Mahkemece şikayetin kabulüne dair verilen kararın şikayet olunan vekilince temyiz edilmesi üzerine Dairemiz'in 20.02.2020 tarihli ve 2016/8505 E. ve 2020/1560 K sayılı ilamı ile muhafaza masraflarının tespitinde yedieminin kendi tarifesi değil Adalet Bakanlığınca belirlenen tarifenin uygulanacağına ilişkin belirlemenin genel mahkemelere ait olduğu, bu nedenle, mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerekirken uyuşmazlığın esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı gerekçesiyle bozulmuştur....
İş Mahkemesi 2020/44 Esas, 2020/111 Karar sayılı ilamının KALDIRILARAK, DÜZELTİLEREK ESAS HAKKINDA YENİDEN KARAR VERİLMESİ suretiyle; 2- a) Ödeme emrinin iptaline ilişkin talep yönünden dava konusuz kaldığından bu konuda KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, 2- b) 700,00 TL yediemin ücreti alacağı yönünden DAVA SÜBUT BULMADIĞINDAN REDDİNE, 2- c) Dava konusu ödeme emrine ilişkin Kurum alacağı 7256 sayılı yasa kapsamında ödendiğinden ilgili kanun kapsamında vekalet ücreti ve yargılama giderine hükmedilmesine yer olmadığına, 2- d) Davalı kendisini vekille temsil ettiğinden 700,00 TL yediemin ücreti alacağı yönünden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'ye göre 700,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine, 2- f) Reddedilen yediemin ücreti alacağına ilişkin davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerinde bırakılmasına, 2- g) Reddedilen yediemin ücreti alacağına ilişkin davalı tarafından yargılama gideri yapılmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına...
İcra Dairesinin ...Esaslı dosyasında yediemin sözleşmesine dayalı 49.184,00 TL alacak için ilamsız icra takibi yaptığı, davalının bu takibe itiraz ettiği ve takibin durduğu, 1 yıllık hak düşürücü sürede itirazın iptali davası açıldığı anlaşılmıştır. Davaya konu sözleşme incelendiğinde davacı ile davalı adına ... arasında 25/05/2016 tarihinde Zabıt Katibi ...'in de imzaladığı yediemin sözleşmesinin imzalandığı günlük ücretin 116,00 TL olduğu anlaşılmıştır. 25/05/2016 tarihinden 31/07/2017 tarihindeki takip tarihi arası 432 gün olup 116,00 x 432 = 50.112,00 TL eder. Bilirkişi raporunda da belirtilen Adalet Bakanlığı ücret tarifesine göre yediemin ücretine göre hesaplama yapıldığında 35.401,14 TL ve azami 10.176,75 TL tutmaktadır. Dava konusu muhafaza altına alınan menkul mallara biçilen değerin ise 57.845,00 TL olduğu anlaşılmıştır. Davalı da önce yediemin ücreti olarak 6.700,00 TL ödediği bilirkişi raporu ile ve dosyadaki belgelerden anlaşılmıştır....
Bozmaya uyma kararı ile bozma yararına olan taraf için usule ilişkin kazanılmış hak doğmuştur. Takip dayanağı ilamın Yargıtay incelemesi sonucu bozulması karşısında Mahkemenin “ davanın konusuz kaldığına“ ilişkin gerekçesi yerinde olduğundan, davacı/borçlunun esasa ilişkin temyiz itirazları yerinde değildir. Ancak, Mahkemenin gerekçesi dahi açıklanmayan “davacının şikayetinde haklı görülmediği“ şeklindeki kanaati yerinde değildir....
Cumhuriyet Başsavcılığınca, "...şüpheliye yediemin sıfatıyla bir kısım menkul malların teslim edildiği, ancak müşteki vekilinin yediemine bırakılan malların bulunduğu yere 15/05/2019 tarihinde gidildiğinde haczedilen malların yerinde olmadığı yönündeki şikayet üzerine yapılan soruşturma sonucunda eşyaların haczedildikten sonra 1 yıl içerisinde satış istenmesi gerektiği, aksi takdirde kendiliğinden kalkacağı, malların satışı istendiği takdirde şüphelinin malları satış gününde teslim edemeyeceğine dair herhangi bir emarenin olmadığı ve şüpheliye isnat edilen suçun yasal unsurları bulunmadığından, kovuşturmaya yer olmadığına dair..." karar verilmiş ise de, somut olayda, müşteki vekili tarafından verilen şikayet dilekçesinde özetle, alacağının tahsili amacıyla ... 36....
