Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından hükmedilen 14.000,00 TL manevi tazminatın yeterli olmadığını, davalı tarafından yapılan zaman aşımı defi yerinde olmadığını, davacı için belirlenen %35 kusur oranın çok fazla olduğunu ileri sürmüştür. Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; kazaya davacının kusurlu davranışının sebebiyet verdiğini ve davalı işverenin kusuru bulunmadığını, Ankara 21. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/18 Esas sayılı dosyasında da davacının 5/8 oranında kusurlu olduğunun tespit edildiğini, işverene %65 kusur atfedilmesi son derece fahiş olduğunu, manevi zararın tamamen reddedilmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Dairemizce istinaf incelemesi HMK'nun 355. ve 357. maddeleri gereğince istinaf sebepleri ile bağlı olarak ve kamu düzenine aykırılık hususları da gözetilerek yapılmıştır....
Ceza Dairesinin 09/06/2016 tarih ve 2015/33737 (E), 2016/13802 (K) sayılı ilamıyla bozulduğu, bozma sonrasında sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verildiği ve kararın 16/01/2017 tarihinde kesinleştiği, sanığın denetim süresi içerisinde 06/05/2021 tarihinde ihbara konu suçu işlemesiyle nedeniyle temyize konu düşme hükmünün verildiği, sanığın üzerine atılı suçun gerektirdiği cezanın türü ve üst haddine göre, 5237 sayılı TCK'nin 66/1-e, 67/3 ve 67/4. maddelerinde "8 yıllık olağan zaman aşımı süresi" ve "12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresi"nin öngörülmüş olduğu, yapılan temyiz incelemesinde sanık hakkında zaman aşımını son kesen işlemin bozma öncesinde verilen 10/06/2014 tarihli mahkumiyet kararı olduğu, mahkumiyet kararının verildiği 10/06/2014 tarihi ile temyize konu hüküm tarihi arasında "8 yıllık olağan zaman aşımı" ve 5271 sayılı CMK'nin 231/8. maddesinde belirtilen zaman aşımının durduğu sürenin birlikte hesaplanması sonucunda olağan zaman aşımının...
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İCRA HUKUK MAHKEMESİ Sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçundan cezalandırılması ve tazminat istemli olarak açılan davada davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiş, hüküm yasal süresi içerisinde şikayetçi vekili tarafından temyiz edilmiş, Yargıtay C.Başsavcılığının bozma istemli tebliğnamesiyle dosya Daireye gönderilmiş olmakla, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okunarak GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ: 1- Şikayetçi vekili tarafından yapılan şikayetin süresinde yapılmadığı anlaşılmakla, açılan davada müştekinin şikayet hakkının İİK’nun 347.maddesi gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, mahkemece davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmesinde, 2- 16.02.2007 tarihli şikayet dilekçesiyle sanık hakkında İİK’nun 89/4.maddesi uyarınca tazminata da hükmedilmesi talep edildiği halde bu konuda genel hükümlere göre yargılama yapılarak sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, bu hususta bir karar...
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; çekler yönünden zaman aşımı süresinin işlemeye başladığı tarihte hangi yasa yürürlükte ise o yasada öngörülen zaman aşımı süresinin uygulanması gerekmekte olup, çek hakkında zaman aşımı, ibraz süresinin bitmesi ile başlayacağına göre çekin ibraz süresinin sona erdiği tarihte geçerli olan zaman aşımı süresinin nazara alınmasının zorunlu olduğu, bu nedenle 6762 Sayılı TTK'nın 726. maddesini değiştiren 6273 Sayılı Kanunun 7. maddesinin yürürlüğe girdiği 03.02.2012 tarihinden önce ibraz süresi dolan çeklerde zaman aşımı süresi altı ay, ibraz süresi bu tarihten sonra dolan çeklerde ise üç yıl olmakla; somut olayda, takibe dayanak çeklerin keşide tarihlerinin 27.10.2007, 11.09.2007, 24.10.2007 olup, ibraz süresi yasal değişik tarihi olan 03.02.2012 tarihinden önce dolduğundan, altı aylık zaman aşımı süresine tabi oldukları, bu kapsamda icra dosyasındaki işlemlere bakıldığında; takibin kesinleşmesinden...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; mahkeme tarafından taleple bağlılık ilkesinin dışına çıkılarak takibin İİK 169/a maddesi uyarınca iptal edilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu, zaman aşımını kesen son işlemin davacının iddia ettiği tarihten sonra gerçekleştirildiğini, davacı tarafça ayrıca 10 yıllık genel zaman aşımı ve 3 yıllık kambiyo takiplerine uygulanan zamanaşımı sürelerinde dosyaya takip masrafı yatırılmadığı iddia edilmiş ise de, gerek TTK gerekse TBK uyarınca iddia edilen zamanaşımı süreleri her takip işlemi ile kesilmekte ve yeniden başlamakta olup ayrıca masraf şartı bulunmadığını, davacı harç yatırılmadığını da iddia etmişse de müvekkili bankanın harçtan muaf olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, çeke dayalı kambiyo takibinde, zamanaşımı itirazına ilişkindir. HMK. 'nun 33....
