Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

GEREKÇE: Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle takibin iptaline, mümkün olmadığı taktirde icra emrinin iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir. Dörtyol İcra Dairesinin 2019/3481 esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı banka tarafından toplam 214.277,86 TL alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, davanın 24/09/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. Şikayetçi, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Borçlunun hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğine yönelik başvurusu İİK.nın 150/ı maddesi şartlarının oluşmadığı iddiasına dayandığından, süreye bağlı olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Alacaklı, ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ediyorsa İİK'nun 149....

Her ne kadar davacı borçlu vekili ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin 05.10.2021 tarihli ek beyan dilekçesi sunmuş ve bu hususu istinaf başvurusunda ileri sürmüşse de, en geç dava tarihi itibariyle usulsüz tebligat işleminden haberdar olup ek beyan ile ileri sürdüğü usulsüz tebligat şikayeti süresinde değildir. Yukarıda belirtilen nedenlerle, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, ilk derece mahkemesinin kararında yazılı gerekçelere göre istinaf sebepleri ile sınırlı olmak üzere ve kamu düzenine aykırılık bulunmayan karara yönelik istinaf başvurusunun HMK'nun 353/1- b(1) maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerekmiştir....

Mahkemece İİK.nun 18/3 ve HMK 320/1 maddelerine göre, şikayet konusu nedeniyle açıklama yapılmasına ve duruşma açılmasına gerek olmadığı takdir edilerek evrak üzerinde yargılama yapılarak hüküm kurulduğu görülmüştür. İlk Derece Mahkemesi gerekçeli kararında özetle: "...uyuşmazlığın ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takipte, icra emrinin usulsüz tebliğine dayalı şikayet, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğine dayalı icra emrinin iptali istemi ile borca ve faize itiraz olduğu anlaşılmıştır....

Mad. 38 hükmü gereği ceza sorumluğunun kişisel olduğunu, ödeme emrinin bizzat taraflarına tebliğ edilmesi gerekirken tebliğ edilmediğini, İcra İflas Kanununun cezaya ilişkin hükümlerinin uygulanabilmesi için alacaklı vekilinin icra müdüründen borçlunun kendisine tebligat yapılmasını istemesi gerektiğini, böyle bir talebin olmadığını, icra müdürlüğünce yapılan usulsüz tebligat ile dosya kesinleştirilme işleminin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; ödeme emrinin borçlu şirkete usulüne uygun tebliğ edildiğini, şikayetin süresinde olmadığını, davacı T1 icra dosyasının tarafı olmadığından şikayet hakkının da bulunmadığını şikayetin reddini talep etmiştir. İlk derece mahkemesince; Şikayetin kısmen kabulüne, Davacıya Gelibolu İcra müdürlüğünün 2019/194 esas sayılı dosyasından tebliğ edilen ödeme emrinin ıttıla tarihinin 09/06/2020 tarihi olarak tespitine, Davacının kesinleştirme işleminin iptali talebinin reddine dair karar verilmiştir....

Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin şikayet, İİK'nun 16/1. maddesi uyarınca usulsüz tebliğ işleminin öğrenildiği tarihten itibaren yedi günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. 7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi gereğince, tebligatın usulsüz olması halinde muhatabı tebliğinden haberdar olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlu icra mahkemesine başvurusunda, diğer şikayet ve itirazlarının yanında ödeme emri tebligatının usulsüz olduğunu da ileri sürdüğü halde, mahkemece bu konuda bir değerlendirme yapılmadığı, olumlu ya da olumsuz herhangi bir karar verilmediği görülmektedir. Mahkemece; öncelikle tebligatın usulsüz olduğuna ilişkin şikayetin incelenerek tebligatın usulsüz olduğu sonucuna varılması halinde, tebligat tarihinin TK.'...

