Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı vekili, davacının sebepsiz zenginleşme hükümlerine dayanarak bu davayı açtığını, ancak sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre açılacak davanın senedin zaman aşımına uğramasından sonra bir yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, bu sürenin de geçirildiğini savunarak zamanaşımı nedeniyle davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece; toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; TTK 644 maddesine göre açılan ve davacının keşideciye karşı sebepsiz zenginleşmeye dayanan alacak talebini BK 66 maddesi uyarınca 1 yıl içerisinde ileri sürmesi gerektiği, dava konusu bononun zaman aşımına uğradığı 12.11.2007 tarihinden itibaren 1 yıllık sebepsiz zenginleşmeye dayalı dava açma süresinin 12.11.2008 tarihinde dolduğu, eldeki davanın da 20.08.2010 tarihinde açıldığı, belirtilen nedenlerle davalının zamanaşımı def’inin yerinde olduğu gerekçesiyle zaman aşımı nedeni ile davanın reddine karar verilmiştir. Davacı vekili; kararı temyiz etmiştir....

    Tüm dosya kapsamından mahkememizce edinilen kanaate göre henüz takip kesinleşmediğinden takip öncesi zaman aşımı nedeniyle İİK 169/a maddesi gereğince takibin durdurulmasına" dair karar verildiği görülmüştür....

    göre; davacıların temyiz itirazı yerinde değildir....

      Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, sözleşmeye dayalı alacak konulu davanın 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğundan davalı vekilinin zaman aşımı defiinin reddine, 5510 Sayılı ........le sigortalıları kendi bünyesinde çalıştıran özel sektör işverenlerine destek sağlamak amacıyla Kanun'un 81. maddesinin 1. bendinde bu Kanun'un 4. maddesinin (1) fıkrasının (a) bendine göre malüllük, yaşlılık ve ölüm sigortaları primlerinden işveren hissesinin 5 puanlık kısmına isabet eden tutarın hazinece karşılanacağı hükmüne yer verildiği, bu kapsamda sözleşme konusu hizmeti ifa eden davacı işverenin istihkakından kesinti yapılamayacağı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararı, davalı vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....

        karar tarihinde ve inceleme tarihi itibariyle sona ermediği gözetilmeden, sanık hakkında açılan kamu davasının zaman aşımı nedeniyle düşürülmesine karar verilmesi, Bozmayı gerektirmiş, o yer Cumhuriyet Savcısının temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle isteme uygun olarak BOZULMASINA, 16.6.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

          zaman aşımı definin dava dilekçesinin tebliğden itibaren 10 günlük cevap süresi içerisinde yapılması gerektiği, davalı vekilinin 07.07.2010 tarihli celsede yapıldığı, davalı vekilinin 02.07.2010 tarihinde zaman aşımı definde bulunduğunu bildirmiş ise de yazı işleri müdürü tarafından havale edilen 02.07.2010 tarihli cevap dilekçesinin fotokopi olduğu ve aslının dosyaya ibraz edilmediği ,zaman aşımı definin süresinde yapılmadığ,...” gerekçesiyle zamanaşımı itirazı dikkate alınmayarak davanın kabulüne karar verilmiştir. D) Temyiz: Kararı davalı taraf temyiz etmiştir. E) Gerekçe: 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 7 nci maddesinde, iş mahkemelerinde sözlü yargılama usulü uygulanır. Ancak 01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 447 inci maddesi ile sözlü yargılama usulü kaldırılmış, aynı yasanın 316 ve devamı maddeleri gereğince iş davaları için basit yargılama usulü benimsenmiştir....

            Gölge'nin ise 2004- 2006 arasında çalışıp davalı ile husumetinin bulunduğunu, eksik inceleme, ıslaha karşı zaman aşımı itirazı, zaman aşımı itirazı, davacı iddiaları ve tanık beyanlarına karşı hayatın olağan akışına aykırı olduğu iddiaları husumet itirazları ücrete yönelik itirazları, çalışma olgusuna ilişkin itirazları, e-posta ve CD çözümlemelerine itirazları davacının isticvabı ile zaman aşımı süresinin dolmasına yakın dava açtığının sorulmaması e-posta yollayan Gökhan Arslan'ın dinlenmemesi sebepleri ile karar hatalı olduğundan kaldırılarak Çalık Holding yönünden esastan diğer davalı yönünden husumet yönünden reddine karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE : İstinaf incelemesi Hukuk Muhakemeleri Kanununun 355. Maddesine göre re'sen gözetilecek kamu düzenine aykırılık halleri dışında, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılır....

            Suç tarihinin tespitinden sonra söz konusu suça ilişkin olarak zaman aşımı müddetine yönelik olarak yasal mevzuatın incelenmesi önem taşımaktadır. Buna göre; A- 4208 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca asli zaman aşımı süresi 10 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresi ise 15 yıldır. Anılan maddede yer alan "on" ibaresi 12.12.2003 kabul tarihli, 26.12.2003 tarih ve 25328 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 5020 sayılı Kanunun 16. maddesine ile "onbeş" şeklinde değiştirilmiş olup, olağanüstü zaman aşımı süresi 22,5 yıla çıkmaktadır. Anılan tarihten önce işlenen suçlar bakımından asli zaman aşımı süresi yine 10 yıl olarak uygulanacaktır. B- 1 Haziran 2005 tarihinde yürürlüğe giren 5237 sayılı TCK 282/1. maddesindeki cezanın türü ve üst sınırı nazara alındığında ise 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e maddesi gereğince ise asli zaman aşımı süresi 8 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresi ise 12 yıldır....

              nin alt işveren olduğu, asıl işveren tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmasına rağmen alt işveren tarafından zaman aşımı def'inde bulunulmadığı görülmekle - asıl işverenin ileri sürdüğü zamanaşımı def'inden sadece asıl işverenin yararlanacağı hususu dikkate alınmaksızın- her iki davalı yönünden de fazla mesai ücreti, hafta tatili ücreti ve UBGT ücreti alacaklarının zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi hatalı bulunmuştur. İzah edilen nedenlerle; davacı vekilinin istinaf talebinin -zaman aşımı yönünden- kısmen kabulü ile mahkeme kararı kaldırılarak aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

              Mahkemece; davalı vekilinin 21/02/2013 tarihli süre uzatım isteminde zaman aşımı itirazında bulunmadığı, 07/03/2013 tarihli cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunduğu, ancak duruşmada davacı tarafın davalının yaptığı zaman aşımı itirazına karşılık savunmanın genişletilmesi itirazında bulunmadığı bu nedenle zaman aşımı itirazı nazara alınarak yapılan hesaplamaya göre karar verildiği, buna göre de, davacının davalıdan talep edebileceği herhangi bir alacağının bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiş, hüküm; davacı tarafından temyiz edilmiştir. 1- 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu yürürlükte iken süresinden sonra yapılan zamanaşımı def'ine davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı def'i geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süresinden sonra yapılan zamanaşımı def'inin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir....

                UYAP Entegrasyonu