Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca ödeme emri tebliğinin usulsüzlüğü nedeniyle tebliğ tarihinin düzeltilmesi isteminin reddine ilişkin icra memur işlemini şikayet, takibin durdurulması, haciz ve yakalamanın kaldırılması istemine ilişkindir. Davacı ve dava dışı borçlu hakkında başlatılan icra takibinde, 7 örnek ödeme emri T.K'nın 21/1 maddesi gereğince 27/01/2020 tarihinde tebliğ edilmiş, davacı ve diğer borçlu vekili Av. T2 tarafından 04/02/2020 tarihinde borca itiraz dilekçesi verilmiştir. Dava dilekçesinde usulsüz tebligattan, ev adresinde eşe yapılan tebliğ işlemi ile haberdar olunduğu belirtilmiş ve öğrenme tarihi açıkça belirtilmemiş ise de, davacının borca itiraz dilekçesinin verildiği 04/02/2020 tarihinde takipten haberdar olduğu ve bu tarih esas alınsa bile, usulsüz tebliğ işleminin 7 günlük yasal süre içinde şikayet konusu yapılmadığı anlaşıldığından, kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

H Ü K Ü M : Yukarıda açıklanan nedenlerle; 1- Davalı vekilinin istinaf kanun yolu başvurusunun kabulüyle Maçka İcra Hukuk Mahkemesinin 23/11/2022 tarih ve 2022/15 Esas, 2022/20 Karar sayılı kararının HMK'nun 353/(1)-b-2. maddesi gereğince KALDIRILMASINA, 2- KALDIRILAN KARARIN YERİNE GEÇMEK ÜZERE; "1- Tebligatın usulsüzlüğüne ilişkin şikayetin KABULÜNE, Maçka İcra Dairesinin 2022/229 Esas sayılı dosyasında vekil ile temsil edildiği sabit olduğundan şikayet eden tarafa yapılan tebligata 16/11/2022 tarihinde ıttıla kespetmiş SAYILMASINA, 2- Kesinleşmeyen takipte konulan tüm icrai hacizlerin yok hükmünde olduğunun tespiti ile HACİZLERİN KALDIRILMASINA, 3- Şikayet memur işleminden kaynaklanmakta olup Harçlar Kanununun 13/d maddesi gereğince harçtan muaf bulunduğundan, fazla alınan 80,70- TL harcın istek halinde ödeyene İADESİNE, 4- Davacı tarafından harcaması yapılan 50,00 TL'nin davalıdan alınarak DAVACIYA VERİLMESİNE, 5- Harcanmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran/şikayet...

mernis adresine yönelik usulsüz tebligata ilişkin açılmış şikayet davası ve gecikmiş itiraz bulunmadığından borçlunun takipten haberdar olduğu kanaatiyle meskeniyet şikayetinin yasal süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle şikayetin usulden reddine karar verildiği görülmektedir....

    Borçlunun icra mahkemesine başvurusu, İİK'nun 16. maddesi kapsamında şikayet niteliğinde olup, aynı Yasanın 18/3. maddesi gereğince, şikayetin incelenmesi konusunda duruşma yapılmasına gerek olup olmadığı hususu icra mahkemesinin takdirine bırakılmış ise de, başvurunun yukarıda açıklanan niteliği göz önüne alındığında, icra mahkemesi takdirini duruşma açılması yönünde kullanmalı, tarafların iddia ve delilleri toplanarak varılacak sonuç çerçevesinde karar verilmelidir. O halde mahkemece, yukarıdaki açıklamalar ışığında duruşma açılarak, borçlunun ikinci kez gönderilen ödeme emri tebliğ işleminin usulsüzlüğüne ilişkin iddiası nazara alınmak suretiyle, söz konusu tebliğ işlemi hakkında tarafların varsa iddia ve delilleri toplanarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, savunma hakkını kısıtlar şekilde ve şikayet konusu tebligata ilişkin değerlendirme yapılmadan, dosya üzerinden eksik inceleme ile hüküm tesisi isabetsizdir....

      Dava niteliği itibari ile usulsüz tebligat şikayeti kesinleşmeksizin hacizlerin kaldırılıp kaldırılamayacağına dair açılmış şikayet davasıdır. Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. İcra Mahkemesi kararları verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğurur. Ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Yukarıda alıntı yapılan Yargıtay 12....

      yapılan tebligatın usulsüz olduğunu, bu nedenlerle usulsüz tebligatın iptaline, Tebligat Yasasının 32.maddesi gereğince usulsüz olarak gerçekleşen işbu ödeme emri tebliğinin ıttıla tarihi olan 16/03/2020 olarak düzeltilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir....

