CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; müvekkilinin davalıya gönderdiği 07.08.2013 tarihli ihtarnameyle sözleşmeyi feshettiğini, ayakta olmayan bir sözleşmeye dayalı olarak cezai şart talep edilemeyeceğini, esasen sözleşmenin hiç yürürlüğe girmediğini, davacının Lonca şirketine, şirketin finansmanı için bir takım ödemeler yapmasının da sözleşmenin yürürlüğe girmediğini ve fiili olarak feshedildiğini gösterdiğini, taraflar arasındaki sözleşmenin karşılıklı borç yükleyen bir sözleşme olduğunu, kendi edimini yerine getirmeyen davacının cezai şart talep etmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle sözleşmenin geçerli olduğu ihtimalde dahi cezai şart talebinin haksız olduğunu, talep edilen cezai şartın fahiş olup tenkisi gerektiğini savunarak davanın reddini istemiştir. III....
Dava; taraflar arasında akdedilen esas sermaye pay devri ve hisse devri sözleşmesinin ihlal edilmesi sebebiyle uğranılan maddi zararın, culpa in contrahendo sorumluluğu sebebiyle uğranılan maddi zararın ve haksız rekabetten kaynaklanan talepler de dahil olmak üzere uğranılan diğer zararların tazmini ve rekabet ve gizlilik hükümlerine aykırılık sebebiyle cezai şart alacağının tahsili talebine ilişkindir. Mahkemece iş bu yargılamada İstanbul Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemesi'nin görevli olduğu gerekçesi ile davanın usulden reddine karar verilmiş, karara karşı davacılar vekili ve davalılar vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur....
Bozma Kararı Dairemizin 15.12.2021 tarih, 2020/8403 E. ve 2021/7158 K. sayılı kararıyla; dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, Mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı-karşı davacı vekilinin asıl davaya ilişkin yerinde görülmeyen tüm, davacı-karşı davalının ise sair temyiz itirazlarının reddine; asıl davanın, taşıma sözleşmesine dayalı alacağın tahsili amacıyla girişilen icra takibine vaki itirazın iptali, karşı davanın aynı sözleşmeye dayalı cezai şart alacağının tahsili ile fazladan ödenen taşıma ücretinin istirdadı, bu mümkün olmazsa asıl davada hükmedilecek tazminattan mahsubu istemine ilişkin olduğu, karşı davada taraflar arasında düzenlenen sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 179 uncu maddesinin ikinci fıkrası kapsamında ifaya ekli cezai şart niteliğinde olduğu, bu cezai şartın istenmesi için ifa gecikmeli olarak...
A.Ş ve ... vekili ve katılma yoluyla davalı Yemekhane Yiyecek Ve İçecek Hiz. San. Tic. Ltd. Şti. vekilince temyiz edilmiştir. 1- Dava, anonim şirket hisse devir sözleşmesine dayalı cezai şart istemine ilişkindir. Bölge Adliye Mahkemesi'nce yukarıda da özetlendiği şekilde, ilk derece mahkemesinin gerekçelerinin yerinde olmadığı belirtilmiş ancak davanın reddi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu gerekçesiyle “HMK'nın 353/1.b.1. maddesi uyarınca, davacılar Polar Finansce Yatırım Dan. A.Ş ve ... vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine,” karar verilmiştir. 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 madde hükmü uyarınca, yargılamada eksiklik bulunmamakla beraber, kanunun olaya uygulanmasında hata edilip de yeniden yargılama yapılmasına ihtiyaç duyulmadığı takdirde veya kararın gerekçesinde hata edilmiş ise düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmektedir....
