Davacı yüklenici 24.maddeye uygun olarak idareye başvurmadığı gibi kablo bedellerinin ödendiği 15 nolu ara hakedişe sözleşmenin 35.1.maddesine uygun şekilde itirazi kayıt koymamıştır. Sözü edilen her iki madde hükmü HUMK’nın 287.maddesi uyarınca yanlar arasında delil sözleşmesi niteliğindedir. Uyuşmazlığın çözümünde sözleşme hükümlerinin uygulanması zorunlu olduğundan ve davacı yüklenici sözleşme hükümlerine uygun olarak itirazda bulunmadığından 15 nolu hakediş kesinleşmiştir. Bu hakedişe dayanılarak herhangi bir hak talebinde bulunulması mümkün olmadığından davanın reddi yerine tüm bu yönler gözetilmeyerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ:Yukarıda açıklanan sebeplerle temyiz olunan kararın davalı yararına BOZULMASINA, 08.02.2008 gününde oybirliğiyle karar verildi....
İbranamenin işçi tarafından itirazi kayıtsız imzalandığı ve ibraname altındaki imzaya davacı tarafça itiraz edilmediği görülmektedir. Uyuşmazlık konusu bu ibraname miktar içerdiğinden makbuz niteliğinde kabul edilerek, ibranamede gösterilen miktarların davacının hak kazandığı tazminat ve işçilik alacaklarından mahsubu gerekir. Bu hususun dikkate alınmaması isabetsiz olup kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 17.12.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü: - K A R A R - Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan alacak talebine ilişkin olup mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı tarafından temyiz edilmiştir. 1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Davacı davasında davalı ile aralarında düzenlenen 06.06.2013 tarihli sözleşmede kararlaştırılan tüm edimlerini yerine getirdiklerini, daha önce bitirmelerine rağmen davalının işi 12.12.2013 tarihinde teslim aldığını, teslim sırasında sözleşmeden kaynaklanan borcun 272.000,00 TL olduğunu hiç bir itirazi kayıt koymaksızın kabul ettiğini, daha sonra 13.701,69 TL alacaklarının...
Davada ayıplı imalât nedeniyle istemde bulunulmuş, mahkemece gizli ayıp bulunmadığı, açık ayıplar için de itirazi kayıtsız teslim alınarak eserin kabul edilmiş olduğu gerekçesiyle bu istemin reddine karar verilmiştir. Oysa sözleşmenin yukarıda değinilen hükmü, teslimde ihtirazi kayıt konulması genel kuralının aksine hüküm içermekte ve öncelikli uygulanması gereken sözleşme hükmü olduğundan, eserin teslim alınmasıyla davacı iş sahibinin talep hakkının düştüğü kabul edilemez. Bu nedenle davacının açık ayıplar bedelini isteyebileceği anlaşılmakta ise de taraflar arasındaki yazışmalarda inşaat alanının mobilya teslimine hazır olmadığı ihtarına karşılık davacı 07.12.2006 tarihli cevabında, mevcut duruma göre imalâtın yapılması halinde kabul edeceğini bildirmiştir. İmalâttaki ayıpların mevcut koşullardan mı, yoksa yapım hatasından mı kaynaklandığı bilirkişilerce saptanmış değildir....
Bir hakkın yerine getirilmemesinden veya sebepsiz sürüncemede bırakılmasından dolayı her zaman şikayet olunabilir, şeklindedir. Davanın konusu ve tarafları dikkate alındığında, kanunun hallini mahkemeye bıraktığı dava türlerinden olmamakla, yine davadaki iddialar ve davanın taraflarının niteliği dikkate alındığında dava dilekçesine konu talepler iflas idare memurlarının yaptığı ya da yapmadığı işlemlerden ötürü şikayet mahiyetindedir. Şikayette görevli mahkeme, kural olarak İcra Mahkemesi'dir. Davacı müflis kooperatif yönetim kurulunun, icra ve iflas dairelerinin yaptıkları işlemlerin kanuna veya hadiseye uygun düşmemesi halinde İİK.nun 16.maddesi uyarınca bu işlemlere karşı İcra Mahkemelerine şikayet hakları mevcuttur. Müflis ......
sadece nama yazılı olarak senet tanzim edilebileceğini, emre yazılı senedin geçersiz olduğunu beyanla şikayet ve itirazlarının kabulüne karar verilmesini talep etmiştir....
