Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, kambiyo senedine dayalı ilamsız takipte takibin kesinleşmesinden sonraki zaman aşımı nedeniyle icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 2004 sayılı İİK'nun 170/b maddesinin göndermesi ile uygulanması gereken aynı Kanun'un 71/2 ve 33/a maddeleri, 6102 sayılı TTK 778/h maddesi göndermesiyle bonolar hakkında da uygulanması gereken aynı kanunun 749/2. maddesi ve 751. maddesi 3. Değerlendirme 1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür. 2....
Mezkur ihbarnamede; Somut olayda, sanığın eylemine uyan basit yaralama suçu için kanunda öngörülen cezanın türü ve üst sınırına göre olağan dava zaman aşımı süresinin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 66/1-e maddesi gereğince 8 yıl, olağanüstü zaman aşımı süresinin ise 12 yıl olduğu nazara alındığında, zaman aşımını kesen son işlem olan sanığın mahkeme huzurunda savunmasının alındığı 25.07.2008 tarihinden, hükmün açıklandığı 19.10.2021 tarihine kadar geçen 13 yıl 2 ay 24 günlük süreden, hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 17.12.2009 tarihi ile denetim süresi içerisindeki suçun işlendiği 22.02.2010 tarihi arasında geçen 2 ay 5 günlük durma süresi çıkarıldığında, bakiye kalan 13 yıl 19 günlük sürede 8 yıllık olağan zaman aşımı süresinin tamamlandığı; yine suçun işlendiği 11.01.2007 tarihinden kararın verildiği 19.10.2021 tarihine kadar geçen süreden durma süresi mahsup edildiğinde geriye kalan 14 yıl 7 ay 3 günlük sürede 12 yıllık olağanüstü zaman aşımı süresinin...
Dosya içeriğine göre zaman aşımı süresi 2022 yılında dolacağından ileri sürülen zaman aşımı defi yerinde değildir. Bu itibarla; ilk derece mahkemesi kararında usul ve esas yönünden yasaya aykırılık bulunmadığı anlaşılmakla, davalı Üniversite vekilinin istinaf başvurusunun esas yönünden reddine dair aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
hak kazanacağı, kıdem tazminatı talebinin kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmadığı, fesih tarihi (15.12.2014) ile daha önce dava konusu edilmeyen kısım yönünden ek davanın açıldığı tarih 05.06.2020 arasında izin ücreti yönünden 5 yıllık zaman aşımı süresinin dolduğu, arabuluculuğa başvuru tarihinde (27.12.2019) da zaman aşımı süresinin geçtiğinden duran sürenin etkisinin bulunmadığı, kabul ve reddedilen miktarlara göre vekalet ücretinin doğru hesaplanarak hüküm kurulduğu, yargılama giderleri yönünden davadaki kabul ve ret oranı gözetilerek yargılama giderlerinin taraflara yükletildiği, taraflar üzerinde bırakıldığı anlaşıldığından ilk derece mahkemesinin kararında isabetsizlik bulunmamaktadır....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı alacaklı tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. İTİRAZ Şikayetçi mirasçı borçlular, alacaklı tarafından iki adet bonoya dayalı olarak başlatılan icra takibinde, ödeme emri tebliğ edilmeden önce dosyanın 3 yıldan fazla işlemsiz bırakılması nedeniyle alacağın zaman aşımına uğradığını, murisleri hakkında da düzenlenmiş bir ödeme emri bulunmadığını belirterek zaman aşımı nedeniyle takibin iptaline karar verilmesini talep etmişlerdir. II. CEVAP Alacaklı cevap dilekçesinde; davacılar tarafından ileri sürülen zaman aşımı itirazlarının yerinde olmadığı gerekçesiyle davanın reddini talep etmiştir. III....
