Bu nedenle noter vasıtasıyla yapılan hisse devir sözleşmesine onay verilmek üzere hisseyi devreden veya devralan şahıs tarafından öncelikle ortaklar genel kuruluna başvurulması ve genel kurulun karar mekanizmasını harekete geçirmesi gerektiği açıktır. Aksi takdirde, noter vasıtasıyla yapılan hisse devir sözleşmesi, ortaklar genel kurulunun onayına kadar "askıda hükümsüz" olarak kalacak, sıhhat kazanamayacak ve hukuki sonuç doğurmayacaktır. Uyuşmazlıkta, şirket ortağı ...'ın şirketin toplam hisselerinin %50'sine karşılık gelen 200 adet hisse, davacı tarafından Kartal 2. Noterliğince düzenlenen … tarih ve … yevmiye numaralı hisse devir sözleşmesi ile devralınmış ise de şirket ana sözleşmesinde hisse devrine ilişkin herhangi bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Diğer taraftan, hisseyi devreden veya devralan tarafından hisse devir sözleşmesine onay verilmek üzere ortaklar genel kuruluna başvurulmadığı da açıktır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.12.2007 gününde verilen dilekçe ile satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil kabul edilmediği takdirde, tazminat ve cezai şart istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın tapu iptali ve tescile yönelik kısmı yönünden yeniden hüküm kurulmasına yer olmadığına, alacak talebinin kısmen kabulüne ve kısmen reddine dair verilen 08.03.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil, mümkün olmadığı takdirde rayiç değere ilişkin fazlaya dair hakları saklı kalmak üzere 15.000,00 TL tazminat ve 3.000,00 TL cezai şartın tahsili isteğine ilişkindir. Davalı, davanın reddini savunmuştur....
hesaplanması aşamasında miktara dahil edilen KDV'nin talep edilemeyecek ise de, sözleşme serbestisi kapsamında taraflar kendi iradeleri ile kamu düzenine de aykırılık oluşturmayacak şekilde cezai şart alacağını belirlerken KDV'yi de dahil edip, bu şekilde alacağı belirli hale getirmeyi kabul ettiklerinden, davacının KDV talep edebileceği kanaatine varılmış, buna göre 4 aylık gecikme için (75000+ %18KDV) x4 = 354.000-TL cezai şart alacağı hesaplandığı, davacının kendisine ödenmesi gereken miktardan 93.100-TL fazla ödeme yapıldığını ve bunun cezai şart alacağına ilişkin olup mahsup edildiğinde bakiye kalan alacağının tahsilini talep ettiğini, asıl iş ve ilave işlerin dava konusu olmaması, davalının sözleşmeyi kabul etmediği gibi cezai şart alacağını da kabul etmemesi ve cezai şart ödemesi yaptığı yönünde bir savunma getirmemiş olması, davacının doğrudan ve -işçi ücreti ve yemek gideri gibi- dolaylı olarak ödendiğini kabul ettiği kalemlerin dışında yapılmış ve ispatlanmış bir ödeme bulunmaması...
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının haklı nedene dayalı olarak sözleşmeyi feshetmesi nedeniyle sözleşmede öngörülen cezai şarttan dolayı davalının sorumlu olduğu, cezai şart miktarı bakımından her ne kadar dava kısmi olarak açılmışsa da, ödemesi durumunda davalının mahfına neden olacağı kanaatine varıldığından davalının %50 oranında cezai şart tazminatı ödemesinin hakkaniyete uygun olduğu belirtilerek, davanın kısmen kabulü ile, 5.000-TL cezai şart tazminatının 18/09/2009 tarihinden itibaren 3095 sayılı yasanın 2/2 maddesi gereğince avans faizi uygulanmak suretiyle davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair talebin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Taraflar arasındaki bayilik sözleşmesinin bayi tarafından süresinden önce haksız olarak davalı tarafından feshedildiği dosya içeriğinden anlaşılmaktadır....
Bir taşınmaz malın veya payının mülkiyetinin başkasına devri ya da devir vaadini öngören sözleşmelerin geçerli sayılması BK 213, Tapu Kanunu 26. madde ve TMK 706. madde uyarınca resmi şekilde yapılmasına bağlıdır. Burada öngörülen şekil, sözleşmenin geçerlik koşulu olup, kamu düzenine ilişkindir ve doğrudan gözönünde tutulur. Taraflar arasındaki 11.02.2008 tarihli sözleşme resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli değildir. Geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesine dayanılarak cezai şart da istenemez. Zira cezai şart asıl borca ilişkin feri haklardandır. Asıl borç hükümsüz olunca, cezai şart da hükümsüzdür. Taraflar ancak verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilirler. Mahkemece geçersiz sözleşmeye dayanılarak istenen cezai şartın reddine karar verilmesi gerekirken davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir....
Dairemizin önceki kararlarında işçinin iş sözleşmesi sona erdikten sonrası dönem bakımından rekabet yasağına ilişkin olarak cezai şart ve tazminat davaları bakımından ticari dava olduğu belirtilmiş ise de; konunun yeniden değerlendirilmesi gerektiği anlaşılmakla,yukarıda belirtilen açıklamalar uyarınca görevli mahkemenin iş mahkemesi olduğu belirlendiğinden bu karardan dönülmesi gerektiği anlaşılmıştır." şeklindedir. Tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; dava, rekabet yasağı sözleşmesine dayalı, cezai şart istemine ilişkindir....
Yani, kiranın başlangıç tarihi olan Mayıs 2012 tarihinden itibaren, 2014 Mayıs ayına kadar kiracı işletmeyi geri iade etse ve kira ilişkisini sonlandırsa dahi, kirayı yukarıda belirlenen şartlarda ödemeyi kabul ve taahhüt eder. Kalan 4 yıl için bu şart geçerli değildir” düzenlemesine yer verilmiştir. Tarafların şirket olması karşısında, özgür irade ile kararlaştırılan cezai şart niteliğindeki bu hüküm geçerli olup, tarafları bağlar. Nitekim taraflarından herhangi biri tarafından sözleşmenin cezai şart niteliğindeki 8.maddesinin geçersizliği ileri sürülerek feshi hususunda dava açılmadığına göre, söz konusu sözleşme hükmü geçerli olup, tarafları bağlayacaktır. Bu durumda mahkemece sözleşmenin 8.maddesindeki düzenlemenin cezai şart niteliğinde olduğu göz önüne alınarak buna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Hükmün bu nedenle bozulması gerekir....
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ İddianın niteliğine ve mahkemenin kabulüne göre ihtilaf taşınmaz satış vaadi sözleşmesine dayalı hak sahipliği şerhinin iptali ile davacı şirket adına hak sahipliği şerhi yazılması ve davalılardan İhsan Uzgören’den cezai şart ve tazminatın tahsili istemine ilişkin olup, satış vaadi sözleşmesinin tartışılıp değerlendirilmesi davanın temelini oluşturduğundan hükmün temyizen incelenmesi görevi .... Hukuk Dairesine ait bulunmaktadır. Bu nedenle dosyanın Yargıtay Yüksek .... Hukuk Dairesi Başkanlığına GÖNDERİLMESİNE, ....01.2014 gününde oybirliğiyle karar verildi....
dairemizce esas hakkında yeniden karar verilmek suretiyle kar kaybı ve sözleşmenin feshine bağlı cezai şart yönünden davanın kabulüne, satış taahhüdüne bağlı cezai şart yönünden davanın reddine karar verilmiştir....
Davalı vekili istinaf talebine cevap dilekçesinde özetle; davacının kendinden kaynaklı sebeplerle konaklama hakkını kullanmadığını, davacının taşınmazdan yararlanamadığından kaynaklı mağduriyeti sebebiyle cezai şart talebinin kabul edilemeyeceğini, istinaf başvurusunun reddini talep etmiştir. DELİLLERİN TARTIŞILMASI VE GEREKÇE: Dava, devre mülk satış sözleşmesine dayalı alacak talebine ilişkindir....