Davacı vekili davalının müvekkiline ait taşınmazda kiracı olarak bulunduğunu, 2012 yılı Aralık ayı kirasını ödememesi nedeniyle davalı-borçlu hakkında icra takibi başlatıldığını, davalının ödeme emri tebliğine rağmen itiraz etmediği gibi borcu da ödemediğini ileri sürerek 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun (İ.İ.K) 269/a maddesi uyarınca davalının taşınmazdan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir. Davalı taraf usulüne uygun şekilde yapılan dava dilekçesi tebliğine karşın yargılamaya katılmamış, cevap vermemiş, mazeret de bildirmemiştir. Yerel Mahkemece takip dosyasında ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiği, bu nedenle tahliye sonucunu doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur....
Somut olayda, şikayetçiler vekilinin dava dilekçesinde ihalenin fesihi sebebi olarak bildirdiği hususlar, icra emrinin emri tebliğinden sonra müvekkillerine ikinci kez gönderilen icra emrinin usulsüz tebliğ edildiği iddiası ile ek kıymet takdir raporunun müvekkillerine tebliğ edilmediği iddiasına ilişkin olup, mahkemece bu iddiaların doğruluğu ve ihalenin feshi sebebi teşkil edip etmediği hususları ile kamu düzenine aykırılık yönünden bir değerlendirme yapılmadan şikayet dilekçesinde ileri sürülmeyen satış ilanının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle ihalenin feshine karar verilmiş olması hatalı olmuştur....
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI;Davacı borçlunun "Alsancak Mahallesi GMK Bulvarı N.222 Merkez/Mersin " adresine gönderilen icra emrinin "tanınmıyor" açıklaması ile iade edilmesinden sonra davacı borçlunun Ticaret Sicil Müdürlüğünde kayıtlı adresinde tebligat kanununun 35.maddesine göre icra emrinin tebliğ edildiği, icra emri tebliğinin usul ve yasaya uygun olduğu, ayrıca davacı borçlunun 20.06.2019 tarihinde icra dairesine gelerek borç ödemesi yaptığından usulsüz tebliğ bu tarihte öğrenmiş sayılması gerektiği, tebligatın usulsüzlüğü şikayetinin yasal süresinde yapılmadığı gerekçesi ile şikayetin reddine karar verildiği anlaşılmıştır....
Dava ve takip dosyası içeriğine, dosyadaki yazılara göre; Davacı vekili tarafından müvekkiline ödeme emri tebliğinin usulsüz olduğunun iddia edildiği, davacı borçluya ödeme emri tebliğine ilişkin tebligat parçası incelendiğinde, muhatabın tevziat saatinde nerede olduğunun sorulduğu komşunun ad ve soyadının tebliğ mazbatasına yazılmadığı, bu haliyle TK'nun 21/1 maddesine uygun olarak ödeme emrinin tebliğ edilmediği, tebliğ işleminin usulsüz olduğu, borçlunun şikayet tarihinden daha önceki bir tarihte ödeme emri tebliğinden haberdar olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belge de bulunmadığı anlaşılmış olup, ilk derece mahkemesince şikayetin kabulü ile ödeme emri tebliğ tarihinin dava tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeye göre şikayetin reddine karar verilmesi doğru bulunmamıştır....
İcra Dairesi'nin 2020/2885 Esas sayılı takip dosyasında borçlu T1 gönderilen ödeme emrine ilişkin tebligatın usulsüz olması nedeniyle iptaline," karar verildiğini, davacı tarafından Erzurum 2. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/259 Esas sayılı kararı icra dosyasına sunularak, hacizlerin kaldırılmasını talep edilerek hacizlerin kaldırıldığını, Erzurum 1. İcra Dairesi'nin 2020/2885 Esas numaralı icra dosyasına taraflarınca sunulan 06/10/2020 tarihli talep dilekçesi ile; Erzurum 2....
Şikayet dilekçesinin incelenmesinde, şikayetçinin usulsüz tebliğ nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi ve icra dosyasına yapılan itirazın süresinde olduğundan bahisle takibin durdurulmamasına ilişkin işlemin kaldırılmasına, takibin durdurulmasına ilişkin talepte bulunduğu, ilk derece mahkemesince talep aşılmak suretiyle hacizlerin kaldırılmasına karar verildiği görülmektedir. Oysa taleple bağlılık ilkesi uyarınca, hacizlerin kaldırılması talebi bulunmadığı nazara alınarak talepten fazlasına karar verilemez....
İcra Müdürlüğü'nden gönderilen ödeme emrinin borçlu ...'a tebliğ edilmediğini, tebligat parçası üzerindeki imzanın borçluya ait olmadığını ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep etmiştir. Şikayet olunanlar vekilleri, esasa ilişkin bir beyanda bulunmamışlardır. Mahkemece, iddia, savunma ve bilirkişi raporuna göre; şikayet olunan borçlu ... adına ... 6. İcra Müdürlüğü'nün 2006/7564 sayılı dosyasından çıkarılan ödeme emrinin tebliğinin usulsüz olduğu, tebligat parçasındaki imzanın adı geçen borçlunun eli ürünü olmadığı, takip kesinleşmeden haciz kararı verilip, derece kararının düzenlemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle, şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Karar, şikayet olunan ... vekilince temyiz edilmiştir. Her ne kadar şikayet olunan takip borçlusu ...'a ... 6....
İcra kefilinin icra emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayeti mahkemece değerlendirilmemişse de bu husus icra kefili tarafından temyiz konusu yapılmadığından Dairemizce bozma nedeni yapılmamıştır. Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, temyiz olunan kararda yazılı gerekçelere göre yerinde bulunmayan temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun mahkeme kararının İİK. 366. ve HUMK. 438. maddeleri uyarınca (ONANMASINA), alınması gereken 27,70 TL temyiz harcından, evvelce alınan harç varsa mahsubu ile eksik harcın temyiz edenden tahsiline, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Mahkeme; İİK'nın 62. maddesine göre ilamsız icra takiplerinde itirazların ödeme emrinin tebliğinden itibaren yedi gün içinde icra dairesine yapılması gerektiği, dava dilekçesinde borca ve imzaya itiraz edildiği, itirazların icra dairesine yapması gerekirken icra mahkemesine yapmasının sonuç doğurmayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar vermiştir. Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; taleplerinin ödeme emrinin usulsüz tebliğine ilişkin şikayet olduğunu, Mahkeme gerekçesinde ise, talepleri ilamsız icra takibinde borca itirazmış gibi değerlendirilerek davanın reddine karar verdiğini beyanla Mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. 6100 sayılı HMK'nın "Taleple Bağlılık" başlıklı 26. maddesinin birinci fıkrasında “Hakim tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir” hükmüne yer verilmiştir....
GEREKÇE: Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle takibin iptaline, mümkün olmadığı taktirde icra emrinin iptaline karar verilmesi talebine ilişkindir. Dörtyol İcra Dairesinin 2019/3481 esas sayılı dosyası incelendiğinde; alacaklı banka tarafından toplam 214.277,86 TL alacağın tahsili için ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı icra takibi başlatıldığı, davanın 24/09/2020 tarihinde açıldığı görülmüştür. Şikayetçi, hesap kat ihtarının usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir. Borçlunun hesap kat ihtarnamesinin usulüne uygun tebliğ edilmediğine yönelik başvurusu İİK.nın 150/ı maddesi şartlarının oluşmadığı iddiasına dayandığından, süreye bağlı olmaksızın şikayet konusu yapılabilir. Alacaklı, ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını ihtiva ediyorsa İİK'nun 149....