Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu durumda, mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 8. Hukuk Dairesi'nin 09.03.2015 tarih ... E.- ... K. sayılı bozma ilamı doğrultusunda, şikayet konusu 11.12.2012 tarihli muhtıranın dayanağı olan ilamların dikkate alınarak hesaplama yapılan 16.10.2015 tarihli ek bilirkişi raporu yerine, şikayet konusu muhtıra tarihinden ve şikayet tarihinden sonra verilmiş bulunan ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 21.11.2013 tarih 2013/122 E. - 475 K. sayılı ilamının dikkate alınarak hesaplama yapan 22/01/2016 tarihli ek rapora göre hüküm kurulması isabetsizdir....
İlama dayalı bu istek, icra müdürlüğünün, ilama aykırı işlemini kapsadığından şikayet süreye tabi değildir. Somut olayda, icra takibinin dayanağı olan ilamda artırılan kamulaştırma bedel farkının kamulaştırma kararının kesinleştiği tarihten itibaren hesaplanacak yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmiştir. Yukarıda açıklanan kural gereğince, alacaklı açıkça feragat etmediği sürece zamanaşımı süresi içinde tahsilde tekerrür olmamak üzere ilama dayalı eksik kalan asıl ve faiz alacağını ayrı bir takip yaparak talep edebileceğinden, alacaklının ayrı bir takip yapmasında yasaya uymayan bir yön yoktur. Ancak; Anayasanın 4709 sayılı Yasa ile değişik 46/son maddesi hükmüne göre kesin hükme bağlanan (kesinleşmiş) kamulaştırma bedellerinin ödenmemesi halinde 17/10/2001 tarihinden itibaren kamu alacakları için öngörülen en yüksek faiz oranının uygulanması talep edilebilir....
Esas sayılı icra dosyası kapsamında düzenlenen sıra cetvelinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, ihalesi şikayetçi bankaya yapılan borçluya ait tabloda şikayet olunanın ihtiyati haciz tarihinin 06.01.2011 olduğunu, müvekkilinin kesin haczinin ise 11.01.2011 tarihli olduğunu, yani şikayet olunanın ihtiyati haczi kesinleşmeden evvel müvekkili tarafından kesin haciz işlemi yapıldığını, şikayet olunan ......'nin müvekkilinin kesin haczine iştiraki için İİK'nın 100. maddesinde sayılan belgelere dayanması gerektiği halde borçlu hakkında adi belgeye dayalı genel haciz yoluna başvurduğunu, müvekkilinin takibinin ise ilama dayalı olduğunu, müvekkilinin takip tarihinin de şikayet olunanın takibinden önceki tarihli olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini istemiştir....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlama uygun şekilde takip yaptıklarını ve icra emrinin hazırlandığını söyleyerek, kararın kaldırılmasını ve davanın reddine karar verilmesini talep ederek istinaf talebinde bulunmuştur. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İlamların infaz edilecek kısmı hüküm bölümü olup bu kısmın aynen infazı zorunludur. İcra mahkemesince hükmün (infaz edilecek kısmının) yorum yolu ile değiştirilmesi mümkün olmadığı gibi yeniden belirlenmesi de mümkün değildir (HGK 8.10.1997 tarih ve 1997/12- 517 E., 1997/776 K. sayılı kararı). Bu kabule aykırı talepler içeren takipler ilama aykırılık yaratacağından icra mahkemesinde süresiz şikayet konusu yapılabilir. İlama aykırılık şikayetinde mahkemece izlenecek yol, takip talebi ve icra emrindeki ilama aykırı olduğu ileri sürülen asıl alacak, faiz miktarı ve faiz oranının ilama aykırı olup olmadığını denetlemek ve ilama aykırılığın saptanması halinde icra emrini ilama uygun olarak düzeltmekten ibarettir....
