dolayı yıkıldığı, 2 adet su kuyusunun işgalden önce kullanılamaz halde olduğu, tavuk kümeslerinin göçmesi sonucu ortaya çıkan demir aksanının her nekadar davalı şirket temsilcisinin talimatı ile kesilip hurdaya satılmış ise de bu tarihin tanık beyanlarına göre 1993 - 1994 yıllarına tekabül ettiği ve aradan dava tarihi itibariyle 22 yıl gibi bir sürenin geçtiği ve zaman aşımı şartlarının oluştuğu, ancak haksız işgalin devam eden bir süreç olup dava tarihine kadar devam ettiği, bu nedenle davalının süresinde yapmış olduğu zaman aşımı defi nazara alındığında davacının talep etmiş olduğu yıkılan, tahrip edilen, kullanılmaz hale getirilen, yerinden sökülüp götürülen muhtesatlara ilişkin zararın ve 5 yıldan daha fazla süren işgalden kaynaklı ecrimisil alacağının zaman aşımına uğradığı nazara alınarak denetime ve hüküm kurmaya elverişli bilirkişi raporu doğrultusunda davacının ecri misil istemli davasının 5 yıllık tutarı ile ilgili fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 5.000,00....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi SAYISI : 2017/696 Esas, 2023/470 Karar HÜKÜM : Zaman aşımı nedeniyle ret BİRLEŞEN 2014/517 E. HÜKÜM :Zaman aşımı nedeniyle ret BİRLEŞEN 2014/518 E. HÜKÜM : Zaman aşımı nedeniyle ret BİRLEŞEN 2014/519 E. HÜKÜM : 2, 4 ve 5 no.lu davalılar yönünden zaman aşımı nedeniyle ret; 1, 3, 6 ve 7 no.lu davalılar yönünden dava ret 2797 sayılı Yargıtay Kanunu’nun (2797 sayılı Kanun) 40 ıncı ve Yargıtay İç Yönetmeliği’nin 18 inci maddeleri uyarınca yapılan ön incelemede; dava konusu uyuşmazlığın eser sözleşmesine dayalı olarak iş sahibi tarafından yüklenicilere karşı açılan fazla ödenen bedelin iadesi talebine ilişkin olduğu anlaşılmıştır. Yargıtay Büyük Genel Kurulunun dairelerin iş bölümüne ilişkin 18.01.2024 tarihli ve 2024/1 sayılı kararı uyarınca dosyayı inceleme görevi Yargıtay 6....
Davalı vekili cevap dilekçesi ile, davanın zaman aşımına uğradığını, zira üç aylık olarak TTK 855/3 maddesinde ön görülen sürenin dolduğu bu nedenle davanın reddi gerektiği ve esasa ilişkin de ekspertiz raporunun gerçeklikten uzak yetersiz ve yanıltıcı olması nedeniyle de kabul etmediklerini, sorumlu tutulmaları halinde CMR hükümlerinin dikkate alınması gerektiğini, bu nedenle de davanın reddine ve tazminata hükmedilmesini talep etmiştir. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ: İlk Derece Mahkemesi 19/02/2018 tarih ve 2017/219 Esas - 2018/113 Karar sayılı kararında; "...Dava; sigorta sözleşmesinden kaynaklı hasarın ödenmiş olması nedeniyle rücuen alacak tahsiline ilişkin yapılan icra takibindeki itirazın iptali davasıdır. Davalı tarafça, zaman aşımı definde bulunulmuş olup, zaman aşımı defi süresinde olduğunda öncelikle bu hususun değerlendirilmesi gerekmiş ve davalıların zaman aşımı defi yerinde görülmeyerek reddine karar verilmiştir....
İlk derece mahkemesince davalı tarafın zaman aşımı defi ile ilgili olumlu veya olumsuz herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın davanın esasına ilişkin inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm tesis edilmiştir. 2918 sayılı KTK'nun 109. maddesinde, haksız fiil niteliğindeki trafik kazalarından doğan tazminat taleplerinin, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten itibaren iki yıl ve her halde kaza gününden başlayarak on yıl içinde zamanaşımına uğrayacağı; davanın cezayı gerektiren bir fiilden doğması ve ceza kanununun bu fiil için daha uzun bir zamanaşımı süresi öngörmüş olması halinde, bu sürenin maddi tazminat talepleri için de geçerli olacağı hüküm altına alınmıştır. Zamanaşımı süresinin işlemeye başlaması için, zarar gören tarafından failin yanında zararın da öğrenilmesi gerekir....
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ, HUKUKİ SEBEPLER ve GEREKÇE: Davalı alacaklı vekili tarafından davacı hakkında Konya 3. İcra Müdürlüğü'nün 2020/8536 Esas sayılı dosyası ile genel haciz yoluyla ilamsız icra takibi başlatılmış, ödeme emri 07/01/2021 tarihinde tebliğ edilmiştir. Davacı 22/01/2021 tarihinde ödeme emrinin kanuni unsurları bulunmadığından bahisle şikayet davası açmış, icra mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davacı borçlu istinaf yasa yoluna başvurmuştur. Davacı borçlu ödeme emrinin tebliğinden itibaren ödeme emrindeki kanuni unsurların bulunmadığından bahisle 7 gün içinde şikayet davası açması gerekirken, 7 günlük süre geçtikten sonra dava açtığından, şikayet dilekçesinde ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü de ileri sürülmediğinden şikayetin süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken şikayetin esastan reddine karar verilmesi isabetsizdir....
