WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Borçlu beyanatta bulunmadığı surette vukubulan tediye kendisi tarafından derhal itiraz edilmiş olmadıkça alacaklının makbuzda irae ettiği borca mahsup edilmiş olur” hükmü öngörülmüş, 86 ncı maddede ise “kanunen muteber bir beyan vaki olmadığı yahut makbuzda bir güna mahsup gösterilmediği takdirde, tediye muaccel olan borca mahsup edilir. Müteaddit borçlar muaccel ise tediye, borçlu aleyhinde birinci olarak takip edilen borca mahsup edilir. Takibat vaki olmamış ise tediye, vadesi iptida hulül etmiş olan borca mahsup edilir. Müteaddit borçların vadeleri aynı zamanda hulül etmiş ise mahsup mütenasiben vaki olur. Hiç bir borcun vadesi hulül etmemiş ise alacaklı için en az teminatı haiz olan borca mahsup edilir” kuralı düzenlenmiştir. II. Genel Hükümler Yönünden Değerlendirme Borçlar Kanununun yukarıda belirtilen hükümleri öncelikle muacceliyet ve temerrüt kavramlarının açıklanmasını gerektirmektedir. Muacceliyet, alacaklının borçludan borçlanılan edimi talep ve dava edebilme yetkisidir....

    "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki taraf vekillerince istenmiş ve temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle cevap süresi içinde açılan karşı davanın HUMK'nın 204. maddesi hükmünce takas ve mahsup talebi niteliğinde bulunmasına, asıl davada yükenici alacağından ayıplı imalât bedelinin mahsup edilmesinde isabetsizlik görülmemesine göre tarafların yerinde bulunmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 14.12.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkikinin davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: a) Mahsup talebi yönünden; Mahsup talebi 6.200,00 TL ihale bedeline ilişkindir. İİK.nun 4949 Sayılı Kanunla değiştirilen 363/1.maddesinin son cümlesindeki kesinlik sınırının aynı kanunun ek 1.maddesinin 1.fıkrası uyarınca 01.01.2016 tarihinden itibaren artırılan miktarı dikkate alındığında uyuşmazlık konusu değerin 6.310,00 TL.yi geçmediği anlaşıldığından mahkeme kararının temyiz kabiliyeti yoktur....

        Davacı yüklenici 28.05.2009 tarihli sözleşmeye dayalı akdi ilişki nedeniyle toplamda sözleşme içi ve dışı 19.947,18 TL'lik iş yaptığını buna karşılık kendisine sadece sözleşme bedeli olan 16.750,00 TL ödendiğini ileri sürerek sözleşme dışı yapılan işler bedeli 3.187,00 TL'nin tahsilini istemiş, davalı cevabında kendisi tarafından yüklenici aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesi'nde 2009/430 Esas sayılı davanın açıldığını, davada bedelden indirim yoluna gidilerek 4.600,00 TL'nin tahsiline karar verildiğini, irtibat nedeniyle davaların birleştirilmesi ve takas iddiasının değerlendirilmesi gerektiğini savunmuştur. 2009/430 Esas sayılı dosyada verilen karar Yargıtayca onanmış ve karar düzeltme talebi de reddedilerek kesinleşmiş olduğundan davaların birleştirilmesi mümkün olmamış, eldeki davada mahkemece davalının takas-mahsup talebindeki alacak miktarı davacı tarafın talebindeki alacak miktarından fazla olduğundan takas-mahsup talebi nedeni ile dava reddedilmiştir....

          "İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi Dava : Koruma tedbirleri nedeniyle tazminat Hüküm : Davacının davasının maddi tazminat talebi açısından kabulüyle 970 TL maddi; manevi tazminat talebi açısından kısmen kabulüyle 2.250 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine Davacının tazminat talebinin maddi tazminat talebi açısından kabulüyle, manevi tazminat talebi açısından ise kısmen kabulüne ilişkin hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanununun 34. maddesinin 2. fıkrasında, “Kararlarda, başvurulabilecek kanun yolu, süresi, mercii ve şekilleri belirtilir.’’ amir hükmü karşısında, mahkemenin talep edilen tazminat miktarları açısından kabulü dikkate alındığında, karar tarihi itibariyle 2.190 TL olan kesinlik sınırının üzerine çıkıldığı, her ne kadar kararın hüküm kısmında miktar itibariyle kesin olduğu belirtilmişse de, her iki taraf bakımından da hükmün kesin olmadığı...

