Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut olayda taraflar arasında önce adi yazılı 22.04.2013 tarihli hisse devir sözleşmesi imzalanmış ve devir bedeli 2.000.000.- TL olarak kararlaştırılmış, adi yazılı bu sözleşmede her iki tarafın edimleri sayıldıktan sonra 100.000.- TL cezai şart öngörülmüştür.Taraflar arasında daha sonra 13.6.2013 tarihli adi yazılı hisse devir sözleşmesi düzenlenmiş, 22.04.2012 tarihli sözleşmenin bu sözleşme ile çelişmeyen hükümlerinin aynen geçerli olduğu yazılmış, hisse satışından kalan 1.000.000.- TL’nin 25.7.2013 tarihinde defaten ödeneceği kararlaştırılmış, alıcının satış bedelini gününde ödememesi halinde satıcıya 100.000.- TL cezai şart ödemeyi kabul ve taahhüt ettiği düzenlenmiş, 13.06.2013 tarihli noter hisse devir sözleşmesi yapılarak şirket ortaklar kurulunda da kabul edilip, sözleşmede öngörüldüğü şekilde davacı tarafından sözleşmeye konu araçların zilyetliği de davalıya devredilmiştir....

    GEREKÇE: Asıl ve birleşen davada, asıl davanın davacısı ... AŞ’nin keşidecisi, birleşen davanın davacısı ...’nın avalisti olduğu 30.11.2011 tanzim ve 30.11.2016 vadeli, 426.208,00 Usd tutarlı bononun, ... AŞ’nin tüm hisselerinin davalının da aralarında bulunduğu hisse sahibi doktorlarca asıl davanın davacı şirkete devri sırasında imzalanan taahhütname karşılığında teminat olarak verildiği, davalının taahütnamenin 7. maddesine aykırı olarak bonoyu icra takibine konu yaptığı, anılan madde gereği bono bedeli kadar cezai şart alacağının doğduğu iddia edilerek şimdilik 100.000 Usd cezai şartın tahsili istenmiştir....

      Davalı, protokolün 3 ve 4. maddelerinin gereklerini yerine getirmesi halinde davacıya hisse devri yapılacağını, asıl protokolü ihlal edenin davacı olduğunu savunmuştur. Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının protokol hükümlerine uyması ve devri gerçekleştirmesi, aksi halde kapora bedeli ve cezai şartı ödemesi için davalıya noter ihtarnamesi gönderdiği, ihtarnamenin 12/01/2010 tarihinde usulünce tebliğ edildiği, ancak devir söz konusu olmadığı gibi, davaya cevap vermeyen davalının davacıya ödeme yaptığına dair herhangi bir delil de sunmadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile icra dosyasına vaki itirazın iptali ile takibin 20.000,00 TL asıl alacak ve 6.085,00 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 26.085,00 TL üzerinden, takip talebindeki koşullarla devamına, asıl alacağın % 20'si oranında icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir. Kararı, davalı temyiz etmiştir....

        Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, limited şirket hisse devir sözleşmesinde öngörülen edimlerin teminatı olarak verilen ipoteklerin kaldırılması ve cezai şart istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 881 inci ve 883 üncü maddeleri. 3. Değerlendirme Dava, davalıya ait şirket hisselerinin davacı ...'ya devri nedeniyle, alıcı davacı tarafından ödenmesi gereken bakiye 10.000.000,00 USD karşılığı çek ve alıcının diğer yükümlülüklerinin teminatını teşkil etmek üzere davacı şirket adına kayıtlı taşınmazlarda davalı lehine tesis edilen ipoteğin terkini ile davalının ipoteği terkin etmemesi nedeni ile sözleşmede kararlaştırılan 2.000.000,00 USD cezai şartın davalıdan tahsili istemine ilişkindir....

          Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacı arsa sahibinin kendi adına olan tapu kaydını dava açmadan önce devrettiği, sözleşmeye konu binada kat irtifakı kurulduğu, davacı arsa sahibi adına herhangi bir daire ve dükkanın tapu kaydının olmadığı, davacının aktif dava ehliyetinin bulunmadığı gerekçesiyle, davanın husumet nedeni ile reddine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine bağlı cezai şartın tahsili istemine ilişkindir. Davacı arsa sahibinin, dava tarihinden önce yüklenici ... ile... ve ...'e bazı bağımsız bölümlerin devrini yaptığı ve kendi üzerinde hiç bir bölüm kalmadığı, inşaatın henüz tamamlanmamış olduğu uyuşmazlık dışıdır....

