WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Hukuk Genel Kurulunun 05.06.2001 tarih ve 1991/12-258 E., 1991/344 K. sayılı kararında da açıklandığı üzere "...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir". Buna göre, borçlu usulsüz tebligattan 30.07.2013 tarihinde haberdar olduğunu belirtmiş olup, şikayet dilekçesinde 16.07.2013 tarihinin bulunması şikayete konu tebligattan bu tarihte haberdar olduğu anlamına gelmeyeceği gibi, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince yasal 7 günlük süre içinde de (01.08.2013 tarihinde) icra mahkemesine başvurduğundan şikayetin süresinde olduğu anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, borçlunun usulsüz tebligata ilişkin şikayetinin yöntemince araştırılıp incelenmesi ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken; adı geçen borçlunun isteminin gecikmiş itiraz olarak değerlendirilmesi suretiyle yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsizdir....

    İstinafa konu kararın usulsüz tebligat şikayetine dair olduğu, davacı vekili beyanlarında dosya içerisinde yaptıkları tetkikte tebligatın usulsüzlüğünün tespiti ile ödeme emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiş, ilk derece mahkemesince yapılan araştırmada, davacı tarafın mernis adres araştırmasında tebligat yapılan adres ile davacının tebliğ tarihindeki mernis adresinin farklı olduğu, bu anlamda davacı tarafa yapılan tebligatın usulsüz olduğu anlaşılmıştır....

    Dava niteliği itibari ile usulsüz tebligat şikayeti kesinleşmeksizin hacizlerin kaldırılıp kaldırılamayacağına dair açılmış şikayet davasıdır. Kural olarak icra mahkemesi kararlarının uygulanması için kesinleşmesi gerekmez. İcra Mahkemesi kararları verildikleri tarih itibariyle hüküm ve sonuç doğurur. Ayrıca usulsüz tebligat şikayetlerine ilişkin kararların infazı için kesinleşmesi gerektiğine dair özel yasal bir düzenleme de bulunmamaktadır. Yukarıda alıntı yapılan Yargıtay 12....

    İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, müvekkilinin takibi 05/05/2021 tarihinde banka hesaplarına uygulanan haciz neticesinde öğrendiğini ve aynı gün içinde icra dosyasına vekaletname sunulduğunu, kararın aksine tebliğ tarihinin 26/04/2021 değil, öğrenme tarihi olan 05/05/2021 tarihi olduğunu, uyuşmazlık usulsüz tebligat şikayeti ile borca itirazdan kaynaklanmakta olup, şikayet süresinin fiilin öğrenme tarihinden itibaren 7 gün olduğunu, usulsüz tebligat ile takibe dayanak belgenin eklenmemesi sebebiyle takibin iptaline yönelik itirazın, fiili öğrenme tarihi bakımından birbirine paralel olduğunu, usulsüz tebligata yönelik şikayet süre yönünden reddedilmediyse, bununla bağlantılı olarak aynı süre içinde şikayete konu edilen takip dayanağı belgenin ödeme emrine eklenmemesi sebebiyle takibin iptali talebinin de esasına girilerek değerlendirilmesi gerektiğini, öğrenme tarihinin belirlenmesi açısından şikayetçinin bildirdiği tarihin esas olduğunu, takip dayanağı...

    İİK’nun 16/1. maddesinde; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere İcra ve İflas Dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır” hükmü yer almaktadır. Yukarıda anılan yasa hükmünden de anlaşılacağı üzere, borçlunun, usulsüz tebligata ilişkin şikayetini, usulsüz tebligattan haberdar olduğunu bildirdiği tarihten itibaren yedi gün içinde icra mahkemesine şikayet yolu ile getirmesi zorunludur. Somut olayda, borçlu, usulsüz tebligattan 20.07.2015 tarihinde haberdar olduğunu bildirdiği halde, icra mahkemesine, bu tarihten itibaren yasal yedi günlük süreyi geçirdikten sonra 03.09.2015 tarihinde başvurmuştur....