            Bundan sonra davacının iş güvencesi tarminatı talebi bakımından hüküm kurulmalıdır. Bu nedenle eksik araştırma ve incelemeye dayalı hükmün bozulması gerektirmiştir.” gerekçesiyle bozulmuştur. Bozma üzerine davalı tarafından dosyaya sunulan belgelere göre davacının iş güvencesi tazminatından yapılan gelir vergisi kesintisinin vergi dairesine ödendiğine dair muhtasar beyanname, tahakkuk fişi, tahsilat fişi ve mahsup talepli yazı dosyaya sunulmuştur. Burada vergi dairesince bu talep değerlendirip davalının mahsup edilecek bir alacağı olduğu kabul edilerek mahsup talebi yerinde görülmüşse davacının fark iş güvencesi tazminatı alacağı bulunmayacaktır. Ancak vergi dairesine bu husus sorulmamış ve sadece mahsup talebi yazısına değer verilmiştir. Sonuç olarak 850,00 TL’lik bir mahsubun 2008 yılı Kasım ayı vergilerinden yapılıp yapılmadığı netleştirilmeden karar verilmesi hatalıdır. Eksik incelemeye dayalı kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir....

              Davacı ... şirketinin TTK.nun 1301. maddesinde yer alan yasal halefiyet hakkına dayanarak sigorta ettiren yerine geçerek ve bu sıfatla dava açmış bulunmasına göre zarara sebebiyet veren davalı ... ettirene karşı haiz olduğu defileri sigortacıya karşı da ileri sürebilir, karşı dava açmak veya takas ve mahsup isteminde bulunmak yetkilerini kullanabilir. Bu hale göre mahkemece davalıların süresinde yaptıkları takas ve mahsup talebi dikkate alınarak delillerin toplanması gerçek zararların belirlenmesi davalının uğradığı zararın kanıtlanması halinde mahsup işleminin yapılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken davalıların talebi ile ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmemiş olması doğru değildir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz edene geri verilmesine 24.4.2007 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

                Bu itibarla mahkemece davalı vekilinin mahsup talebi ve temyiz istemi hakkında HUMK.’nın 434. maddesi uyarınca bir karar verilmesi amacıyla dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmesi gerekmiştir. S 0 N U Ç : Yukarıda açıklanan nedenlerle dosyanın mahkemesine GERİ ÇEVRİLMESİNE, 27.06.2018 gününde oy birliği ile karar verildi....

                  D A N I Ş T A Y ÜÇÜNCÜ DAİRE Esas No: 2006/3143 Karar No: 2008/793 Temyiz Eden : Hasan Tahsin Vergi Dairesi Müdürlüğü-İZMİR Karşı Taraf : … İstemin Özeti : Yıl içerisinde ödediği ve 1999 takvim yılı kurumlar vergisinden mahsup edemediği geçici vergilerden kaynaklanan iade alacağı, talebi doğrultusunda Ocak-Haziran 2000 dönemine ait beyannamesi üzerinden hesaplanan geçici vergiden mahsup edilerek geçici vergi tahakkukunun iade alacağı tutarında azalmasına sebebiyet veren davacı adına salınan vergi ziyaı cezalı geçici vergiyi; davacının, 1999 takvim yılında ödediği geçici vergilerden kaynaklanan iade alacağı bulunduğunun tartışmasız olduğu, 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun mükerrer 120'nci maddesinin beşinci bendinde, mahsup edilemeyen geçici vergi tutarının mükellefin diğer vergi borçlarına mahsup edileceği kurala bağlandığından, yıl içinde ödediği ancak kazanç yetersizliği nedeniyle 1999 yılı kurumlar vergisinden mahsup edemediği geçici vergi tutarını...

                    Söz konusu vergilerin herhangi bir vergiden indirim veya mahsup edilmesi de söz konusu değildir." düzenlemesine göre davacının talebi reddedilmiş ise de, mevcut olduğu hususunda uyuşmazlık bulunmayan bir iade alacağından 6736 sayılı Kanun kapsamında matrah artırımı sonucu ortaya çıkacak vergi tutarının, daha önce kesinti yoluyla ödenmiş olan vergilerden mahsup edilemeyeceği; ancak, var olan bir iade alacağından mahsup edilebileceğinin tartışmasız olduğu; davacı şirketin başvuru ve dava tarihi itibarıyla iade alacağı bulunduğu hususunun, gerek … tarih ve … sayılı yeminli mali müşavir tasdik raporu, gerekse idarenin yazılı beyanı ile sabit olup, diğer vergiler için mahsuben iade talebi yerine getirilmişken ve davacı şirketin iade alacağı mevcut iken, matrah artımı sonucu tahakkuk eden vergiler için mahsup talebinin yerine getirilmemesinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir....

                      UYAP Entegrasyonu