Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davacı vekili davalı ...hakkındaki alacağa ilişkin davanın zaman aşımı nedeniyle reddi kararına yönelik de istinaf itirazı bulunmaktadır. Anılan davalı vekili dava dilekçesinin tebliği üzerine yasal süre içerisinde ibraz etmiş olduğu cevap dilekçesinde zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Haksız fiilden kaynaklanan işbu alacak davası, dava tarihinde yürürlükte bulunan mülga 818 sayılı BK'nun 60.maddesi uyarınca zararın ve sorumlunun öğrenildiği tarihten itibaren 1 yıl, her halde zararı doğuran olayın gerçekleştiği tarihten itibaren 10 yıllık zaman aşımı süresine tabidir. Haksız fiilin suç teşkil eden bir fiil olması halinde ise Ceza Kanununda daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise uzamış ceza zaman aşımı süresi haksız fiilden kaynaklanan alacak davasında uygulanacaktır....

    Dava konusu somut olayda; birleşen davanın dava tarihinin 17.12.2019 olduğu, dava dilkeçesinin davalı tarafa 26.12.2019 tarihinde tebliğ edildiği, davalı tarafın ise işbu dava dilekçesine karşı 02.01.2020 de süresi içinde zaman aşımı itirazında bulunuğu anlaşılmakla; Mahkemece birleşen dosya bakımından zaman aşımı itirazı değerlendirilmeksizin hüküm tesisi yoluna gidildiği anlaşılmaktadır. Mahkemece öncelikle yapılacak iş geçici iş göremezlik ödemesinin ödeme tarihlerinin Kurumdan sorulmak suretiyle kesin olarak belirlenerek, tedavi giderlerinin de sarf tarihleri saptanarak gözetilmesi suretiyle zamanaşımı defi hakkında bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir karar verilmemiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir. O hâlde davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine 23.12.2020 gününde oybirliğiyle karar verildi....

      Somut olayda; şikayet eden T1 A.Ş.'nin, takibin devamı sırasında açılan tasarrufun iptali davasında davalı olarak yer aldığı ve tasarrufun iptali kararından sonra hakkında icra emri düzenlenerek borçlu konumunda olduğu anlaşılmış ise de, İİK'nın 170/a maddesi uyarınca kambiyo takibine ilişkin olarak şikayetlerinde, kambiyo takibinin tarafı olmadığından şikayetinin bu gerekçeyle reddine karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Davacının, takibin zaman aşımına uğradığı, takip kapsamında zaman aşımı süresi içinde işlem yapılmadığı iddiasının da kambiyo takibine ilişkin zaman aşımı iddiası olup, bu iddianın da kambiyo takibin tarafı olmayan davacı tarafından ileri sürülmesinin mümkün olmadığı, ancak ilk derece mahkemesince bu yöndeki talep esastan incelenerek reddine karar verilmiş ise de, sonuç itibariyle istem ret edildiğinden, bu yanlışlığa işaret edilmekle yetinilmiştir....

      Taraflar arasındaki uyuşmazlık, iş sözleşmesinin davacı tarafından kıdem tazminatına hak kazanılacak şekilde feshedilip edilmediği buna göre davacının kıdem tazminatına hak kazanıp kazanmadığı, giydirilmiş ücret hesabı, zaman aşımı, fazla mesai alacaklarının bulunup bulunmadığı ve miktarına ilişkindir....

      Ancak mahkeme karar tarihinde savunmanın alındığı tarihten itibaren sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu dikkate almamıştır. Savunmanın alındığı tarihten itibaren işlemeye başlayan sekiz yıllık asli dava zaman aşımı süresi karar tarihinden önce dolmuştur. Bu nedenle mahkemenin asli dava zaman aşımı süresinin dolduğunu gözetmeden kurduğu 24/11/2015 tarihli mahkumiyet hükmü hukuka aykırıdır....

        Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/773 Esas, 2017/528 Karar sayılı dosyasında “görevi kötüye kullanmak ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet” suçlarından açılan kamu davasında yapılan yargılama sonucunda alınan bilirkişi raporları ve dosya kapsamına göre sanığın üzerine atılı görevi kötüye kullanma suçunu işlediği ve suç işleme kastıyla hareket ettiği sabit olmadığından beraatine, diğer suç yönünden ise zaman aşımı nedeniyle davanın düşesine karar verildiği, gerek ceza davası gerek dosya kapsamı nazara alındığında davalının şikayetini haklı gösterecek dolaylı ve zayıf da olsa bir kısım emareler bulunduğu, şikayet hakkı sınırlarının aşılmadığı, şikayet hakkının kötüye kullanıldığının ispatlanamadığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesince davanın reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Islaha karşı zaman aşımı itirazı gözetilmiş olup, davacı ıslah dilekçesini brüt rakamlar üzerinden verdiğinden mahkemece brüt rakamlar üzerinden karar verilmesinde usul ve yasaya aykırılık yoktur. Buna göre, davalı belediye vekilinin istinaf başvurusunun yukarıda açıklanan nedenlerle HMK'nun 353/1.b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir....

        Somut olayda; davacının hizmet süresini 26.04.2004 – 03.01.2010 tarihleri arasında 5 yıl 10 ay 9 gün olarak tespit eden bilirkişi raporuna itibarla karar verilmiş ise de bu hesaplamanın maddi hataya dayandığı ve davacının hizmet süresinin 5 yıl 8 ay 7 gün olduğu anlaşılmış olup davacının alacak talepleri 5 yıl 8 ay 7 günlük hizmet süresine göre tespit edilmesi gerektiği halde yanılgılı bilirkişi raporuna itibarla karar verilmesi hatalı olup bozma sebebidir. 3-Taraflar arasında davacının fazla mesai alacağının zaman aşımına uğrayıp uğramadığı da uyuşmazlık konusudur. Somut olayda; davacı davasını 28.05.2014 tarihinde açmış olup davalı Üniversite vekili cevap dilekçesinde davaya karşı zaman aşımı itirazında bulunmuştur. Bunun üzerine davacının fazla mesai ücreti davalının zaman aşımı itirazı da dikkate alınarak 114,28 TL olarak hesaplanmıştır....

          Davalının davaya cevap süresini geçirdikten sonra zaman aşımı def'ini ileri sürdüğü ancak davacılar vekilinin 15/4/2009 tarihli celsede elden tebellüğ ettiği cevap dilekçesine karşı yerel mahkemece karşı beyanda bulunması için 15 günlük süre verilmesine rağmen belirlenen bu sürede zaman aşımı def'inin süresinde olmadığı yönünde açıkça karşı koymadığı daha sonraki tarihte verdiği 10/6/2009 tarihli dilekçeyle zaman aşımı def'inin süresinde ileri sürülmediğini belirttiği anlaşılmaktadır. Davacı süresinde ileri sürülmeyen zaman aşımı define karşı zamanında açıkça karşı koymadığına göre zaman aşımı def'inin süresinde olduğunun kabulü gerekir. Davaya konu trafik kazası 6/10/1999 tarihinde gerçekleşmiş olup, eylem aynı zamanda 765 sayılı Türk Ceza Kanununda düzenlenen 455/1-son maddesindeki taksirle ölüme sebebiyet vermek suçunu oluşturmaktadır. Zaman aşımı süresi 5 yıldır....

            "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Hırsızlık HÜKÜM : Mahkumiyet Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü: Sanık hakkında birden fazla kişi tarafından birlikte konut dokunulmazlığını bozma suçundan zaman aşımı süresi içerisinde işlem yapılması olanaklı görülmüş, adli sicil kaydına göre tekerrüre esas hükümlülüğü bulunan sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmaması karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır. Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre sanık ... müdafiinin temyiz itirazı yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, eleştiri dışında, usul ve kanuna uygun bulunan hükmün tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 30.10.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi....

              UYAP Entegrasyonu