Bu nedenle zamanaşımı def'i ilk oturuma kadar ve en geç ilk oturumda yapılabilir. Dava konusunun ıslah yoluyla arttırılması durumunda ıslah dilekçesinin tebliğini izleyen ilk oturuma kadar ya da ilk oturumda yapılan zamanaşımı defi de ıslaha konu alacaklar yönünden hüküm ifade eder. Somut olayda davalı vekili ıslah dilekçesinin tebliği üzerine süresinde usulüne uygun biçimde ıslah ile arttırılan miktarlara karşı zaman aşımı definde bulunmuştur. Mahkemece davalı tarafın ıslaha yönelen zaman aşımı defi üzerinde durulmamıştır. Davalı tarafın zaman aşımı defi üzerinde durularak gerekirse bilirkişiden ek rapor alınarak bir değerlendirmeye tabi tutulduktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm tesisi hatalıdır. F) Sonuç: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 04.06.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Ceza Dairesinin 03.02.2014 tarihli ve 2013/23474 Esas, 2014/2417 sayılı ilamında da belirtildiği üzere; 5271 sayılı Kanun’un 231/8. maddesinde hükmün açıklanmasının geri bırakılması halinde, denetim süresi içinde dava zaman aşımının duracağı ve zaman aşımının denetim süresi içinde işlenen suçtan dolayı verilen hükümlülük kararının kesinleşmesi koşuluyla suçun işlendiği tarihte yeniden işlemeye başlayacağı, Dosya kapsamına göre; kayden 10.06.1993 doğumlu olan ve suçun işlendiği 18.07.2010 tarihinde 15-18 yaş grubunda bulunan suça sürüklenen çocuk hakkında kasten yaralama suçundan eylemine uyan 5237 sayılı Kanun'un 86/1. maddesinde öngürülen cezanın miktar ve nev’i itibariyle tabi olduğu aynı Kanun’un 66/1-e, 66/2 ve 67/4. maddeleri uyarınca asli zaman aşımı süresinin 5 yıl 4 ay, olağanüstü zaman aşımı süresinin ise 7 yıl 12 ay olduğu, Suça sürüklenen çocuğun 10.02.2011 tarihinde sorgusu yapılarak zaman aşımı süresinin kesildiği, 5 yıl 4 aylık olağan zaman aşımı süresinin sorgu tarihinden...
Bu nedenlerle, cevap dilekçesindeki ödeme ve istifanın haksızlığına ilişkin beyanlar ve dava dilekçesindeki beyanlar göz önünde bulundurularak esasa ilişkin karar verilmesi gerekirken zaman aşımı nedeniyle red kararı verilmesi hukuka aykırı olduğundan, ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak iadesine dair aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
İdari para cezasına ilişkin borcun doğduğu tarihte yürürlükte bulunan, 506 sayılı Yasanın 06.05.1993 tarih ve 3910 sayılı Yasa ile değişik 140/son fıkrası “İdari para cezalarının tahakkuk ve tahsilatında 10 yıllık zamanaşımının uygulanacağının” öngörülmesi karşısında Kurum gelirleri kapsamında olup süresi içerisinde ödenmediğinde Kurum alacağına dönüşen idari para cezaları yönünden zaman aşımı süresi; bu çevrede belirlenmelidir. Bu aşamada, 10 senelik zaman aşımı süresinin başlangıç tarihi olarak da idari para cezasına konu hukuksal aykırılığın gerçekleştiği gün esas alınmalıdır. Eldeki davada ise, Mahkemece, gerekçe kısmında 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolması nedeni ile ödeme emrinin zaman aşımı nedeniyle davacı yönünden iptaline ilişkin hüküm kurulduğu görülmekle; somut olayda ise ödeme emrinin dönemi itibari ile 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğu saptanmıştır....
borçlu tarafça itfa ve zaman aşımına dayanılarak eldeki davanın açıldığı görülmektedir....
Mahkemece; Davanın kabulü ile; Kayseri Genel İcra Dairesinin 2023/9467 Esas sayılı dosyasında zaman aşımı nedeni ile icranın geri bırakılmasına, şeklinde karar verildiği görülmüştür....