Bölge Adliye Mahkemesince, davacının Tasfiye Halinde Türkiye Emlak Bankası A.Ş olduğu, bu bankanın TMSF tarafından devralınmadığı, TMSF tarafından devralınmayan bankaların alacakları yönünden 20 yıllık zaman aşımı süresinin söz konusu olmadığı, dava konusu alacağın 10 yıllık genel zamanaşımı süresine tabi olduğu, davacının davalılara 28/01/1999 tarihli ihtarnameyi gönderdiği ve dava konusu alacağın 28/01/2009 tarihi itibariyle zamanaşımına uğradığı, eldeki takibin ise zamanaşımı süresinden sonra açıldığı, davalılar tarafından süresinde zamanaşımı def'inde bulunulduğu gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf talebinin kabulüne, ilk derece mahkemesi kararın kaldırılmasına, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir. Karar, temlik alan davacı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir....
itibariyle tabi olduğu; olay tarihinde yürürlükte bulunan ve sanıklar lehine olan 765 sayılı TCK.nun 102/3 ve 104/2.maddelerinde öngörülen dava zaman aşımının gerçekleşmediği nazara alınmadan yazılı şekilde hüküm kurulması, Yasaya aykırı ise de; suç tarihi olan 23.10.1998 tarihinden temyiz inceleme tarihine kadar anılan zaman aşımı süresinin gerçekleştiği anlaşıldığından, hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1.maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK.nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanıklar hakkındaki kamu davasının 765 sayılı TCK.nun 102/3, 104/2 ve 5271 sayılı CMK'nun 223/8.maddeleri uyarınca zaman aşımı nedeniyle DÜŞÜRÜLMESİNE, 14.01.2014 günü oybirliğiyle karar verildi....
Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda, ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda taraflar arasındaki hizmet akdi 15.09.1998 tarihinde sona ermiştir Dava 10/01/2007 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibari ile Borçlar Kanununun 125 inci maddesinde öngörülen 10 yıllık zaman aşımı süresi dolmamıştır . Ancak davacı 15.04.2009 tarihinde davasını ıslah ederek kıdem tazminatı istemini arttırmıştır . Davalı vekili ıslah dilekçesine ilişkin süresi içerisinde zaman aşımı def'inde bulunmuştur. Davanın ıslah edildiği 15.04.2009 tarihinde kıdem tazminatı için Borçlar Kanununun 125 inci maddesinde öngörülen ve fesih tarihinden itibaren işlemeye başlayan zaman aşımı süresi dolduğundan ıslah ile artırılan miktar yönünden zaman aşımı def'inin dikkate alınamaması isabetsizdir....
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi Suç : Taksirle yaralama Hüküm : TCK’nın 89/4, 31/3, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri gereğince mahkumiyet Taksirle yaralama suçundan suça sürüklenen çocuğun mahkumiyetine ilişkin hüküm, suça sürüklenen çocuk müdafii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü: Suça sürüklenen çocuğa isnat edilen eylem TCK'nın 89/4. maddesinde yaptırıma bağlanmış olup, anılan suçun 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e. maddesi uyarınca 8 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, suça sürüklenen çocuğun suç tarihi itibariyle 15 yaşını doldurmuş olup 18 yaşını doldurmadığı saptandığından TCK'nın 66/2. maddesi uyarınca 1/3 oranında azaltılarak hesaplanacak zaman aşımı süresinin 7 yıl 12 ay olduğu, zaman aşımın kesen nedenlerin varlığı halinde zaman aşımı süresi yeniden işlemeye devam edecekse de, zaman aşımının durma süresi de gözetildiğinde, 5237 sayılı TCK'nın 66/1-e, 67/4 ve 66/2....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, 1918 sayılı yasaya muhalefet HÜKÜM : Görevsizlik Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü; I-1999 model Toyota Land Cruise marka araç ile ilgili kaçakçılık suçundan açılan davada; 1- Katılan vekilinin sanıklar ..., ... ve ... hakkında kurulan zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına yönelik olarak yapılan incelemede; Yapılan duruşmaya, toplanan ve karar yerinde açıklanan delillere, gösterilen gerekçeye ve takdire göre katılan vekilinin yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle bu sanıklar hakkında kurulan hükmün istem gibi ONANMASINA, 2-Sanık ... müdafinin ve katılan vekilinin bu sanık hakkında kurulan zaman aşımı nedeniyle ortadan kaldırma kararına yönelik temyizine göre yapılan incelemede; Sanık ... hakkında, dava konusu kaçak aracın zapt edildiği...