ŞİKAYET EDİLEN : ... Taraflar arasındaki sıra cetveline şikayet davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde şikayetçi vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü. -K A R A R- Şikayetçi vekili, borçlu şirkete ait fabrikadaki makinelerin satışından sonra düzenlenen sıra cetvelinde üst sıraya alınan davalının dosyasındaki haczin genel haciz yolu ile takip olduğunu, müvekkilinin ilama dayalı takip yaptığını, davalı alacağının muvaazalı olduğunu ileri sürerek sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili, şikayetin reddini savunmuştur. İcra Mahkemesince, iddia, savunma ve dosya kapsamındaki delillere göre, şikayet eden vekilin, şikayet edilenin hem sırasına hem de muvazaa iddiası ile alacağının esasına itiraz ettiğinden genel mahkemenin görevli olduğu gerekçesiyle görevsizlik kararı verilmiştir....
Somut olayda; 17.9.2012 tarihinde başlatılan ilamlı icra takibinde borçluya öncelikle 24.9.2012'de icra emri tebliğ edildiği, takip konusu ilamın Yargıtay'ca bozulması ve bozma ilamı üzerine mahkemesince yeniden karar verilmesi üzerine alacaklının talebi ile bu yeni ilama uygun ikinci bir icra emrinin borçluya 26.01.2015 tarihinde tebliğ edildiği, bu icra emrinde işlemiş faiz istenmediği, işleyecek faiz oranlarının da takip konusu ilama uygun olarak yazıldığı, borçlunun icra mahkemesine şikayet yoluyla başvuru tarihinin 02.02.2015 olup, bu tarihten önce icra müdürlüğünce yapılmış 28.01.2015 tarihli bir dosya hesabı bulunduğu ve borçlunun şikayet dilekçesinde bilirkişi tarafından dosya borcunun hesaplanması talebinin de olduğu anlaşılmakla, bu hali ile istemin icra müdürlüğünce yapılan 28.01.2015 tarihli dosya hesabında işletilen toplam 43.345,26 TL faize yönelik şikayet olduğunun kabulü gerekmektedir....
- K A R A R - Şikayet eden vekili, müvekkilinin ilama dayalı alacağının bulunması nedeniyle sıra cetvelinin 1.sırasına yazılması gerekirken, 2.sırasına yazıldığını belirterek sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet edilen vekili şikayetin haksız olduğunu belirterek reddine karar verilmesini savunmuştur. Mahkemece, Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, şikayet edenin alacağının imtiyazının bulunmadığı belirtilerek şikayetin reddine karar verilmiş, hüküm şikayet eden vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan İcra Mahkemesi kararının İİK’nun 366.maddesi uyarınca ONANMASINA, 03.03.2010 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet süresi haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlar. Somut olayda, 29.04.2013 tarihli haciz işleminde Borçlu Vekilinin hazır olduğu, 07.05.2013 günü haczedilmezlik şikayetinde bulunduğu,7 günlük şikayet süresinin geçtiği anlaşılmıştır. Mahkemece; haczedilmezlik şikayeti süresinde yapılmadığından reddi gerekirken şikayetin kabulü ile hacizlerin yazılı gerekçe ile kaldırılması isabetsizdir. SONUÇ: Alacaklı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda açıklanan nedenle İİK'nun 366. ve HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, 25,20 TL peşin harcın temyiz edene iadesine, 04.11.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
kişi vekili temyiz etmiştir. 3. kişinin İcra Mahkemesi’ne başvurusu, İİK’nun 96.-99. maddelerinin uygulanması talebine yönelik, şikayet mahiyetindedir. İstihkak davası ile konusu farklı olduğundan başvurunun, şikayet prosedürü içerisinde değerlendirilip sonuçlandırılması gerekirken yazılı gerekçeyle karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ: 3. kişi vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 25,20 TL peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 21.12.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkemesi ilamı olup borçlu; ilama aykırı olarak faiz talep edildiği ve alacakların brüt tutarlar üzerinden istendiği yönünde şikayetlerde bulunmuştur. Anılan şikayetlerin İİK 41. maddesinin yollamasıyla İİK'nun 16. maddesinde düzenlenen şikayet koşullarında incelenip karara bağlanması gerekirken yazılı gerekçelerle reddi doğru değildir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulüne hükmün İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK'nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve İİK'nun 366/3. maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 29.06.2015 tarhinde oybirliğiyle karar verildi....