Somut olayda uyuşmazlık bedeli paylaşıma konu aracın muhafaza ücretinin MTV'den önce ödenip ödenmeyeceği ve yediemin ücretinin miktarına ilişkindir. Motorlu Taşıtlar Vergisinin muhafaza masraflarından önce ödenip ödenmeyeceği hususu icra mahkemesinde şikayet yoluyla çözülebilir ise de yediemin ücretinin miktarı yani yediemine ödenen ücretin sıra cetveline ödenen kadar olup olmadığı genel mahkemelerde yapılacak yargılama sırasında çözümlenebilir. Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre de muhafaza masraflarının tespitinde yedieminin kendi tarifesi değil Adalet Bakanlığınca belirlenen tarifenin uygulanacağına ilişkin bu belirleme genel mahkemelere aittir. Bu nedenle mahkemece işin esasına girerek, talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken karşı görevsizlik kararı verilmesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir. 2) Bozma nedenine göre davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir....
Mahkemece şikayetin reddine dair verilen karar, şikayetçi vekilinin temyizi üzerine, Dairemizin 28.05.2015 tarihli ve 2014/4772 E., 2015/3997 K. sayılı ilamıyla, şikayet olunanın alacağının doğum tarihinin şikayetçinin haczinden sonra olduğu ve alacağının İİK'nın 138/2. maddesinde belirtilen tüm alacaklıları ilgilendiren yediemin ücreti alacağı olmadığı, şikayetin kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle, bozulmasına karar verilmiş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Kararı, şikayet olunan vekili temyiz etmiştir. Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, şikayet olunan vekilinin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir....
Somut olayda, icra müdürlüğünün şikayet konusu kararında; ''... İİK 134/1 fıkrası gereği masrafı talep edene ait olmak üzere ihalesi yapılan taşınmazın ve eklentilerinin korunmasına ve yeteri kadar güvenlik görevlisi atanmasına...'' şeklinde karar verilmiştir. Her ne kadar, talep konusu menkullerin kaçırılma zarar görme ihtimalinin bulunduğu iddia edilerek muhafaza altına alınarak yediemin deposuna kaldırılması talep edilmiş ise de; icra müdürlüğünce şikayet konusu kararda yasaya uygun olarak gerekli önlemler alınmış olup, icra müdürlüğünün takdirinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle şikayetin reddine dair verilen ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik yoktur. HMK'nun 355. Maddesi kapsamında dairemizce resen nazara alınması gereken herhangi bir kamu düzenine aykırılık da bulunmamaktadır....
Paranın paylaştırılmasına ilişkin İİK'nun 138/2. maddesi gereğince; haciz, paraya çevirme ve paylaştırma gibi bütün alacaklıları alakadar eden masraflar, önce satış tutarından alınır ve artan para, alacaklılara, takip masrafları ve işlemiş faizler dahil olduğu halde alacakları nispetinde paylaştırılır. Yediemin ücretinin ise, satış talep tarihine kadar olanı takip masrafı, bu tarihten satış tarihine kadar olanı ise satış masrafı olup, satış masrafı olan yedieminlik ücretinin, satış tutarından öncelikle ödenmesi gerekir. Buna göre yedieminin, alacağını, muhafazanın yapıldığı, bir diğer anlatımla, yediemin ücretinin doğduğu icra takip dosyasından talep etmesi gerekmekte olup, bunun için yeni bir takip başlatmasında hukuki yararı bulunmamaktadır....
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; şikayet edilen muamelenin icra dairesince ortadan kaldırıldığını, bu yüzden hukuki yararın bulunmadığını ve davanın reddinin gerektiğini, yine müvekkili aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka , hakkaniyete , kanuna ve yargı kararlarına aykırı olduğunu belirtmiştir....