Buna göre davada, gelişen durumun olmadığı da (varlığı iddia ve ispat edilmediği) dikkate alındığında KTK 109/1 ve BK 60 gereğince 2 yıllık kısa zamanaşımı süresi dolduğu gibi, kaza tarihi ile dava tarihi arasında 8 yıllık uzamış zamanaşımı süresi de dolmuştur. O halde, mahkemece 8 yıllık ceza zamanaşımı süresinin dolmuş olmasına, gelişen durumun varlığının iddia ve ispat edilmemesine göre, istinaf eden davalı vekilinin zaman aşımı definin kabulüne karar verilerek hüküm kurulması gerekirken zamanaşımı defi reddedilerek hüküm kurulması doğru olmamıştır. (Benzer yönde Yargıtay 17. Hukuk Dairesinin 2016/19034 E - 2019/7783 K sayılı kararı) HMK'nın 355....
Her ne kadar mahkemece olayda haksız fiil zaman aşımı uygulanmışsa da olayın kendine özgü niteliği gereği davalıyı haksız fiil faili olarak nitelemek somut vaka ile örtüşmemektedir. Bu nedenle haksız fiil zaman aşımı süresinin uygulanması doğru olmamıştır. ... Vakfı kendi iç mevzuatında; vakıf tarafından bir defaya mahsus yapılan yardımlar arasında şehit olan veya herhangi bir nedenle hayatını kaybeden (intihar dâhil) erbaş ve erler için yapılan ölüm yardımını saymış, Yardım Uygulamasına Yönelik Usul ve Esasları belirlerken de 3. maddesinde bir kere yapılan ölüm, maluliyet ve doğum yardımlarının zaman aşımına uğramayacağını hükme bağlamıştır. Şu durumda; mahkemece uyuşmazlığın esasının incelenmesi gerekirken eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile zaman aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi usul ve yasaya uygun olmamış ve kararın bozulması gerekmiştir....
Sözleşmelerin 2.2 maddesi kapsamında İsdemir Gümrük Müdürlüğü belgelerine göre İskenderun limanında son teslimatın 04.12.2011 tarihinde yapılmış olduğu tespit edilmekle işbu davanın açıldığı 04.11.2019 tarihi itibariyle 5 yıllık zaman aşımı süresinin geçmiş olduğu, zaman aşımı süresinin durması ve kesilmesini gerektiren bir halin varlığı da ileri sürülmediğinden davalı yanın süresinde yapılan zaman aşımı def'inin kabulü ile davanın zaman aşımı nedeniyle reddine dair aşağıdaki şekilde karar vermek gerekmiştir....
Bu tarih dikkate alındığında davacının 10 yıllık zaman aşımı süresi olan kıdem ve ihbar tazminatı ile 5 yıllık zaman aşımı süresi olan yıllık izin alacağının zaman aşımına uğramadığı (Yargıtay 9.HD. 2021/6019 E. Ve 2021/10945 K.) değerlendirilmiştir. Yukarıda açıklanan nedenlerle ilk derece mahkemesi kararının dayandığı deliller ve delillerin taktirinde bir isabetsizlik olmadığı gibi HMK'nın 355. maddesi kapsamında kamu düzenine de aykırı bir husus bulunmadığı, ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu anlaşılmakla davalı tarafından yapılan istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1- b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmesi gerekmiş ve aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davalı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; cevap dilekçesindeki beyan ve savunmalarını tekrar ile istinaf talebinin kabulü ile kararın müvekkili lehine kaldırılmasını istemiştir. DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 71/2. Maddesi yollaması ile İİK 33/a maddesine dayalı takibin kesinleşmesinden sonraki dönemde zamanaşımı itirazı ile icranın geri bırakılması istemine ilişkindir. İİK'nın 71/2 maddesi uyarınca, borçlu takibin kesinleşmesinden sonraki devrede borcun zaman aşımına uğradığı ileri sürülecek olursa, 33/a maddesi hükmü kıyasen uygulanır. Borçlunun takibin kesinleşmesinden sonraki döneme ilişkin olarak, İİK'nın 71/2 ve 33/a maddelerine dayalı zaman aşımı isteminin incelenmesi, bu istemin belli bir sürede ileri sürülmesi koşuluna bağlı değildir....