Takas ve mahsup talebi birlikte karşılık dava olarak veya cevap süresinde def'i olarak ileri sürülebildiği halde, sadece mahsup talebi bir itiraz sebebidir ve süreye tabi olmaksızın yargılamanın herhangi bir aşamasında ileri sürülebilir. Hal böyle olunca, mahkemece açıklanan bu yön gözetilip, tartışılıp değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, peşin harcın istek halinde iadesine, 26.10.2011 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İcra Hukuk Mahkemesi TARİHİ : 17/06/2014 NUMARASI : 2014/467-2014/817 Borçlu vekili, İcra Mahkemesi'ne başvurusunda; müvekkili aleyhine başlatılan ilamlı icra takibinde, takip dayanağı ilamın tehiri icra talepli olarak temyiz edildiğini, dosya borcunun teminat olarak yatırılarak tehiri icra kararı getirmek üzere kendilerine 60 günlük mehil verildikten sonra alacaklının talebi üzerine takas mahsup kararı verildiğini, takip durdurulduğundan ve dosya borcu teminat olarak yatırıldığından takasa konu olabilecek davalının başkaca bir alacağı kalmadığını beyanla 31.03.2014 tarihli takas mahsup kararının kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece şikayetin reddine karar verilmesi üzerine, hüküm, borçlu vekilince temyiz edilmiştir. İİK'nun 36. maddesi gereğince icra takip dosyasında borçlu lehine mehil verildiği görülmektedir....
Yukarıda da değinildiği üzere, HMK.nun 33. maddesi uyarınca hukuki tavsif hakime ait olup, buradan hareketle mahkemece, borçlunun, icra müdürlüğüne başvurusu takas-mahsup talebi olarak değerlendirilerek, her ne kadar icra müdürlüğünce takas – mahsup talebinin esası hakkında bir karar verilmesi gerekir ise de, gelinen aşamada, mahkemece takas – mahsup koşullarının oluşup oluşmadığı, şayet takas – mahsup koşulları oluşmuş ise dosya borcunun kapanıp kapanmadığı araştırılarak, buna göre de teminat mektubunun iadesinin gerekip gerekmediği hususları hakkında gerekçe ve hüküm oluşturulması gerekirken, borçlu tarafça icra müdürlüğüne yöneltilmiş takas - mahsup talebi olmadığından bahisle şikayetin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir....
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce; temyiz isteminde bulunan davalı vekilinin 25.10.2018 havale tarihli temyiz ve harç mahsup talebine ilişkin dilekçelerini sunduğu, kararı temyiz eden davalı vekilinin mahkemece kabul edilen tutar üzerinden hesaplanan 2.812,25TL nispi temyiz karar harcı yatırması gerekirken, 25.10.2018 tarihli temyiz ve mahsup talebine ilişkin dilekçesi ile aynı tarihli olan harç makbuzuna göre 176.60TL temyiz yoluna başvuru harcı ve 245,20TL nispi temyiz karar harcını yatırdığı, davalı vekilinin mahsup dilekçesi ile önceden ödedikleri nispi temyiz harcının mahsup edilmesini ve bu şekilde tahsilatın sağlanmasını talep ettiği, mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmeden dosyanın temyiz incelemesi yapılmak üzere Hukuk Genel Kuruluna gönderildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin tamamlanması istenen temyiz harcının daha önce yatırılan harçtan mahsup edilmesine yönelik talebi konusunda mahkemece...
Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2018/177 E. sayılı dosyası tahtında itirazın iptali davası ikame edildiğini, davacı aynı taleplerini halen derdest olan davada ileri sürmüş ve takas mahsup talebi reddedildiğini, genel yetkili mahkemelerce reddine karar verilmiş olan takas mahsup talebi kısıtlı inceleme yapabilen icra mahkemesince yeniden karara bağlanamayacağını, davacının takas mahsup talebi genel yetkili mahkeme nezdinde değerlendirilip, reddedildiğini, yerel mahkemenin aksi hüküm vermesi halinde genel yetkili mahkeme hükmü ile çelişir nitelikte bir durum ortaya çıkarmış olup her halükarda davacı tarafça aynı hususta iki yargılama yapılmasına sebebiyet verildiğini, davanın öncelikle derdestlik nedeniyle ve herhalükarda genel yetkili mahkemelerce karara bağlanmış olması nedeniyle, kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu, yerel mahkemece usul ve yasaya aykırı şekilde takas mahsubuna karar verilmiş olan İstanbul 8....
