Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Delillerin değerlendirilmesi ve gerekçe: Dava, -------- sözleşmesine aykırılık iddiasına dayalı cezai şart tazminat alacağı ve fesih sebebi ile davacının mahrum kaldığı gelirlerin tazmini talepli alacak davasıdır.Mahkememizin ---- sayılı dosyası ile----- sayılı kararı ile her iki dosyanın birleştirildiği, --- tarihli ön inceleme duruşma ara kararı gereğince birleşen --------- sayılı dosya yönünden taraflar arasında yapılan yetki sözleşmesine ve yetki itirazının usulüne uygun yapılmasına bağlı olarak, yetki itirazı hakkında karar verilmek üzere, iş bu dosyadan tefrik edilerek yukarıda belirtilen iş bu esasa kaydedildiği anlaşılmıştır. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 17. maddesi gereğince; '' Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi Taraflar arasındaki araç tescili-cezai şart-alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. - K A R A R - Davacı vekili, ... adına kayıtlı ticari taksinin hattı ile birlikte satışı konusunda tarafların anlaştığını, satış bedeli olan 15.000.000.000.TL'nın müvekkiline peşin olarak ödendiğini ve sözleşmeye 5.000.000.000.TL cezai şart konduğunu, davalının aracın devrini vermekten vazgeçtiğini, icra takibi sonucu aracın müvekkilinden alındığını iddia ederek aracın hattı ile birlikte müvekkili adına devri aksi halde ödenen araç satış bedelinin ödeme tarihi olan 7.3.2002 tarihinden itibaren ve 5.000.000.000.TLcezai şartın sözleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir...

      Maddesine göre işlem yapılmasını istediğini, sözleşmede erken ödemeye ilişkin hesaplama ve cezai şart oranı ya da miktarı bulunmadığını, Borçlar Kanununun 23....

        Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davaya konu olayda şirket hisse devrine ilişkin devir sözleşmesinin noterden onaylı olmadığı, esas sermaye payının devri için ortaklar kurulu kararının bulunmadığı, bu nedenle hisse devri için kanunda yazılı şartların gerçekleşmediği, açıklanan bu nedenlerle geçerli bir hisse devrinden söz edilemeyeceği, şirket ana sözleşmesinin 16. maddesi, Türk Ticaret Kanunu'nda geçerli hisse devri için öngörülen şartlar ve yerleşmiş Yargıtay içtihatları gereğince şirket hisse devrine ilişkin yasal koşulların gerçekleşmediği, davalının delil olarak dayandığı belgelerin başlı başına borçların davalı tarafından ödendiğini ispata elverişli olmadığı gibi, sözleşme içeriğine göre murisin borçlarının ödenmesinin hisse devri ile ilişkilendirilmiş olduğu, sözleşmenin 7. maddesinde yer alan “...'...

          Bu anlamda Limited Şirket hisse devrinin geçerlilik koşulları TTK m. 595 hükmünde düzenlenmiş olup esas sermaye payının devri ve devir borcunu doğuran işlemlerin yazılı şekilde yapılması ve tarafların imzalarının noterce onaylanması şart olduğu gibi, şirket sözleşmesinde aksi öngörülmemişse, esas sermaye payının devri için, ortaklar genel kurulunun da onayı şarttır. Somut olayda protokol hükmü gereğince hisse devri kararlaştırılan Limited Şirket genel kurulunca devre onay verdiği konusunda alınmış bir karar bulunmadığı, yine şirketin devre onay vermiş sayılmasını gerektiren Kanuni koşulların da gerçekleşmediği dosya kapsamındaki Ticaret Sicil dosyası ve tarafların ortaya koymuş olduğu delillerden anlaşılmaktadır....

            Şirketi ile de iletişime geçerek üretimi ve satışı yapılan ... ve ...'nin atkı lisansının başka firmada da olduğuna, ... atkı lisansının sadece kendilerinde olduğuna yönelik mail attıklarını, davalı yanın müvekkilinin ticari ilişkilerini örseleme çabasında olduğunu, inhisarı verilen lisans sözleşmesine rağmen kendisinin de markayı kullanmaya devam ettiğini, haksız ve kötüleyici beyanlarla müvekkilinin markayı kullanmasını önlemeye çalıştığını ileri sürerek, davalı yanın fiillerinin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, önlenmesini, 10.000 TL manevi ve 1.000 TL maddi tazminatın ve sözleşmede cezai şart olarak öngörülen 10.000 USD'nin davalıdan tahsilini ve hükmün ilanını talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, davacı şirket sahibi ...'ın 12.12.2011-14.03.2014 tarihleri arasında pazarlamacı sıfatıyla müvekkili şirkette çalıştığını, ...'...

              Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; görevsizlik itirazında bulunduklarını, mahkeme aksi kanaatte ise davanın reddine karar verilmesi talep ve dava etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE : Davacı dava dilekçesi ile taraflar arasındaki iş sözleşmesinin devam ettiği ve sona erdikten sonraki dönemleri kapsar şekilde rekabet yasağı sözleşmesine dayalı olarak cezai şart talebinde bulunmuştur. Yargıtay 9.Hukuk Dairesi'nin 01.06.2021 Tarih 2021/3076 Esas, 2021/9789 Karar sayılı ilamında belirtildiği üzere; İş Mahkemeleri Kanunu ile işçi ve işveren arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden doğan uyuşmazlıkları çözme görevinin iş mahkemesine verilmiş olması, Türk Ticaret Kanunu'nun 5.maddesinde yer alan “aksine hüküm bulunmadıkça” ibaresinin karşılığıdır....

                Somut olayda, Dava, Büfematik Kira Sözleşmesine dayalı alacak istemine ilişkindir. Davacı dava dilekçesinde fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak, 3.186,11 TL kira bedeli, 7.750,00 TL tazminat (cezai şart) alacağı ve 573,06 TL elektrik bedelinin tahsilini istemiş, mahkemece kira alacağı ve elektrik bedeli alacağının tamamı, tazminat (cezai şart) alacağının ise 6.200 TL kısmı yönünden davanın kabulüne karar verilmiştir. Büfematik Kira Sözleşmesine dayalı alacak talebinin reddedilen kısmı 1.550,00 TL olup, mahkemenin 2020 yılı karar tarihi itibariyle kesinlik sınırının (5.390 TL) altındadır. 2- Davacının istinaf isteminin Kantin Yeri Kira Sözleşmesi yönünden incelenmesi sonucunda; TBK’nun 179. maddesi “ Bir sözleşmenin hiç veya gereği gibi ifa edilmemesi durumu için bir ceza kararlaştırılmışsa, aksi sözleşmeden anlaşılmadıkça alacaklı, ya borcun ya da cezanın ifasını isteyebilir....

                Taraflar arasında imzalanan Akaryakıt İstasyonu İşletme Sözleşmesi'nin Satış Taahhüdü başlıklı 5.maddesinde; Bayi'nin aylık bazda belirtilen takvime göre ve aylık taahhütlere aynen uymak kaydı ile Ocak-Kasım aylarında 7 Ton, Aralık ayında ise 3 Ton olmak üzere yılda toplam 80 Ton beyaz ürün satmayı ,taahhütten eksik sattığı her ton beyaz ürün için Şirkete 75 USD cezai şart ödemeyi kabul ettiği, cezai şartın hesaplanırken birden fazla sözleşme dönemini kapsasa bile sözleşme tarihinden başlayarak son sözleşme tarihinin geçerli olduğu tarihin sonuna kadar cezai şart hesaplanacağını, sözleşmenin erken feshi halinde veya bayi kusuruyla şirket tarafından şirket tarafından feshedilmesi halinde de sözleşme süresinin tamamını kapsayacak şekilde cezai şart hesaplanacağının düzenlendiği tespit edilmiştir....

                  "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Alacak İstanbul 12.Asliye Ticaret Mahkemesinden verilen, tarafları, tarih ve numarası yukarıda yazılı hükmün incelenmesi sırasında Yargıtay 13.Hukuk Dairesinin 11.9.2007 gün, 10496-10332 sayılı, 11.Hukuk Dairesinin 27.7.2007 gün 2561-10899 sayılı kararlarıyla meydana gelen görev uyuşmazlığının giderilmesi istenilmekle, 2797 sayılı Yasa uyarınca toplanan Başkanlar Kurulu’nca dairelerin görevsizlik kararlarıyla dava dosyası incelenerek gereği görüşüldü: Dava, hizmet sözleşmesine dayalı cezai şart parasının tahsili istemine ilişkindir. Uyuşmazlığın bu niteliği itibariyle hükmün temyiz inceleme görevi 13.Hukuk Dairesine aittir. SONUÇ: 13.Hukuk Dairesinin görevsizlik kararının KALDIRILMASINA, dosyanın bu Daireye gönderilmesine, 01.11.2007 gününde oybirliği ile karar verildi....

                    UYAP Entegrasyonu