İİK.nun 169/a-1.maddesinin son cümlesine göre; icra mahkemesi hakimi, yetki itirazının incelenmesinde taraflar gelmese de gereken kararı verir. İİK'nun 170/a-2 maddesine göre de; icra mahkemesi, müddetinde yapılan şikayet veya itiraz dolayısıyle, usulü dairesinde kendisine intikal eden işlerde takibin müstenidi olan kambiyo senedinin bu vasfı haiz olmadığı veya alacaklının kambiyo hukuku mucibince takip hakkına sahip bulunmadığı hususlarını re'sen nazara alarak bu fasla göre yapılan takibi iptal edebilir. Aynı Kanunun 18/3. maddesinde ise; “Aksine hüküm bulunmayan hallerde icra mahkemesi, şikayet konusu işlemi yapan icra dairesinin açıklama yapmasına ve duruşma yapılmasına gerek olup olmadığını takdir eder; duruşma yapılmasını uygun gördüğü takdirde ilgilileri en kısa zamanda duruşmaya çağırır ve gelmeseler bile gereken kararı verir” hükmü yer almaktadır....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Borçlunun mahkemeye başvurusunda, usulsüz tebliğ ve kambiyo vasfına yönelik şikayet ile yetkiye, borca itirazda bulunduğu; mahkemece, yetki itirazının kabulüne karar verildiği, alacaklının istinaf başvurusu üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verildiği anlaşılmaktadır....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : 556 sayılı KHK'ya muhalefet HÜKÜM : Hükümlülük, erteleme, müsadere Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; 1) Suç ve karar tarihinde yürürlükte bulunan 556 sayılı Kanun Hükmünde Kararnamenin 61/A-1 maddesinde düzenlenen suçun soruşturulması ve kovuşturulması şikayete tabi olup, sanık hakkında 09.03.2016 tarihinde şikayette bulunan katılan firma vekili Av. ...’a verilen yetki belgesine dayanak olan vekaletnamenin süreli olduğu ve süresinin de 01.03.2016 tarihinde sona erdiği gözetilerek, Av. ...’a şikayet tarihi olan 09.03.2016 tarihinden önce verilen ve şikayet tarihini de kapsayan vekaletname veya yetki belgesi bulunup bulunmadığı araştırılıp sonucuna göre sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, 2) 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe...
İcra Hukuk Mahkemesi’ndeki duruşmalara Av. ....’ın yetki belgesi ile katıldığı, ....06.2014 tarihli duruşmaya yetki belgesi ile katılan avukatın ... .... Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2013/312 Esas sayılı dosyasının ....07.2014 tarihli duruşmasından haberdar olduğu kabul edilemeyeceğinden farklı bir duruşma günü talebinde bulunması beklenemez. Bu nedenle mazeretin reddedilerek, dosyanın işlemden kaldırılması doğru olmadığı gibi, borçlu vekilinin başvurusu, şikayet mahiyetinde olduğundan, İİK .../... maddesi gereğince, taraflar gelmese bile Mahkemece mevcut delil durumuna göre, karar verilmesi gerekirken anılan maddeye aykırı olarak dosyanın işlemden kaldırılması ve yazılı şekilde hüküm tesisi doğru değildir. SONUÇ: Borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Mahkeme kararının İİK'nun 366 ve 6100 sayılı HMK'nun Geçici .... maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, İİK'nun 366/.... maddeleri gereğince ......