İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI; Mahkemece, somut olayda şikayet eden/ihale alıcısı alacaklı banka tarafından söz konusu şikayete ilişkin ödememenin ihtarazi kayıt düşülmeksizin 23/10/2019 tarihinde Osmaniye OSB Müdürlüğüne ödendiği, dolayısı ile şikayetin İİK.'nun 16. maddesi gereğince öğrenmeden itibaren 7 (yedi) gün içerisinde yapılması gerekirken, mahkemeye 7 (yedi) günlük şikayet süresi geçtikten sonra 29/11/2019 tarihinde şikayette (icra memur muamelesini) bulunduğu belirtilerek, şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
Tüm bu açıklanan nedenlerle ve dosya kapsamına göre; ... tarihinde meydana gelen trafik kazası sonucunda davacını yaralandığından bahisle cismani zarar nedeniyle maddi tazminat istemli eldeki dava açılmışsa da; davalı vekili tarafından süresinde verilen cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunulmuş olup, olayda uygulanması gereken zaman aşımı hükümlerinin 2918 sayılı KTK 109/2 maddesinde ön görülen ceza zaman aşımı süresine tabi olduğu, kaza tarihinde yürürlükte olan 765 sayılı TCK' nın 102/4 maddesine göre de; ceza zaman aşımı süresinin olayda bir kişinin yaralanması nedeniyle 5 yıllık süreye tabi olduğu, zaman aşımının süresinin başlangıcının da TCK nın 103 maddesi uyarınca kaza tarihi olup, zaman aşımını kesen sebepler de değerlendirildiğinde ödeme yapılan en son ...tarihinden itibaren dava tarihi .. tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresi dolduğundan zaman aşımı nedeniyle davanın reddine karar vermek gerekmiştir....
Borçlunun şikayet dilekçesinde ödeme emri tebligatının usulsüz olarak yapıldığı yönünde bir iddiası da bulunmamaktadır. Bu durumda, istemin süre aşımı nedeni ile reddi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetin kabulüne karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.05.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; itiraz ve savunmalarının mahkemece dikkate alınmadığını, husumet ve zaman aşımı itirazları bulunduğunu, davalı Bakanlığın ihale makamı olduğunu, davacının yüklenici firma işçisi olduğunu, davacı tanık beyanlarına itibar edilemeyeceğini, davacının yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve UBGT ücreti alacağı bulunmadığını, talep edilen alacaklardan dolayı davalı Bakanlığın sorumluluğunun bulunmadığını beyanla mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Taraflar arasındaki uyuşmazlık; feshe, kıdem ve ihbar tazminatına, davalının talep edilen alacaklardan dolayı sorumlu olup olmadığına, husumet itirazı ve zaman aşımı def’inin mahkemece değerlendirilip değirlendirilmediğine, davacı tanık beyanlarına, yıllık izin ücreti, fazla mesai ücreti ve UBGT ücretine ilişkindir....
Davalı, 20.5.2002 tarihi itibariyle davacıya ödeme yaptığını, yasada öngörülen zaman aşımı süresinin fazlasıyla geçtiğini, savunarak davanın reddini dilemiştir. Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı ve davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Davalının, davacının vekili olduğu ve davacı adına belediye tarafından verilen 43.849.890.000 Tl. ödeme çekinin 21.5.2002 tarihinde davalı tarafından alındığı tarafların kabulündedir. Davalının zaman aşımı itirazı, mahkemece davalının davacıya tahsil etti paradan ödeme yaptığı 20.5.2002 tarihinde davacının tahsilatı öğrendi ve 1136 sayılı Avukatlık Kanununun 40. maddesi gereğince 1 yıllık zaman aşımının süresi geçtikten sonra dava açıldığından, bilirkişi raporu da esas alınarak davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir....
dava dilekçesine karşı yapılan zaman aşımı definin ise nazara alındığı ve zaman aşımına uğrayan kısımların dışlanarak hesap yapıldığı nedenleriyle ilk kararda direnilmesine karar verilmiştir....
Davaya karşı zaman aşımı def'ine itibar edilmiştir. Bu dava türünde dava açılmakla zaman aşımı kesileceğinden Mahkemenin ıslaha karşı zaman aşımı def'ine değer vermemesi yerindedir. Buna göre; dosya kapsamı, mevcut delil durumu ve ileri sürülen istinaf sebepleri dikkate alındığında mahkemenin vakıa ve hukuki değerlendirmesinde usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş, aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
fazla olmamak üzere hapis veya adlî para cezasını gerektiren suçlarda sekiz yıl, geçmesiyle düşer.” 5237 sayılı TCK’nin “Dava zaman aşımı süresinin durması veya kesilmesi” 67. maddesine göre; “(1) Soruşturma ve kovuşturma yapılmasının, izin veya karar alınması veya diğer bir mercide çözülmesi gereken bir meselenin sonucuna bağlı bulunduğu hallerde; izin veya kararın alınmasına veya meselenin çözümüne veya kanun gereğince hakkında kaçak olduğu hususunda karar verilmiş olan suç faili hakkında bu karar kaldırılıncaya kadar dava zaman aşımı durur. (2) Bir suçla ilgili olarak; a) Şüpheli veya sanıklardan birinin savcı huzurunda ifadesinin alınması veya sorguya çekilmesi, b) Şüpheli veya sanıklardan biri hakkında tutuklama kararının verilmesi, c) Suçla ilgili olarak iddianame düzenlenmesi, d) Sanıklardan bir kısmı hakkında da olsa, mahkûmiyet kararı verilmesi, halinde, dava zaman aşımı kesilir. (3) Dava zaman aşımı kesildiğinde, zaman aşımı süresi yeniden işlemeye başlar....
, borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı itirazı ile birlikte ihalenin feshi talebinde bulunduğu, mahkemece ihalenin feshi davaları açılıp kesinleşme süreleri dikkate alındığında zaman aşımının gerçekleşmediği ve fesih nedeni bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verildiği, borçlunun istinaf kanun yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, ihalenin feshi davaları açılmakla takip dosyasında işlem yapmakta fiili imkansızlık doğduğundan zaman aşımının gerçekleşmediği ve fesih nedenlerinin de yerinde olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun reddine karar verdiği, karara karşı borçlunun temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır....
ı kasten yaralama suçundan açılan kamu davasında, zaman aşımı süresi içerisinde karar verilmesi mümkün görülmüştür. 2- Sanıklar ... ve ... hakkında mağdur ...'i kasten yaralama suçlarından açılan kamu davalarına ilişkin "şikayet yokluğu" nedeniyle TCK.nun 73 ve CMK.nun 223/8.maddeleri uyarınca verilen "kamu davalarının düşürülmesine" dair hükümlere yönelik olarak mağdur ...'un Kartal 2.Ağır Ceza Mahkemesince 06.12.2006 tarihinde talimat yoluyla alınan beyanında "şikayetçi olmayıp, davaya katılmak istemediğini" bildirdiğinin anlaşılması karşısında, davaya katılma ve dolayısıyla hükümleri temyiz etme hakkının bulunmadığı anlaşılmakla; vekilinin müşteki sıfatıyla yaptığı temyiz isteminin CMUK.nun 317.maddesi uyarınca reddine; 3- Sanık ... hakkında maktul kardeşi ...'...