Şikayetin konusu, ilama aykırılık ve taraf sıfatına ilişkin olduğundan borçlular, kamu düzenine ilişkin olan bu hususlara yönelik şikayetlerini süresiz olarak icra mahkemesine bildirebilir. O halde, şikayet dilekçesinde belirtilen şikayet sebepleri incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken süre aşımı nedeniyle şikayetin reddine karar verilmesi isabetsiz olmuştur. Bu durumda mahkemece uyuşmazlığın çözümünde etkili olabilecek ölçüde önemli deliller toplanmadığı gibi talebin önemli bir kısmı hakkında karar verilmediği anlaşıldığından şikayetçi borçlular vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- a-6 maddesi gereğince kabulü ile sair istinaf nedenleri incelenmeksizin mahkeme kararının kaldırılmasına ve dosyanın mahkemesine gönderilmesine karar vermek gerekmiş, aşağıdaki hüküm kurulmuştur. HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere; 1- Şikayetçiler vekilinin Adana 3....
(HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.05.2014 tarihinde oybirliğiyle kararBaşkan...
İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: KARAR Borçlu vekili, müvekkili Kurum aleyhine 6352 sayılı Kanun'un 38.maddesi ile değişik, 5502 sayılı Kanun'un 36.maddesinde belirtilen, idari başvuru yolu kullanılmaksızın, ilamlı icra takibi başlatılmasının kanuna aykırılık teşkil ettiğini ileri sürerek, takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmiş, hüküm alacaklı ve borçlu vekilleri tarafından temyiz edilmiştir. İİK'nun 18. maddesinde; İcra Mahkemesi'ne arz edilen hususlarda basit yargılama usulü uygulanır....
Mahkemece şikayet kabul edilip muhtranın iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin reddi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 27,70 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 15.03.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2020/2049 KARAR NO : 2021/1866 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : TEKİRDAĞ İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 03/07/2020 NUMARASI : 2020/143 ESAS - 2020/245 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet KARAR : Yukarıda ayrıntıları belirtilen mahkeme kararının süresi içinde istinafen incelenmesi davacı tarafından talep edilmekle, görevlendirilen Üye Hakim tarafından hazırlanan rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra heyetçe yapılan müzakere sonucunda duruşma açılmaksızın gereği görüşülüp düşünüldü: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; takip dayanağı ilamın taraflara karşılıklı edimler yüklediğini, dayanak ilama göre ürün bedelinin tahsil edilebilmesi için takipten önce ayıplı ürünün iadesinin gerektiğini, ayıplı ürün iade edilmeden ilamın takibe konulmasının ilama aykırılık oluşturduğunu öne sürerek icra emrinin ve takibin iptaline karar verilmesini talep etmiş, Mahkeme...
Her şeyden önce konut finansman kredisine dayalı olarak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı takip yapılamayacağı yönünde ki şikayet, ilamlı icra takibinde ilama aykırılık nedeni içinde değerlendirilmelidir. Bu nedenle anılan başvuru İİK'nun 16/2. maddesine göre süresiz şikayete tabidir (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12-1002 sayılı kararı). Öte yandan; İİK'nun 149. maddesi gereğince İcra Müdürü, ibraz edilen akit tablosunun kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ettiğini ve alacağın muaccel olduğunu anlarsa, borçluya ve taşınmaz "üçüncü şahıs" tarafından rehnedilmiş veya taşınmazın mülkiyeti üçüncü şahsa geçmiş ise ayrıca bunlara birer icra emri gönderir. Anılan yasal düzenlemeye göre ipoteğin, kesin borç ipoteği olması halinde borçluya İİK'nun 149. maddesi gereğince icra emri gönderilebilmesi için İİK'nun 150/ı maddesinde öngörülen koşulların oluşmasına gerek yoktur....
Somut olayda; şikayet, ilamlı takipte ilama aykırılık olup mahkemece borçlunun itirazları doğrultusunda hesap yapılarak ve taleple bağlı kalınarak icra emrinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken icra emrinin tümünün iptali ile yeniden icra emrinin düzenlenmesi yönündeki karar isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu vekili, dosya borcu için yapılan 28.114,08 TL ödemeye rağmen bildirilen bakiyenin fahiş olduğunu ileri sürdüğünden, İcra Mahkemesi'nce dosya alacağının ilama uygun olarak ve taleple bağlılık kuralı dikkate alınarak bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi, dosya borcu hesaplanırken, 26.11.2012 tarihinde yapılan 28.114,08 TL kısmi ödemenin TBK 100. maddesi gözönünde bulundurularak mahsubu ile sonucuna göre şikayet hakkında bir karar verilmesi gerekir. Anılan ilkelere uygunluğu yönünde, Yargıtay denetimine açık olmayan bilirkişi raporu esas alınarak eksik inceleme ile muhtıranın iptaline karar verilmesi doğru değildir....
Borçlu vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değil isede; Takip dayanağı ilamda müteselsil sorumluluğa ilişkin bir açıklama bulunmadığı halde, icra emrinde, her bir borçludan alacağın tamamının istenmesinin ilama aykırı olduğu yönündeki şikayet konusunda, olumlu olumsuz karar verilmediğinden hükmün bu nedenle bozulmasına karar vermek gerekmiştir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazının kısmen kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 09.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R İlama göre borçlular, takibe konu borçtan müştereken müteselsilen sorumludur. Diğer borçlulardan alınması gereken icra vekalet ücreti ve masrafların tamamının şikayet eden borçlunun yaptığı ödemeden mahsubu iç ilişkiyi ilgilendiren bir durumdur. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz sebeplerinin reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK.nun 366. ve HUMK.nun 438. maddeleri uyarınca ONANMASINA,taraflarca HUMK'nun 388/4....