Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

-ABD Doları ve 07.11.2001 tarihinden dava tarihine kadar aylık % 1,5 oranından işlemiş cezai şart tutarı olan 8.886.439 ABD Doları ile birlikte toplam 25.071.305 ABD Dolarının fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, asıl alacak olan 15.190.494 ABD Dolarına dava tarihinden tahsil tarihine kadar ... oranından faiz yürütülmesi ile aylık % 1.5 oranından cezai şart yürütülmesine, ayrıca dava tarihine kadar işlemiş cezai şart miktarına dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar yasal faiz yürütülmesine karar verilmesini talep etmiştir....

    Ltd.Şti'de adına kayıtlı olan 800.000.000,00 TL karşılığı hisse payının 200.000.000,00 TL'şer hissesini Beşiktaş ... Noterliğinin 30/09/2002 gün ve ... ve ... yevmiye nolu hisse devir sözleşmeleri ile oğulları davalılar ... ve ...'a diğer mirasçılardan mal kaçırmak kastı ile devir ve temlik ettiğini, yapılan devrin 08/12/2005 tarihli ortaklar kurulu toplantısı ile şirket pay defterine kayıt ile tescil ve ilanına karar verildiğini; yine murisin aynı şirkette 08/12/2005 tarihli ortaklar kurulu kararı ile 1000 paya tekabül eden ve 1.000,00 TL. olan şirket sermayesini 49.000,00 TL. artırarak 50.000,00 TL.ye çıkarttırıp, bu sermayenin tamamı muris ... tarafından taahhüt edilip ödendiği halde, sermaye artışı ile davalı ... ve ...'...

      a devrettiğini hisse devri taraflar arasında adi sözleşmeyle yapıldığını, hisse devri nedeniyle tahakkuk eden alacağından dolayı davacıya araç devri ve bonolar teslim yapıldığını, ayrıca payı devredilen şirketin taşınmazının satışından sonra ödeme yapılmak üzere taahhütte bulunduğunu, şirketin ana sözleşmesinden na yazılı hisse senedi çıkarıldığını, hisse devrinin yönetim kurulunun kabulüne bağlı olduğu belirtildiğini, TTK 491/1 maddesinde " bedeli tamamen ödenmemiş nama yazılı payın ancak şirketin onayı ile devredilebileceği belirtildiğini, davacının payının bedelinin tamamı tamamının ödendiğini, kuruluş ana sözleşmesine göre devrin şirket yönetim kurulu tarafından uygun bulunması yeterli olup payı devralan davalı ... zaten payı devredilen davalı şirketin tek ortağı ve tek yetkilisi, yönetim kurulu başkanı olduğunu, ...'...

        olup geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesinde düzenlenmiş olan cezai şartın da geçersiz olduğu ve tarafları bağlamayacağından cezai şart hükmündeki gecikme bedelinin de istenemeyeceği sonuç ve kanaatine varılmakla (Bkz.Yargıtay 19....

        Mahkemenin kabulünde olduğu üzere birinci taşımaya ilişkin 14.04.2011 tarihli sözleşme altındaki imzanın davalı şirket temsilcisine ait olmadığı davalı tarafça savunulmuş ise de anılan sözleşmeye dayanılarak ödeme yapılmakla bu sözleşme davalı tarafça benimsenmiştir. Ancak uyuşmazlık taraflar arasında kararlaştırılan ikinci taşımanın iptali nedeniyle cezai şart alacağı ve bu ikinci taşıma nedeniyle yapıldığı iddia olunan yükleme sarf masrafından kaynaklanmaktadır. BK hükümleri uyarınca cezai şart asıl borca bağlı feri-yan bir edimdir. Cezai şart asıl borcu doğuran sözleşme ile birlikte veya sonradan kararlaştırılabilir. Cezai şart istenebilmesi için asıl borca bağlı cezai şart konusunda taraf iradelerinin bu yönde örtüşmesi gerekmektedir. Somut uyuşmazlıkta davacı tarafça ikinci taşımaya ilişkin cezai şart kararlaştırıldığını, tarafların iradelerinin bu yönde birleştiğini gösterir yasal herhangi bir delil getirilmemiştir....

          Paranın kira sözleşmesi kapsamında alındığı iddiası davalı tarafça ispat edilemediğinden 18.000,00 TL'nin iadesini istemekte davacı haklı bulunmuş bu alacak kalemi bakımından itirazın iptaline ilişkin talebin kabulüne karar vermek gerekmiştir. İcra takibinden önce davalı temerrüde düşürülmediğinden faiz talebinin de reddine karar vermek gerekmiştir. Cezai şart bakımından yapılan değerlendirmede ise, geçersiz bir sözleşmeden kaynaklı olarak cezai şart talebinde bulunulması mümkün olmadığından bu alacak talebi bakımından itirazın iptali talebinin reddi gerekmiştir" gerekçesiyle; davanın kısmen kabulüne, davalının Ereğli İcra Müdürlüğünün 2020/768 esas sayılı takip dosyasına yapmış olduğu itirazın yalnızca 18.000,00 TL'lik alacak bakımından iptaline, takibin bu miktar üzerinden kaldığı yerden devamına fazlaya ilişkin istemin reddine, icra inkar ve kötü niyet tazminatına ilişkin taleplerin yasal koşulları oluşmadığından ayrı ayrı reddine karar verilmiştir....

          Şirketi'nin kuruluşundan sonra alt bayilik sözleşmesi kapsamındaki ticari ilişkisini bu şirket ile yürüttüğü, bu haliyle davacı şirketin de, TBK'nun 205/2 fıkrası uyarınca "sözleşmenin devri" anlaşmasına sonradan zımni onay verdiğinin kabulünün gerektiği, şu halde sözleşmeden kaynaklanan tüm hak ve borçlarını dava dışı şirkete devreden davalının, dava konusu sözleşmenin cezai şarta ilişkin hükmü ve talep olunan cezai şart alacağı bakımından pasif husumetinin bulunmadığı anlaşılmakla davanın pasif husumet yokluğundan reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir. " gerekçeleri ile; " Davanın pasif husumet yokluğundan REDDİNE, ... " karar verilmiş ve verilen karara karşı, davacı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur....

            Mahkemece yanlış değerlendirme sonucu bu istemin reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir. 3-Davacı icra takibi ile 12.000 TL ücret alacağı, 12.000 TL cezai şart alacağı olmak üzere toplam 24.000 TL nin tahsilini istemiş olup, Mahkemece sözleşmede belirlenen ceza-i şart tutarı üzerinden %95 oranında indirim yapılmak suretiyle, Asıl alacak 12.000,00 TL, cezai şart 600.00 TL olmak üzere 12.600,00 TL üzerinden itirazın iptaline karar verilerek, Reddedilen kısım üzerinden davalı vekili yararına karar tarihindeki tarife gereğince hesaplanan 1.368,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmiştir. Yargılama giderleri kural olarak davada haksız çıkan tarafa yükletilir. (HUMK 417/1) Ayrıca haksız çıkan taraf yargılama gideri olarak vekalet ücreti ödemeye de mahkum edilir....

              CEVAP : Davalı vekili, cevap dilekçesinde özetle, Derdestlik, zaman aşımı ve kesin hüküm itirazları ile birlikte, özelleştirme modeli gereği bilanço çalışmaları yapılarak şirket tarafından devre esas mizan düzenlendiği ve beyan edilen mizan kayıtları esas alınarak devre esas bilanço düzenlendiği, bu suretle geçmişe yönelik borç ve alacak işlemlerinin kesinleştirildiği, bu nedenle 24.07.2006 tarihinden önceki dönemde dağıtım faaliyeleriyle ilgili gerçekleştirilen iş ve işlemlerle ilgili olarak, hisselerin el değitirmesinden önce bitmiş ve neticelenmiş her türlü işlemin sorumluluğunun şirkete ait olduğu, ...’tan herhangi bir talepte bulunulmasının ihale şartnamesi ve hisse satış sözleşmesi hükümlerine aykırı olacağını, dağıtım şirketlerinin özelleştirilmelerine ilişkin uygulamalarda Hisse Satış Sözleşmesinin imzalanması ile hisseleri el değiştirerek özel sektöre devredilen şirketin tüzel kişiliği, hakları, borç ve yükümlülüklerinde herhangi bir değişiklik olmadığını, şirketin hisse devri...

                Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasındaki hisse satış sözleşmesinin 12. maddesinde yer alan “...belirtilen kıdem ve ihbar tazminatları ile elektrik borcu dışında, şirket tüzel kişiliğine ait geçmiş ve gelecek şirket kayıtları ve tanıtım dokümanında belirtilenler ile kayıtlara intikal etmemiş bütün alacak ve borçlar ile şirket leh ve aleyhindeki hukuki davaların, icra takipleri de dahil bütün hak, borç ve yükümlülükler alıcıya aittir” şeklindeki düzenlemeye göre ...'nun 14/01/2000-06/09/2000 tarihleri arasında tahakkuk eden ... prim borçlarından davalıların sorumlu oldukları gerekçesiyle davanın kabulü ile 8.538,34 TL’nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken müteselsilin tahsili ile davacıya ödenmesine karar verilmiştir. Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir. Dava, işletme devri sözleşmesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir....

                  UYAP Entegrasyonu