      Yerleşik Yargıtay uygulamasına göre; kıymet takdiri veya satışa hazırlık işlemlerinden kaynaklanan nedenlerle ihalenin feshi isteminde bulunulabilmesi için, usulsüz olduğu ileri sürülen hususun, ihaleden önce şikayetçi tarafından öğrenilmemiş olması, öğrenilmiş ise İİK'nın 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük sürede icra mahkemesi nezdinde şikayet konusu yapılmış olması gerekir. Satışa hazırlık işlemlerine ve kıymet takdirine yönelik şikayet üzerine mahkemece verilecek kararlar kesin olmakla beraber, süresinde şikayet hakkının kullanıldığı hallerde, icra mahkemesi kararının, ihalenin feshi aşamasında incelenmesi mümkündür. Şikayetçi, fesih nedeni olarak ileri sürdüğü kıymet takdiri ve ihaleye hazırlık dönemine ilişkin bir durumu, yasal sürede icra mahkemesinde şikayet yoluyla ileri sürmez ise, yasanın öngördüğü bu olanağı yasal süresi içerisinde kullanmadığından daha sonra aynı nedene dayalı olarak ihalenin feshini isteyemez....

      Başsavcılığına verilen 04.08.2014 tarihli şikayet dilekçesinde ve ayrıca borçlu Orçun Solmaz’ın Savcılığa bizzat verdiği 08.08.2014 tarihli beyanında, tehditle boş senet imzalatıldığının, senedin sonradan keyfi olarak 400.000 TL miktar şeklinde doldurulup İstanbul 4. İcra Müdürlüğünün 2014/21785 Esas sayılı dosyasında takibe konulduğunun bildirildiği görülmektedir.Bu durumda, borçlunun, takipten ve usulsüz tebliğ işleminden en geç 08.08.2014 tarihinde haberdar olduğu, ancak bu tarihten itibaren İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen (7) günlük şikayet süresini geçirdikten sonra 05.06.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmaktadır.O halde mahkemece, usulsüz tebligata ilişkin şikayetin ve buna bağlı olarak yetki itirazının süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir.”denilmektedir....

      Somut olayda, şikayetçi vekili dilekçesinde ve icra dosyasına sunduğu itiraz dilekçesinde haciz ihbarnamelerinden 08.01.2016 tarihinde haberdar olduklarını bildirdiğine göre, beyan edilen bu ıttıla tarihine nazaran yasal şikayet süresinin son günü 15.01.2016 Cuma mesai bitimi olduğundan, 18.01.2016 tarihinde yapılan usulsüz tebligata yönelik şikayet, İİK'nun 16/1 maddesinde öngörülen yasal 7 günlük sürenin geçmesinden sonra olmakla, süresinde değildir. O halde mahkemece, istemin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/04/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....

        Ancak, adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından lehtar olarak gösterilemeyeceğine dair dava sebebi kambiyo hukukuna ilişkin şikayet niteliğindedir.Yine, keşidecinin ( adi ortaklığın ortağı)-borçlu T1 olduğu, lehtarın adi ortaklık olduğu kabul edilirse bu defa borçlu ile lehtarın aynı kişi olacağı, iddiası alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesine ilişkin kambiyo hukukuna dair şikayet niteliğindedir. Lehtar adi ortaklığın çift imza ile temsil edildiği oysa ilk ciroda tek imza bulunduğu bu nedenlerle ciro silsilesinin bozulduğu, iddiasıda , kambiyo hukukuna ilişkin şikayet niteliğindedir. 30.11.2016 tarihli çekin keşide tarihinde tahrifat olduğu, parafın müvekkiline ait olmadığı aynı çekte karşılıksız kaşesi bulunmadığı, iddiaları da kambiyo hukukna ilişkin şikayet niteliğindedir. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığından adi ortaklık aleyhine takip yapılamayacağı iddiası da Y.12.HD.nin 2018/10648 E. 2019/13975 K. sayılı emsal içtihadına göre şikayet sebebidir....

        UYAP Entegrasyonu