Turizm İnşaat Taahhüt İthalat İhracat Sanayi Ve Ticaret Anonim Şirketi vekili cevap dilekçesinde özetle; Davacı şirketin alacak iddiasına dayanak yaptığı sözleşmenin taraflar arasında imzalanan 14.02.2015 tarihli kira sözleşmesine ek ve sözleşmenin 3. maddesinde yazdığı üzere ayrılmaz bir parçası olduğundan kira sözleşmesinden bağımsız olarak ele alınamayacağını, davaya dayanak yapılan sözleşmenin noterde resmi şekilde düzenlenmediğinden geçersiz olduğu ve geçersiz sözleşmeye istinaden bir hak ve alacak veya cezai şart bedeli talep edilemeyeceği, sözleşmenin 3. maddesine göre davacı şirket, 14.02.2023 tarihinden sonra taşınmazı satın almak için talepte bulunmaya hak kazanacağı ve henüz vadesinin gelmediği, kira sözleşmesi madde 7'de belirtildiği üzere “kiracı yaptığı tadilatla ilgili kiralayandan herhangi bir bedel isteyemez” hükmü kapsamında yapmış olduğundan, bunları kiralayandan talep etmeyeceğini peşinen kabul ettiğini, dava dosyasına sunulan faturalara konu mal ve hizmetlerin büyük...
e ifa amacı ile ve ...'ün kabul ve talimatı ile yapılmış olması" dışında açıklamasının olmadığını, devir işleminde davacının kabul ve talimatının olduğunu, tüm tarafların da kardeş olduğundan davacı tarafından yazılı bir talimat alma gereği duyulmaksızın protokolün ifası kapsamında bizzat davacının talep ve talimatı ile aracın devrinin ihbar olunan ... adına gerçekleştirildiğini, davacı ile ihbar olunanın davalı şirket bünyesinde şirkeetten ayrılma sürecinde ve sonrasında hep birlikte hareket ettiğini, TMK'nın 2. Maddesinin dava konusu olayda uygulanması gerektiğini, beyanla, ilk derece Mahkemesince verilen kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ve istinaf etmiştir. GEREKÇE: Dava, hisse devir bedeli ve sözleşme ile kararlaştırılan komisyon alacağı ile sözleşmeye aykırılık nedeniyle cezai şart alacağının tahsili davasıdır. İstinafa gelen uyuşmazlık temelde, davalı tarafın sözleşmesel edimlerini yerine getirip getirmediği noktasındadır....
şirket bünyesinde şirkeetten ayrılma sürecinde ve sonrasında hep birlikte hareket ettiğini, TMK'nın 2....
bu talep uygun görülmezse cezai şart miktarının tenziline karar verilmesini istemiştir....
Davalı vekili, sözleşmenin konusu olan davacı şirketin hisse satış sözleşmesine dayalı olarak müvekkil İdare'ye karşı alacak davası açmasının mümkün olmadığını, davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerden dolayı müvekkilinin hisse devir sözleşmesi kapsamında bir sorumluluğunun bulunmadığını savunarak reddini istemiştir. Mahkemece davacı şirketin %51 hissesinin özelleştirilmesine ilişkin yapılan sözleşmede, sözleşme tarihi itibariyle davacı şirketin sorumlu olacağı ecrimisil bedeli,...'...
Davalı, davacı şirkette 18.02.2008 tarihinde çalışmaya başladığını, sözleşmenin yenilenerek devam ettiğini ve belirsiz süreli hizmet sözleşmesine dönüştüğünü, ihbar tazminatı istenemeyeceğini, sözleşmeye tek taraflı cezai şart konulmasının hukuka aykırı olduğunu ve cezai şarta hükmedilmesi halinde fahiş olması nedeniyle tenkis edilmesi gerektiğini savunarak davanın reddini dilemişlerdir. Mahkemece, önel tazminatının reddine, cezai şart talebinin 1.000 EURO üzerinden kabulüne karar verilmiş; hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Davacı taraflar arasında hizmet sözleşmesi imzalandığını ve davalının bu sözleşmeyi haklı sebep bildirmeden ve kararlaştırılan sürelere uymadan fesih ettiğini ileri sürerek eldeki davayı açmıştır. Davalı belirsiz süreli hizmet sözleşmesinde önel tazminatının istenemeyeceğini, sözleşmede tek taraflı cezai şart düzenlenemeyeceğini ve cezai şartın fahiş olduğunu savunmuştur....