Delillerin Değerlendirilmesi ve Gerekçe; Borçlu hakkında başlatılan ilamlı takipten sonra alacaklı adına vekili tarafından yasal süresinde icra mahkemesine başvurularak istinaf incelemesi sonucunda kaldırma kararı ile birlikte verilen yeni ilamda alacak kalemlerinde değişiklik bulunmamasına rağmen yeniden icra emri düzenlenmesine ve 6.8.2020 ve 28.10.2020 tarihli dosya kapak hesaplarında yapılan ödemeler ve faiz başlangıç tarihleri dikkate alınmadan ilama aykırı hesaplama yapıldığı şikayet konusu yapılmıştır. Borçlunun takipte ilama aykırı olarak fazla alacak talep edildiği yönündeki iddiası ilama aykırılık şikayeti olup, kamu düzenine ilişkin olması nedeniyle, süresiz olarak icra mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih, 2000/12- 1002 sayılı Kararı)....
Bu durum karşısında Mahkemece bozma sonrası verilen ilamın ilk takip dosyasına ibraz edilerek yeni ilama göre gerektiğinde bilirkişi marifetiyle Yargıtay denetimine açık rapor alınarak ve TBK.m.100 gözönünde bulundurularak daha önce bu dosyaya yapılan ödemelerin mahsubu yapıldıktan sonra bakiye dosya alacağının belirlenmesi gerekirken derdestlikle ilgili şikayet bu şekilde değerlendirilmeden eksik inceleme ile karar verilmesi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne, alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 13.06.2016 tarihinde karar verildi....
Dairemizce yapılan değerlendirmeler neticesinde; HMK.nın 355.maddesine göre istinaf incelemesinin dilekçede belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılabileceği, ancak kamu düzenine aykırılık görülmesi halinde bu hususun resen nazara alınabileceği düzenlenmiş olup, dosya kapsamı, mevcut delil durumu dikkate alındığında, mahkemenin vaka ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı, hükümde kamu düzenine aykırılık da tespit edilmediği anlaşıldığından, istinaf başvurusunun HMK.nun 353/1- b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş, aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur. H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalılar vekilinin Adana 3....
(yeni esas 2016/706 E. 2016/778 K.) sayılı dosyasında bulunan şikayet dilekçesinin incelenmesinde; borçlu her ne kadar faiz oranlarına yönelik şikayette bulunduğunu belirtmiş ise de "faiz oranları" olarak belirtilenlerin alacak kalemlerine ilişkin işlemiş faiz miktarları olduğu anlaşılmış olup, mahkeme kararının anılan hususa yönelik gerekçesi yerinde görülmemiştir. O halde mahkemece, borçlunun faiz oranlarına yönelik ilama aykırılık şikayetinin, dayanak ilamda belirtilen faiz başlangıç tarihleri ve türleri dikkate alınarak ve gerektiğinde bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, anılan konuda yazılı gerekçeyle hüküm tesisi isabetsizdir....
Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı ... gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 29,... TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, ........2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. Bu durumda Mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Borçlu tarafından itirazda ileri sürülen hususlar ilama aykırılık niteliğindedir. Bu tür şikayetler kamu düzenine ilişkin olması nedeni ile süresiz olarak İcra Mahkemesi önüne getirilebilir. (HGK'nun 21.06.2000 tarih 2000/12-1002 s.) Mahkemece işin esasının incelenerek oluşturulacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken şikayetin süreden reddi isabetsizdir. Sonuç; Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine 26.09.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Somut olayda, borçlu vekilinin İcra Mahkemesi'ne başvuru nedenleri ilama aykırılık şikayeti niteliğindedir. Bu durumda Mahkemece, taraflar gelmese bile işin esası incelenerek gereken kararın verilmesi yerine yukarıda açıklanan yasal düzenlemeye rağmen HMK'nun 150. maddesi uygulanarak "dosyanın işlemden kaldırılması", daha sonra da "davanın açılmamış sayılması" yönünde hüküm kurulması isabetsizdir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 12.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Yukarıda tarih ve numarası yazılı Mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki davacı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden Daire'ye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü: K A R A R Borçlu ... vekili, kamulaştırmasız elatma tazminatına ilişkin ilama dayalı başlatılan icra takibinde 2942 sayılı Yasa'nın Geçici 6. maddesi uyarınca icra vekalet ücretinin maktu yerine nispi olarak hesaplandığını ve harçtan muaf olmalarına rağmen tahsil harcı hesaplandığını ileri sürerek dosya hesap özetinin iptalini istemiştir....
Bu durumda, borçluların kusur oranlarına göre birbirlerine rücu edebilmesi, borçlular arasındaki iç ilişki olup, icra takibine dayanak ilamda müştereken ve müteselsilen tahsile karar verildiğinden, şikayet konusu icra emrinin ilama uygun olduğunun kabulü gerekir. O halde, mahkemece dayanak ilamda açıkça müştereken ve müteselsilen tahsil yönünde hüküm kurulduğu gözetilerek borcun tamamının şikayet eden borçludan talep edilebileceği nedenle şikayetin reddi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/03/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....