      Bu kabule göre de satış ilanı ve şartnamesinde satışa konu taşınır aracın önemli nitelik ve vasıflarının yazılmamasına yönelik iddiaları ile ilgili 7 günlük sürede icra mahkemesinde şikayet başvurusunda bulunulduğu iddia edilmediğine göre; satışa hazırlık işlemlerine yönelik şikayetlerle ilgili süresinde şikayet hakkı kullanılmadığından, buna yönelik şikayetlerin ihalenin feshi aşamasında ileri sürülemeyeceği ve bu şikayetlerin ihalenin feshini gerektirmediği anlaşıldığından, bu yöndeki istinaf isteminin yerinde olmadığı değerlendirilmiştir....

      mahkemesi kararının kaldırılmasına, usulsüz tebligata yönelik şikayetin hak düşürücü süre yönünden reddine, davacının sair itirazlarının icra müdürlüğüne yapılması gerektiğinden esastan reddine karar vermek gerekmiş ve aşağıdaki hüküm kurulmuştur....

      Şikayetçi tarafından açıkça şikayetten vazgeçilmedikçe dosya borcunun ödenmiş olması, icra mahkemesince usulsüz tebligata ilişkin şikayetin incelenmesine engel teşkil etmez. Her dava ve şikayet yapıldığı andaki şartlara göre değerlendirilmelidir. O halde mahkemece, ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin şikayetin esası incelenerek sonucuna göre olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekirken, dosya borcunun ödenmesi sebebiyle "davanın konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına" şeklinde hüküm tesisi isabetsiz olup, Dairemizce kararın belirtilen nedenle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü gerekmiştir. SONUÇ: Borçlunun karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 21.03.2019 tarih 2018/15910 E. - 2019/5038 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nin 366. ve HUMK’nin 428. maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 20/06/2019 gününde oy birliğiyle karar verildi....

        İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama neticesinde, davacı T3 A.Ş,'nin usulsüz tebligata yönelik şikayetinin kabulüne; Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2019/6140 Esas sayılı dosyasında davacıya gönderilen maaş haczi müzekkeresi tebliğ işleminin iptali ile davacının maaş haczi müzekkeresini öğrendiği tarih olan 29/07/2020 tarihinin müzekkereye ıttıla tarihi olarak tespitine, davacılar T1 ve T2 şikayetlerinin kabulü ile; bu davacıların Bursa 14.İcra Müdürlüğünün 2019/6140 Esas sayılı dosyasına borçlu olarak eklenmelerine ilişkin 28/07/2020 tarihli icra memur işleminin iptaline, davacı T1 ihtirazi kayıtla ödediği paranın iadesine yönelik talebi konusunda icra müdürlüğünce işlem yapılması gerektiğinden bu taleple ilgili karar verilmesine yer olmadığına, dair karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : İlk derece mahkemesi kararına karşı, davalı vekili yasal süresi içerisinde istinaf talebinde bulunmuş, gerekli harçlar yasal süresinde yatırılmıştır....

        GEREKÇE; Uyuşmazlık, ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibinde icra emri tebligatın usulsüz tebliğ edildiği şikayeti ve icra emrinin iptali talebine ilişkindir. Adana 12.İcra Dairesinin 2019/4465 esas sayılı dosyası incelendiğinde, takip türünün ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamlı icra takibi olduğu, davacıya gönderilen kapalı tebligatın 14/03/2019 tarihinde düzenlendiği, icra emrinde icra dairesinin banka hesap bilgilerinin ve takip dayanağı belgelerin belirtildiği görülmüştür. Mahkemeye 21.03.2019 tarihinde tevzi edilen davanın reddine karar verildiği, kararın davacı vekili tarafından istinaf edildiği anlaşılmıştır. A- İcra emrinin usulsüz tebliğ edildiği şikayetine yönelik istinaf incelemesinde: Borçlunun İİK'nun 16/1.maddesinde öngörülen yasal sürede icra mahkemesine başvurarak tebliğ işleminin usulsüz olduğunu ileri sürdüğü ve ayrıca sair şikayet ve itirazlarını bildirdiği görülmüştür....

        UYAP Entegrasyonu