Davacı tarafından mahkememize işbu sorumluluk davası, ------ tarihinde açıldığı tartışmasız olup davalıların süresinde zaman aşımı itirazında bulunduğu tartışmasızdır. 6102 sayılı TTK'nın 560. Maddesinde ,sorumluluk davalarında uygulanması gereken zaman aşımı süresi, "Sorumlu olanlara karşı tazminat isteme hakkı davacını zararı ve sorumluluğu öğrendiği tarihten itibaren 2, her halde zararı doğuran fiilin meydana geldiği günden itibaren -- yıl geçmekle zaman aşımına uğrar. Şu kadar ki bu fiil cezayı gerektirip TCK'da daha uzun dava zaman aşımına tabi bulunuyorsa , tazminat davasına bu zaman aşımı uygulanır." şeklinde düzenlemeleri içermektedir. 6098 sayılı TBK'nın 154. Maddesinde zaman aşımın kesilmesi düzenlenmiş olup, alacaklının dava ve defi yoluyla mahkemeye başvurması, icra takibinde bulunması zaman aşımını kesen sebepler yasada düzenlenmiş bulunmaktadır....
Buna göre sanığın, mağdurları kasten basit yaralama eylemi için, TCK'nin 86/2, 86/3-e maddelerinde öngörülen ceza miktarı gözetilerek, TCK'nin 66/1-e maddesi uyarınca asli zaman aşımı süresinin 8 yıl, uzamış zaman aşımı süresi ise 12 yıldır. Suç tarihi ve zaman aşımını kesen mahkumiyet kararlarının verildiği 18.02.2016 ve 11.02.2021 tarihleri ile hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşme tarihi olan 03.10.2011 tarihi ile denetim süresi içerisinde işlenen suçun suç tarihi olan 22.03.2013 tarihleri arasındaki ''1 yıl 5 ay 19 gün'' durma süresi de dikkate alındığında asli ve uzatılmış zaman aşımı süreleri dolmamıştır....
Dairemizce yapılan değerlendirmede; Alacaklı Arslan Kılıç tarafından borçlular Bekir Narman ve T1 aleyhine 30/06/2010 vade tarihli 9.000 TL ve 30/07/2010 vade tarihli 9.000 TL çekler nedeniyle kambiyo senetlerine mahsus icra takibinin 02/11/2010 tarihinde başlatıldığı, takibin kesinleştiği, takibe dayanak çeklerin keşide tarihlerinin 30/06/2010 ve 30/07/2010 olup ibraz süresinin 03/02/2012 tarihinden önce ibraz edildiği, 6762 Sayılı TTK'nın 726 maddesinde öngörülen 6 aylık zaman aşımı süresine tabi olduğu, icra takip dosyasında 12/08/2016 tarihinden 16/03/2021 tarihine kadar zaman aşımını kesen herhangi bir işlem yapılmadığı anlaşılmakla mahkemece zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılmasına ilişkin kararın yerinde olduğu takip alacaklısının takip sırasında alacağını davalı T2 temlik ettiği, alacağını temlik eden Arslan Kılıç'ın pasif taraf sıfatı husumetinin olmadığına ilişkin iddianın takip ve davada ilgilisi tarafından ileri sürülmesi gerektiği anlaşılmakla usul ve yasaya uygun olduğu...
açılış kapanış saatleri ve emsal dosyalar gözetildiğinde ispatladığı, dini bayramların ilk günü dışında diğer ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı, bu itibarla, İlk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu anlaşılmakla ilk derece mahkemesi kararına karşı davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm tesis edilmiştir....
H.D. 09/11/2020 tarih ve 2017/18726 E–2020/15407 K). 6100 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun 5. maddesine göre, 5 yıllık Zaman aşımı süresi dolmadan, 6098 Sayılı Kanun yürürlüğe girse de Zaman aşımı konusunda yine 818 sayılı Borçlar Kanunu döneminde doğan yıllık izin alacakları yönünden 5 yıllık Zaman aşımı uygulanacaktır. Başka bir deyişle alacak Türk Borçlar Kanunu öncesi muaccel olduğundan Zaman aşımı süresi 10 yıla çıkmayacaktır. Ancak 01.07.2012 tarihinden sonra gerçekleşen fesihlerde 10 yıllık Zaman aşımı süresi uygulanacaktır (Yargıtay 9. H.D. 2017/7544 E–2017/19717 K). 12.10.2017 tarih ve 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu’nun 15. maddesi ile İş Kanunu’na eklenen ek 3. maddede yıllık izin ücretinin beş yıllık zamanaşımına tabi olduğu düzenlenmiştir....