    Başvuru bu hali ile İİK.nun 58/3 ve 61.maddelerine dayalı şikayet olup, İİK.nun 16/1.maddesi uyarınca ödeme emrinin tebliğinden itibaren 7 günlük sürede icra mahkemesine yapılmalıdır. Ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna ilişkin iddia da İİK.nun 16.maddesi kapsamında şikayet olup, anılan şikayetin de aynı maddenin 1.fıkrası uyarınca yedi günlük sürede icra mahkemesinde açıkça ileri sürülmesi gerekir (HGK. nun 27.01.2010 tarih, 2009/12-539 esas, 2010/16 karar sayılı kararı). Somut olayda, borçlunun icra mahkemesine verdiği 25.12.2014 tarihli itiraz dilekçesinde, kendisine yapılan ödeme emri tebligatının usulsüz olduğuna dair herhangi bir iddiasının bulunmadığı görülmektedir. Borçlu yargılama sırasında 30.12.2014 tarihli dilekçe ile ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğunu iddia etmiş ise de, şikayet dilekçesinde şikayet konusu yapılmayan bu hususun sonradan ileri sürülmesi mümkün değildir....

      Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra-ödeme emrinin borçlu asile tebliği zorunludur. Somut olayda; icra dosyasına ilk tebliğ edilen ödeme emrinden sonra sunulan borca itiraz dilekçesinde ve ödeme emrinin iptaline ilişkin kararda davacı borçlunun vekil ile temsil edildiği, vekili varken iptal kararından sonra ödeme emrinin yine 21/01/2022 tarihinde davacı asile tebliğ edildiği görülmektedir. Bu durumda ödeme emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliği söz konusu olup dava, ödeme emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü iddiası ile açılmıştır. Bu durum sonradan tamamlanması mümkün eksiklik niteliğinde olduğundan ve açılan davada ödeme emrinin asile tebliğinin usulsüzlüğü vakıasına dayanıldığından davanın kabulü ile ödeme emrinin vekile de tebliği sureti ile eksikliğin giderilmesine karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verilmesi isabetli olmamıştır....

      Davalı alacaklı vekili istinaf başvurusuna cevap dilekçesinde özetle; yapılan tebligatların usulüne uygun olduğunu, bir an için tebligatların usulsüz tebliği varsayılsa dahi dava dilekçesinde davacı tarafın borca açıkça bir itirazının bulunmadığını, davacının tebligatı öğrenme tarihini dahi bildirmediğini, usulsüz tebligat şikayetinin icra takibine değil ödeme emrinin iptaline gerekçe olabileceğini mahkeme kararının yerinde olduğunu şikayetin süresinde yapılmadığını belirterek istinaf başvurusunun reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Şikayet usulsüz tebligata ve ödeme emrine dayanak belge eklenmediğinden ödeme emrinin iptali talebine ilişkindir. Hatay İcra Müdürlüğü'nün 2020/1744 E.sayılı dosyasında davalı Toroslar vekili tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız takip yapıldığı, ödeme emri tebligatının Çekmece mah. 525.Sok.No: İç Kapı No:4 Defne Hatay adresinde borçluya tebliğ edildiği anlaşılmıştır. Borçlunun “ Ürgenpaşa mah.75.Yıl Bulv....

      Davalı ödeme emrinin tebliğine ilişkin tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürüp usulsüz tebligat nedeniyle öğrenme tarihi olan 19.01.2016 tarihinin ödeme emrinin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesini istediğine göre, mahkemece verilecek karar bu davanın sonucunu etkileyeceğinden öncelikle açılan şikayet davasının kesinleşmesi beklenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir. Ayrıca davacı kararın davalı tarafından temyiz edilmesinden sonra dosyaya sunduğu 03.05.2017 tarihli dilekçesi ile davanın konusunun kalmadığını bildirdiğine göre, bu husus da incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekir....

        İlk derece mahkemesi gerekçeli kararında özetle; "...İcra dosyasının tetkikinde davacı şirketin ödeme emri tebliğ edilen adresine 14/07/2020 günü 103 davetiyesi ve 04/08/2020 günü ise kıymet takdiri raporunun tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu tebliğ muameleleri yönünden herhangi bir usulsüzlük şikayeti yapılmadığı gibi bunların ayrıca şikayet edildiği de ileri sürülmemiştir. Bu halde davacının en geç 14/07/2020 günü takipten haberdar olduğu kabul edilmelidir. Bu tarihte nazara alındığında ödeme emrinin usulsüz tebliğine dair şikayet için 7 günlük müddet geçmiştir....

        UYAP Entegrasyonu