            İnşaat şirketinin ortakları konumunda olduklarını, ortaklık ilişkisinden kaynaklanan işbu alacak iddiasının da şirket merkezinin bulunduğu yer mahkemesinde görülmesi gerektiğini, şirket merkezi Maltepe-İstanbul olduğundan İstanbul Anadolu İcra Dairesinin yetkili olduğunu, müvekkilinin üzerine düşen tüm edimleri yerine getirdiğini, bu nedenle cezai şart sorumluluğunun kalmadığını belirterek, davanın reddi ile müvekkili lehine kötü niyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir....

              un borcun ödenmesinde garantörlük ve taahhüt eden sıfatı ile davacıya karşı sorumlu bulunduğu, davacının cezai şarta yönelik talebinin incelenmesinde; davacı ve davalı şirket arasında akdedilen 23.09.2010 tarihli bayilik sözleşmesinin beş yıl süreli olduğu, davacının cezai şart alacağına dair davalılara ihtarına kadar geçen süreçte eksik mal alındığı halde davacı tarafça davalı şirkete mal verilmeye devam edildiği, bu kapsamda da davacı tarafından cezai şarta yönelik hakkını saklı tuttuğuna dair bir bildirimde bulunmadığı,ihtirazi kayıt konulmadığı, sözleşmenin feshedilmediği ve cezai şart konusunda da sezsiz kalınmasının mevcut durumun kabullenildiğini gösterdiği, şirket hisselerinin devrinden sonra cezai şart talebinin dürüstlük kuralına ve hakkaniyete uygun düşmeyeceği gerekçesi ile davanın kısmen kabulü ile 108.601-TL ürün bedeli , 12.853-TL vade farkı alacağına hükmedilmiş, cezai şart yönünden davanın reddine karar verilmiştir....

                DAVA : Hisse Devri - Cezai Şart Alacağı DAVA TARİHİ : 26/05/2021 KARAR TARİHİ : 16/06/2022 GEREKÇELİ KARARIN YAZILDIĞI TARİH : 28/06/2022 Taraflar arasındaki hisse devir ve cezai şart alacağı istemine ilişkin davanın yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın davanın zaman aşımı nedeniyle reddine yönelik olarak verilen hükme karşı davacı vekilince süresinde istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü....

                  Davalı vekili, cezai şart talebi bakımından yetki ve görev itirazında bulunarak, taraflar arasında yapılan sözleşmede belirtilen hükümler doğrultusunda ...'nın edimlerini yerine getirmediği için hisse devir sözleşmesinin 5.maddesinde düzenlenmiş olan 5.000.000 USD ve 2.000.000 USD cezai şartların müvekkili lehine tahakkuk ettiğini, resmi ipotek senedinde "tüm borçlarını" ödeme şartının konulduğunu, halen cezai şarttan doğan borcunu ödemediğini, ipoteğin fekki talebinin haksız ve mesnetsiz olduğunu, davacı ...'nın halen tüm borçlarını ödemediği için cezai şart talebinin haksız olduğunu, ayrıca devir sözleşmesinden sonra yapılan ek protokol ile cezai şartın kaldırıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir....

                    Davalı, protokolün 3 ve 4. maddelerinin gereklerini yerine getirmesi halinde davacıya hisse devri yapılacağını, asıl protokolü ihlal edenin davacı olduğunu savunmuştur. Mahkemece, bozma ilamı ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasındaki protokole göre hisselerin davacı tarafın protokolün 3. ve 4. maddelerindeki edimlerini ifa etmesinden sonra davacıya devredileceği, davacının edimini ifa etmediği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir. Kararı, müddeabihi devralan davacı vekili temyiz etmiştir. 1- Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacının sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2- Dava; taraflar arasında düzenlenen hisse devir protokolüne dayalı kapora bedeli ve sözleşmenin ifa edilmemesinden kaynaklanan cezai şart tutarına vaki itirazın iptali istemine ilişkindir....

                      UYAP Entegrasyonu