Asliye Ceza Mahkemesinin, 12.06.2001 tarihli ve 2001/116 Esas, 2001/1697 Karar sayılı kararının hükümlü tarafından temyizi üzerine yapılan ön inceleme neticesinde gereği düşünüldü: Hükümlünün, 27.05.2022 tarihli dilekçesindeki anlatımından eski hale getirme isteminde bulunduğunun anlaşılması ve eski hale getirme isteği hakkındaki karar verme yetkisinin, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 42/1. maddesi uyarınca Yargıtayın ilgili dairesine ait olması nedeniyle yapılan incelemede; Hükümlü hakkındaki ilk kararın 12.06.2001 tarihinde hükümlünün yüzüne karşı tefhim edildiği, yine 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun yürürlüğe girdikten sonra 14.06.2005 tarihinde uyarlamaya ilişkin ek karar verildiği, dosya içerisinde sanığın mahsup talebi sonucu verilmiş 19.06.2014 tarihli ek kararın bulunduğu, ayrıca hükümlünün 25.11.2021 tarihinde yeniden mahsup talebi için dilekçe gönderdiği, hükümlünün incelemeye konu hükmü en geç 19.06.2014 tarihinde öğrendiği anlaşılmakla; hükümlünün yerinde olmayan eski...
Vergi Mahkemesi ilgili şirketin mahsup talebi üzerine işlemlerinin incelemeye alındığı için taleplerinin inceleme raporu sonucuna göre yerine getirileceği bildirilerek söz konusu vergi borçlarından dolayı davacı şirket adına ödeme emri düzenlendiği, 28 seri nolu Katma Değer Vergisi Genel Tebliği uyarınca, ihracatçıların ve ihraç kaydıyla mal teslim edenlerin lehlerine doğacak katma değer vergisi iadelerinin kendilerinin veya kendilerine mal veya hizmet satanların vergi borçlarına mahsubunu talep etmeleri halinde tebliğde belirtilen belgelerin ibrazı şartıyla mahsup talebi inceleme raporu ve teminat aranmaksızın yerine getirileceğinden, davalı İdareden Katma Değer Vergisi alacağı bulunan … ve Ticaret Anonim Şirketinin gerek kendi, gerekse diğer şirketlerin vergi borçlarına mahsubu yolundaki talebi üzerine, inceleme raporu ve teminat aranmaksızın talebin yerine getirilmesi gerektiği, yapılan inceleme sonucunda vergi iadesinin mümkün olmadığının tesbiti halinde ise iade edilen vergilerin gecikme...
Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında işin esasının incelenmesinden önce; davalı vekilince 30.07.2020 tarihli dilekçe ile nispi harca tâbi direnme kararının temyiz edildiği ancak istinaf kanun yoluna başvuru harcının ve maktu temyiz karar harcının yatırıldığı, 20.07.2020 ve 16.09.2020 tarihli dilekçelerle nispi temyiz karar harcının bozma kararı ile taraflarına iadesine karar verilen temyiz peşin harcından mahsup edilmesinin talep edildiği ve mahkemece, davalı vekilinin mahsup talebi hakkında bir karar verilmeden dosyanın temyiz incelemesi amacıyla Hukuk Genel Kuruluna gönderildiği anlaşıldığından, davalı vekilinin tamamlanması istenen temyiz harcının daha önce yatırılan harçtan mahsup edilmesi talebi konusunda mahkemece bir karar verilmesi gerekip gerekmediği hususu ön sorun olarak tartışılmıştır. II....
Harcama Belgeleri Yönetmeliğinin 77.maddesinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğin verdiği yetkiye dayanılarak Maliye ve Gümrük Bakanlığınca düzenlenip yayınlanan 28 sayılı Katma Değer Vergisi Genel Tebliğinin "ihracat teslimleri ile ihraç kaydıyla yapılan teslimlerden doğan iadeler" başlıklı bölümünün 2.bendinde, iade işlemlerinin nasıl yapılacağı belirtilmiş, "mahsup" başlıklı 3.bendinde ise, ihraçatçıların ve ihraç kaydıyla mal teslim edenlerin lehlerine doğacak katma değer vergisi iadelerinin, kendilerinin veya kendilerine mal veya hizmet satanların vergi borçlarına mahsubunu talep etmeleri halinde, mahsup talebi inceleme raporu ve teminat aranmaksızın, bu Tebliğin A/2-a bölümünde yer alan belgelerin ibrazı şartıyla yerine getirileceği, ancak mahsup isteminin mahsubu talep edilen verginin vade tarihinden önce yapılmasının zorunlu olduğu, mahsubun, dilekçenin Vergi Dairesine verildiği tarih itibariyle yapılacağı, mükelleflerin katma değer vergisi iade alacaklarının, kendilerine...
Somut olayda, mahkemece; yargılama sırasında davacının fazla ödediği nafaka miktarının belirlenmesi için bilirkişi raporu alınmamış, dosyadaki belgelere göre resen hesaplama yapılmış; davalı ise davacıdan nafaka alacağı bulunduğunu belirterek takas mahsup talebinde bulunmasına rağmen davalının bu talebi değerlendirilmemiştir. Davacı tarafın talep edebileceği fazla ödenen nafaka bedelinin, takas mahsup talebi de dikkate alınarak dava konusunda uzman bilirkişi tarafından denetime elverişli bir şekilde hesaplanması gerektiği kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, mahkemece; öncelikle dosyanın uzman bir bilirkişiye verilmesi; bilirkişiden, davacı tarafın talep edebileceği bedelin, davalının takas mahsup talebi de dikkate alınarak denetime elverişli bir şekilde değerlendirilip, hesaplanması için rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, bilirkişi raporu alınmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir....