İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki beyanlarını tekrarla; mahkemece, hatalı değerlendirme sonucu aktif husumet yokluğu sebebiyle davanın usulden reddine karar verildiğini, müvekkili Şenyıldız Oto, dava tarihi itibariyle müflis durumunda olup, şirket yetkilisi konumunda bulunan Behzat Şenyıldız'ın şirketi bizzat ilgilendiren bir ihale hakkında yetkili sıfatıyla ihalenin feshi davası açma yetkisinin bulunduğunu, emsal nitelikteki Yargıtay kararlarında da belirtildiği üzere, borçlu şirket yetkilisi tarafından açılan davada husumet yokluğu bulunmayıp, tevdii edilen dilekçenin şirket adına düzenlendiği ve şirket yetkilisince ikame edilen davada taraf sıfatının bulunduğunun kabulü gerektiğini, iflas masasına dahil olmayan ihale konusu gayrimenkul ile ilgili olarak müflisin doğrudan dava açabilme hak ve yetkisinin dikkate alınmadığını ve satış ilanının müflis şirket yetkilisine bizzat ve sistemde kayıtlı mernis adresi vasıtası ile...
yüklendiğini, bu program ile kendi bilgisayarında olan tüm verilerin ... şirketine aktarıldığını fark ettiğini, bunun üzerine şirket yetkilileri ... ve... ile tekrar iletişime geçtiğini, bilgisayarına neden casus programı yüklediklerini sorduğunu, şirket yetkililerinin de müvekkiline virüs bulaşmıştır deyip müvekkilinin bilgisayarına format atmak istediklerini ve durumu örtbas etmek istediklerini, müvekkilinin (ilgili yetkili çalışan) de virüs bulaşma olmadığını, kendi bilgisayarına casus programı yüklenerek kişisel verilerinin izni ve rızası dışında aktarıldığını söylediğini ve şirket yetkililerinin tedirgin olduğunu, bunun üzerine şirket yöneticisi ...'...
Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, sözleşmenin uyarlanması, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartın işletilmemesine karar verilmesi; birleşen dava, sözleşmenin feshi; cezai şartın tahsili istemleriyle açılmış, mahkemece yüklenici şirket tarafından açılan asıl davanın reddine, arsa sahibi mirasçıları tarafından açılan birleşen dava yönünden sözleşmenin feshi davası konusuz kaldığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, cezai şartın tahsili isteminin reddine karar verilmiş, karar taraf vekillerince temyiz edilmiştir. ...-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre tarafların sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. ...-Yüklenici şirket ile arsa sahiplerinin murisi .......... arasında ...... .......
un, şirket yönetici olarak üzerine düşenleri yapmadığı, şirketi zarara uğrattığı iddialarıyla kurulan şirkete sermaye olarak koymuş olduğu ve sonradan doğrudan şirket adına tescil olunan patentin tarafına iadesini talep etmiş olmakla birlikte, uyuşmazlığın esasen Ticaret Mahkemelerinin heyet olarak baktığı şirket yöneticisinin sorumluluğu, şirketin feshi, ortaklıktan çıkma, şirket malvarlığının tasfiyesine ilişkin olduğu, şirkete sermaye olarak getirilen patente ilişkin hak sahipliği yönünden bir tartışmanın olmadığı, şirket yöneticisi sıfatıyla yapılan iş ve işlemlere ilişkin taleplerin patent yönünden ayrıştırılarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı gibi uyuşmazlık esası yönünden Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu dikkate alındığında sermaye olarak getirilen patentin tasfiyesine yönelik işlemlerin (şirket malvarlığı olduğu ve şirketin tasfiyesi sonucunu doğuracağı da dikkate alındığında) doğrudan mahkememizi uyuşmazlık yönünden görevli hale getirmeyeceğini, uyuşmazlığın şirket yöneticisinin...
Tek satıcılık sözleşmesinin haklı nedenle feshi haricinde sözleşmede öngörülen veya makul bir sürede feshi halinde müşteri çevresini kaybeden ve ekonomik bakımdan güç durumda kalan tek satıcının bu nedenle tazminat isteyebileceğine dair davanın açıldığı tarih itibariyle yasal bir düzenleme mevcut değildir (Yeni TTK.nun 122.madde). Ancak öğretide kabul edilmektedir. Davacı ilk sözleşmenin 10.03.1997 tarihli sözleşmenin feshedildiği tarihe kadar davalı firmanın ürettiği ... marka araçları Türkiye pazarına tanıtarak bu markanın yayılmasına katkıda bulunmuştur. Bu şekilde müşteri çevresini tamamen veya önemli ölçüde geliştiren tek satıcının sözleşmenin haklı bir neden haricinde sona erdirilmesi durumunda münasip bir tazminat talebi hakkaniyet gereğidir. Ayrıca davacı sözleşme kapsamında elinde kalan yedek parçaların bedelinin tahsilini de talep etmiştir. Mahkemece bu hususta olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiştir....
Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Asıl davada davacı şirket, 28.09.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesi ile yüklenicinin temlikine dayalı olarak tespit, tapu iptali ve tescil, muvazaalı işlemin iptali, geç teslim nedeniyle kira kaybı tazminatı ve dava konusu dükkanların değer kaybı nedeniyle tazminat istemlerinde bulunmuştur. Birleştirilen dava ise, yine davacı şirket tarafından yüklenicinin temlikine dayalı olarak tapu iptali ve tescil ile ayıplı imalat nedeniyle tazminat istemine ilişkindir. 2012/14815-2013/3679 -2- Karşı davada da davalı-davacı kooperatif, davalı şirket aleyhine 28.09.2001 tarihli satış vaadi sözleşmesinin feshi (sözleşmeden dönme) talebinde bulunmuştur....
, davalının haksız fesih yaptığını, manevi tazminat taleplerinin de reddine karar verildiğini, tüzel kişilerin de manevi tazminat talep edebileceği hem mevzuat hükümleri hem de içtihatlar ile açık olduğunu, yine ipoteğin fekki taleplerinin husumet yokluğu nedeni ile reddinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkili şirket henüz şahıs şirketi olarak ... adı ile faaliyetine devam ederken davalı şirket lehine bayilik sözleşmesi kapsamında ... ili, ... ilçesi ......
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: Dava; bayilik sözleşmesinin feshi nedenine dayalı maddi ve manevi tazminat ile ipoteğin kaldırılması istemlerine ilişkindir. İstinaf incelemesi HMK 355. madde gereğince istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle ve resen kamu düzenine aykırılık yönünden sınırlı olarak yapılmıştır. Taraflar arasında yazılı bir sözleşme bulunmasa da, taraflar arasında bayilik sözleşmesi olduğu tarafların kabulünde olup, davacı, davalının bayilik sözleşmesini haksız feshettiğini iddia ederek kazanç kaybı olarak maddi tazminat, ayrıca manevi tazminat talebinde bulunmakta, yine daha önce Halis Suat Martı'nın davalı şirket lehine verdiği taşınmaz ipoteğinin kaldırılmasını talep etmektedir. Davalı ise bayilik sözleşmesinin haklı sebeplerle feshedildiğini savunmaktadır....
Maddesi uyarınca feshini gerektirir haklı sebeplerin olduğu kanaatine varılmakla, davacının davalı şirket aleyhine açmış olduğu davanın kabulü ile davalı şirketin feshine, tasfiye memuru olarak dava konusu şirketin son yetkili müdürü olan davacının görevlendirilmesine, limited şirket feshi istemine ilişkin davanın feshi istenen şirket aleyhine açılması gerekli ve yeterli olup, davalı şirket yanında şirket ortağı hakkında ayrıca fesih istemi talepte bulunulamayacağından, davalı şirket ortağı ... aleyhine açılan davanın ise pasif husumet nedeniyle reddine karar verilerek aşağıda yazılı hüküm kurulmuştur. HÜKÜM: Gerekçesi HMK 294/4 mad. gereğince bir ay içinde açıklandığı üzere; 1-Davalı ... aleyhine açılan davanın pasif husumet yönünden dava şartı yokluğundan usulden reddine, 2-Davalı ... Turizm Ulaşım ve İletişim Hizmetleri Sanayi ve Ticaret Limited Şirketi aleyhine açılan davanın kabulü ile İzmir Ticaret Sicil Müdürlüğü Merkez-... sicil numarasına kayıtlı davalı ......
İhale bedelinin, İİK'nun 129. maddesinde öngörülen kriterlere uygun olmaması ise, tek başına ihalenin feshi sebebi olup; mahkemece re’sen nazara alınmalıdır. Ancak, mahkemenin ihalenin kamu düzeni ile ilgili kurallara uyulup uyulmadığını işin esasına girmek sureti ile kendiliğinden inceleme zorunluluğu, süresinde borçlu tarafından açılmış bir ihalenin feshi davasında mümkündür. Somut olayda; İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemeleri’nce yerinde bir tespitle borçlu şirkete yapılan satış ilanı tebliğ işleminin usulüne uygun olduğu belirlenmiş olmakla, 10.9.2020 tarihinde yapılan ihaleye karşı 05.11.2020 tarihinde açılan işbu ihalenin feshi davasının İİK’nun 134/2. maddesindeki 7 günlük süreden sonra olduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda, Bölge Adliye Mahkemesi'nce, borçlu şirket yönünden şikayetin süreden reddi yerine yanılgılı değerlendirme ile süresinde yapılmayan ihalenin feshi şikayetinde İİK’nun 129. maddesi gerekçe gösterilerek ihalenin feshi yönünde hüküm tesisi doğru bulunmamıştır....