Ancak Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girdiği 01.10.2011 tarihinden sonraki uygulamada, 317/2 ve 319. maddeler uyarınca ıslah dilekçesinin davalı tarafa tebliği üzerine iki haftalık süre içinde ıslaha konu kısımlar için zamanaşımı definde bulunulabileceği kabul edilmelidir. Cevap dilekçesinde zamanaşımı defi ileri sürülmemiş ya da süresi içince cevap dilekçesi verilmemişse ilerleyen aşamalarda 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 141/2 maddesi uyarınca zamanaşımı defi davacının açık muvafakati ile yapılabilir. 1086 sayılı HUMK yürürlükte iken süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı define davacı taraf süre yönünden hemen ve açıkça karşı çıkmamışsa (suskun kalınmışsa) zamanaşımı defi geçerli sayılmakta iken, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun uygulandığı dönemde süre geçtikten sonra yapılan zamanaşımı definin geçerli sayılabilmesi için davacının açıkça muvafakat etmesi gerekir....
Tur San Tic Ltd Şti vekilinin tüm, davalılar Liberty Sigorta AŞ ile Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketler Birliği Güvence Hesabı vekillerinin aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazlarının reddine, 2-Davacı maddi ve manevi zararını müteselsil sorumluluk esasına göre asıl işveren ile işleteni işveren olan aracın zorunlu ve ihtiyari mali mesuliyet sigortalarını yapan şirketlere yöneltmiştir. Bu yönüyle davalıların Borçlar Kanununun 51. maddesinde düzenlenen eksik teselsül hükümlerine göre davacıya karşı sorumlu oldukları ortadadır. Borçlar Kanununun 51. maddesi hükmü gereğince borçlulardan her biri borcun tamamından tek başına sorumlu olduğundan, borçlulardan birisinin borcunun zaman aşımına uğramış olması alacak miktarına etkili değildir. Bu kuralın doğal bir sonucu olarak da zaman aşımı def’inden ancak kendi borcu zaman aşımına uğramış olan borçlu yararlanabilir ve her davalıya kendi hukuki durumlarına uygun zaman aşımı süresi uygulanır....
Davalılar vekili, takip ve dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, davanın usulden reddi gerektiğini, aksi durumda ise asıl alacağı kabul ettiklerini, faizin usul ve yasaya aykırı, fahiş hesaplandığını, bu durumda davanın reddi gerektiğini savunmuşlardır. Mahkemece, 24/06/2015 tarihli celsede; "5411 sayılı 141.maddesi gereğince alacağın 20 yıllık zaman aşımı süresine tabi olduğu ve süresi dolmadığından, davalıların zaman aşımı defi ve itirazının reddine karar vermiş, yapılan yargılama sonunda ise davalıların 4.938,14 TL'lik asıl alacağı kabul ettiklerinden ana para üzerinden yapılan hesaplamaya göre 64.311,74 TL işlemiş faiz ile birlikte toplam 69.249,88 TL üzerinden takibin devamına ve icra inkar tazminat talebinin kabulüne karar verilmiştir. Mahkeme kararına karşı, davalılar vekili istinaf kanun yoluna başvurmuşlardır....
Esas sayılı dosyasından icra takibi başlatıldığını, davalıların anılan takibe itiraz ettiklerini ve bu itirazlar ile takibin durduruğunu, itiraz ile duran takibe devam edebilmek için iş bu davanın açılması zarureti doğduğunu, davalıların itirazlarının haksız olduğunu, davalıların itiraz dilekçelerinde zaman aşımı definde bulunuş iseler de bu defi yerinde olmadığını, borcun kaynağının finansal kiralama sözleşmesi olup borç doğumundan itibaren 10 yıllık zaman aşımına tabi olduğunu, bu bakımdan borç zaman aşımına uğramadığını, yine takip dayanağı olan finansal kiralama sözleşmelerinin 47. Maddesinde delil sözleşmesi yapılmış olup müvekkil şirketin tüm ticari defter, belge ve kayıtlarına münhasır kesin delil olduğunu kabul ettiklerini, açıklanan bu nedenlerle; davalıların ... 7. İcra Müdürlüğünün ......