rağmen şirket genel kurul toplantı tutanağının 5 nolu maddesi ile aksi kararlaştırılıncaya kadar şirketi her hususta temsil ve ilzam etmeye karar verildiğini, bu tarihten sonra davalı gerçek kişiye ulaşamadığını, hisselerini devretmesine rağmen davalı şirketteki müdürlük yetkisinin devam ettiğini, davalı gerçek kişinin şirketi borçlandırdığını ve sigorta primlerini ödemediğini öğrendiğini ileri sürerek dilekçesinde bildirdiği diğer nedenlerle davalı şirketin feshine karar verilmesini talep ve dava etmiştir...
HUKUKİ DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, şirketin sona erdiğinin tespiti, kabul edilmediği takdirde haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesi istemine ilişkindir.Davacılar, şirkette %20 pay sahibi olduklarını, şirketin genel kurulunun toplanamadığını, yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin dolduğu ve yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilemediğinden bahisle şirketin sona erdiğinin tespiti, kabul edilmediği takdirde haklı sebeplerle şirketin feshi ve tasfiyesini talep etmiştir.6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun A) Sona erme I - Sona erme sebepleri 1....
DAVANIN KONUSU : Tazminat TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ : Davacı vekilinin dava dilekçesinde özetle; Davalının, davacı şirketin ortağı ve münferiden şirketin sorumlu müdürü aynı zamanda muhasebe, mali müşavirlik işlerini üstlenmiş iken önce Ocak 2016 tarihinde şirketin müdürlüğü görevinin sona erdiğini, sonra Nisan 2016 tarihinde şirketin ortaklığından ayrıldığını ve Ağustos 2016 tarihinde de muhasebe, mali müşavirlik görevinin sona erdiğini, davalının şirket müdürü iken aynı zamanda şirketin tüm mali işlerini yürüttüğünü, tüm muhasebe, gelir-gider tablosunu tuttuğunu, bu esnada şirketin tüm SGK ve vergi borçlarının ödenmiş olarak bilinmesine rağmen mali müşavirlik görevinin sona ermesinden şirketin hayli vergi borcu ve SGK borcu olduğunun ortaya çıktığını ve bu borçların yapılandırılmak zorunda kalındığını, şirketin banka hesaplarında yapılan araştırmalarda vergi ve SGK borçları adı altında şirketten paralar çekildiğini ancak bu miktarların ilgili Vergi Dairesine ve SGK'ya...