Maddesi kapsamında şikayet olup, usulsüz tebliğin öğrenildiği tarihten itibaren işlemeye başlayan 7 günlük hak düşürücü süre içerisinde şikayet edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, davacı borçlunun 29/05/2019, 20/06/2019 tarihli tahsilat makbuzları ile borç ödemesi yaptığı anlaşıldığından davacının usulsüz tebliği 29/05/2019 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir. Şikayet ise 08.07.2019 tarihinde yapıldığından dava tarihinden önce şikayet süresi sona ermiştir. Mahkemece şikayetin süresinde olmadığının kabul edilmesine rağmen şikayetin esası incelenerek tebliğ işleminin usulüne uygun olduğunun değerlendirilmesi sonuçta şikayet süre yönünden reddedildiğinden sonuca etkili görülmeyerek dairemizce eleştirilmekle yetinilmiştir. Mahkemece şikayetin süre yönünden reddine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır....
Maddesi gereğince yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, tebligatı alan kişinin dahi kim olduğu belli olmadığını, bu sebeple müvekkilinin kendisine gelen tebligattan haberdar dahi olamadığını, tebliğ mazbatası incelendiğinde; tebligatı almaya yetkili kişinin ne sıfatla tebligatı aldığı, tebligatı almaya yetkili olup olmadığı, iş yerinde tebligatı almaya başkaca yetkili olup olmadığı araştırılmadan ve bu durumu tebligat parçasına sırasıyla decretmeden; doğu düzgün adı, soyadı ve T.C. Kimlik bilgileri dahi yazmayan kişiye ödeme emri tebliğ edilmesinin kanuna aykırı olduğunu, tebligat kanunun uygulanmasına dair Yönetmeliğin 21....
Davalı alacaklı tarafından davacı borçlu aleyhine ilamsız icra takibi yapılmış, davacı borçlu adına çıkartılan ödeme emri tebligatı “Tüzel kişiliğin temsilcisi tebliğ anında adresinde bulunmaması çarşı olması sebebiyle daimi işçisi/memuru/amiri Anıl Mert imzasına ……. tarihinde tebliğ edilmiştir.” açıklaması ile 02.04.2021 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı 21.04.2021 tarihinde açtığı dava ile ödeme emri tebligatından 19.04.2021 tarihinde haberdar olduğunu belirterek gecikmiş itirazının kabulüne karar verilmesini istemiş, mahkemece ödeme emri tebligatının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği gerekçesi ile şikayetin kabulüne ödeme emri tebligatının tebliğ tarihinin 19.04.2021 tarihi olarak düzeltilmesine itirazın icra dairesine yapılması gerektiğinden bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, karar davacı tarafından istinaf edilmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 29.11.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Şikayetçi borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna yönelik bir iddiasının bulunmadığı, bu hususun şikayetçinin istinaf dilekçesinde de, “şikayet dilekçemizde tebligatın usulsüz yapıldığına dair bir itirazımız olmamasına rağmen” şeklinde ikrar edildiği görülmekle birlikte şikayetin değerlendirilmesi için tebligatın hangi kanun maddesine göre yapıldığının resen tespiti gerekmekle birlikte, ödeme emri tebligatının öğrenildiği tarihe göre yedi günlük sürede tebligatın usulsüz olduğu ileri sürülmediğinden, İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemelerince, ödeme emri tebliğ işleminin Tebligat Kanunu’nun 21/1. maddesi gereğince yapıldığı ve buna göre tebliğ tarihinin, ihbarnamenin kapıya yapıştırıldığı tarih olan 27.12.2021 olarak kabulü ile sonuca gidilmesi yerinde olup kararın onanması gerekmiştir....
Bu durumda tebligatı alan ...'nun borçlu ile aynı konutta ikamet etmediği anlaşıldığından, 103 davetiye evrakının usulsüz tebliğ edildiğinin kabulü gerekir. O halde mahkemece, borçlunun, hem örnek 10 numaralı ödeme emri tebliğ işleminin ve hem de 103 davetiyesi tebligat işleminin usulsüzlüğüne yönelik şikayetinin kabulü ile birleşen 2014/386 E. sayılı dosyada meskeniyet şikayetinin esasının incelenerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Borçlunun temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda (2) nolu bentte yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; Borçlu şirkete ödeme emri tebligatı yapılmadan şikayette bulunulmuş olması nedeniyle şikayet tarihi itibariyle kesinleşmiş bir takip bulunmadığından sanıkların beraatine karar verilmesi gerektiği anlaşılmakla, Eylemlere ve yükletilen suçlara yönelik şikayetçi vekilinin temyiz nedenleri yerinde görülmediğinden tebliğnameye uygun olarak, TEMYİZ DAVASININ ESASTAN REDDİYLE sonucu itibariyle usul ve kanuna uygun olan HÜKÜMLERİN ONANMASINA, 19/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde gönderilmesine yönelik talep, İİK'nun 61. maddesine aykırılık nedenine dayalı şikayet olup, aynı Kanunun 16/1. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinden itibaren 7 günlük yasal sürede yapılmalıdır. Somut olayda; dava borçlunun ödeme emrinin usulüne uygun olarak tebliğ edilmediğine dair istinaf sebebi ileri sürmediği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiği, usulsüz tebligat şikayetinin reddine karar verildiğinden, ödeme emri tebliğ tarihine göre, takip dayanağı belgenin ödeme emri ekinde tebliğ edilmediğine dair şikayetin yasal 7 günlük süreden sonra yapıldığı anlaşılmaktadır....
Somut olayda; asıl şikayet dosyasında borçlu vekili, ödeme emri tebligatının usulsüzlüğü ile takip talebi ve ödeme emri ekinde takibe dayanak belgelerin bulunmaması sebebiyle takibin ve ödeme emrinin iptali talebinde bulunmuş, mahkemece; tefhim edilen kısa kararda, “asıl dosyada tebliğ tarihinin düzeltilmesi talebinin reddine” karar verilmiş, gerekçeli kararda ise; asıl şikayet dosyasındaki her bir talebin neden reddedildiğine dair gerekçe oluşturarak, “şikayetin reddine” hükmedilmek suretiyle, kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirilmiştir. 10.4.1992 tarih ve 1991/7 E. - 1992/4 K. sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına göre, kısa kararla gerekçeli kararın çelişkili olması bozma nedenidir. Bu durumda, mahkemece yapılacak iş, önceki kararlar ile bağlı olmaksızın çelişkinin giderilmesi için yeni bir karar vermekten ibaret olup, hükmün belirtilen nedenle bozulması gerekmiştir....
usulsüz olduğunun tespiti ile ödeme emri tebliğ tarihinin 13/09/2019 olarak düzeltilmesine karar verilmiştir....