Dava dilekçesinde davacının takipten 14/12/2020 tarihinde haberdar olduğu belirtilmiş ve 15/12/2020 tarihinde icra dosyasına itiraz edilmesi karşısında, davacının icra takibini öğrendiğini bildirdiği tarihe göre, 11/03/2021 tarihinde yapılan usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmadığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımından reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçe ile şikayetin kabul edilmesi doğru olmamıştır. Davacının usulsüz tebliğ şikayetinin yasal süresinde olmaması karşısında, takip kesinleşmiş olmakla, icra müdürlüğünün 11/02/2021 ve 05/03/2021 tarihli kararlarında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, davacının icra memur işlemlerine yönelik şikayeti de yerinde görülmemiştir....
Hukuk Genel Kurulu'nun 05.06.1991 tarih ve 1991/12-258 esas, 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “...usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın, bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü icra mahkemesi önüne getirmesi gereklidir”. Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi, karşı tarafça ancak yazılı belge ile ıspatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere, beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ıspat edilemez. Somut olayda, alacaklı vekilince borçlunun usulsüz tebligat şikayetinden sonra 10.02.2015 tarihinde icra dairesine sunduğu haricen borçlunun kısmi ödeme yaptığına dair 20.03.2014 tarihli belgenin tarihi borçlunun tebligata muttali olduğu tarih olarak kabul edilemez....
Gerekçe ve Sonuç Borçlu şirketin ticaret sicilinde kayıtlı adresi ile mersis kayıtlarındaki adreslerinin birebir örtüşmediği, bu durumda mersis kayıtları esas alınarak borçluya Tebligat Kanununun 35. maddesine göre tebligat yapılamayacağı, tebliğ işleminin usulsüz olduğu gerekçesi ile borçlu şirkete usulsüz tebliğ edilen ödeme emri tebligatının tebliğ tarihinin usulsüz tebligata ıttıla tarihi olarak bildirilen 01.07.2021 tarihi olarak düzeltilmesine karar verilmiştir. IV. İSTİNAF A. İstinaf Yoluna Başvuranlar İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde alacaklı istinaf başvurusunda bulunmuştur....
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Ceza Mahkemesi SUÇ : 2004 Sayılı Kanuna Aykırılık HÜKÜMLER : Şikayet Hakkının Düşürülmesi Yerel Mahkemece bozma üzerine verilen hükümler temyiz edilmekle; başvurunun süresi, kararın niteliği ve suç tarihine göre dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü: Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi. Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede; I-Sanıklar ..., ..., ..., ... ve ... hakkında kurulan şikâyet hakkının düşürülmesine yönelik hükümlerin incelenmesinde; 7201 sayılı Tebligat Kanun'un bilinen adrese tebligatı düzenleyen 10. maddesinin 1. fıkrasına göre tebligat, muhatabın bilinen en son adresinde yapılır. "Tebligat Kanunu'nun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin 16. maddesine göre "Tebligat, öncelikle tebliğ yapılacak şahsın bilinen en son adresinde yapılır....
olan adrese MERNİS şerhi ile çıkarıldığından tebligat işleminin usulsüz olduğunun anlaşılması karşısında; usulsüz tebligat nedeniyle hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararın kesinleşmediği bu nedenle de denetim süresinin başlamayacağı gözetilmeden yazılı şekilde hükmün açıklanmasına karar verilmesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazı bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK'nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 02.06.2021 gününde oybirliğiyle karar verildi....
davalı tarafından yargılama aşamasında ileri sürülmediği gerekçesi ile davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine, usulsüz tebligata yönelik şikayetin kabulü ile tebliğ tarihinin 05/09/2018 tarihi olarak düzeltilmesine, takip şekline göre yetkiye ve borca itiraz icra müdürlüğüne sunulması gerektiğinden bu itirazların reddine karar verilmiştir....
Yukarıda yapılan değerlendirmeler neticesinde, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin süre aşımı nedeniyle, icra müdürlüğünün takibin durdurulmamasına dair kararına karşı yapılan şikayet ile takibin durdurulmasına ilişkin taleplerin esastan reddine karar verilmesi gerekirken, usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne ve hacizlerin kaldırılmasına dair karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup söz konusu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerekli kılmadığı anlaşıldığından, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK'nın 353/1- b.2. bendi gereğince yerel mahkeme kararının kaldırılmasına, şikayetin reddine dair karar verilerek aşağıdaki şekilde hüküm kurmak gerekmiştir....
Bu durumda, yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden üçüncü kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan mahkemece şikayetin kabulü gerekirken, yazılı şekilde reddi isabetsiz olup, Dairemizce kararın belirtilen nedenlerle bozulması gerekirken, onandığı anlaşılmakla, karar düzeltme isteminin kısmen kabulü gerekmiştir. SONUÇ : Üçüncü kişi mirasçısının karar düzeltme isteminin kısmen kabulü ile Dairemizin 22.01.2015 tarih ve 2014/34117 E. -2015/1493 K. sayılı onama ilamının kaldırılmasına, mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), 23.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 04.07.2014 olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçi üçüncü kişinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
O halde yukarıdaki açıklamalar ışığı altında şikayet eden 3. kişiye yapılan tebliğ işlemleri usulsüz olduğundan şikayetin kabulü ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin iptaline, birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin 06.06.2014 olarak düzeltilmesine ve hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde istemin reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir. SONUÇ : Şikayetçinin temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 08.09.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....