Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Davalı alacaklı vekili cevap dilekçesinde özetle; haciz aşamasında taşınmazın tapu kaydının borçlu adına olduğunu bu nedenle haczin geçerli bir haciz olduğunu, icra müdürlüğü tarafından haczin kaldırılması talebinin reddine dair verilen kararın doğru olduğunu beyan etmiş, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir. Diğer davalılar cevap dilekçesi sunmamışlardır. İlk derece mahkemesi kararında; davacıların taşınmazı hacizli olarak satın almaları gibi bir durumun olmadığı, kesinleşen tapu iptali ve tescil kararı ile taşınmazda hak sahibi oldukları bu nedenle haczin usul ve yasaya uygun olmadığı ve kaldırılması gerektiği gerekçesiyle şikayetin kabulüne, 18/01/2019 tarihli müdürlük kararının kaldırılmasına ve şikayetçi vekilinin talebi doğrultusunda işlem yapılmasına karar verilmiştir....

Somut olayda; borçlunun adına kayıtlı Kocaeli İli Darıca İlçesi Bağlarbaşı Mh 2581 Ada 2 Parsele kayıtlı taşınmazda bulunan A Blok Zemin Kat 2 nolu bağımsız bölümde kayıtlı mesken vasıflı taşınmaza 15/04/2021 tarihinde haciz konulduğu, alacaklı vekilinin 16/04/2021 tarihli talebi ile borçlunun dava konusu olan taşınmazı da açıkça belirtilmek suretiyle, borçlu adına 103 davetiyesi gönderilmesini talep ettiği, icra müdürlüğünce davetiye üzerine "103 davetiyesi" ibaresi yazıldığı ve şikayetçi vekiline 04/05/2021 e-tebligat yoluyla tebliğ edildiği, borçlu tarafından zarfın içinden 103 davetiyesi çıkmadığı iddia edilmekle birlikte "tebligatın içeriğinde yalnızca haczin konulması talebi ve talebin kabul kararı bulunmakta olduğu" hususunun ikrar edildiği, bu durumda 103 davetiyesi gönderilmese bile borçlunun şikayet konusu haczi 04/05/2021 tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir....

Öte yandan, borçlunun kendisine gönderilen tebligatm usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması "şikayet" olup, İİK'nun 16/1. maddesi gereğince, şikayetin, öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması gereklidir (HGK'nun 05/06/1991 tarih ve 91/12- 258 E. - 91/344 K. sayılı karan). Somut olayda: Şikayete konu takip dosyasının incelenmesinde; şikayetçinin şikayet dilekçesinde usulsüz olduğunu belirttiği ödeme emri tebliğ işleminden sonra kendisine 12.09.2019 tarihinde "Borç Muhtırası" tebliğ edildiği görülmektedir. Şikayetçinin ise borç muhtırasına yönelik tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair bir iddia ve şikayeti olmadığı anlaşıldığından, şikayetçinin en geç 12.09.2019 tarihinde takipten ve tebliğlerden haberdar olduğunun kabulü gerekir. Dolayısıyla şikayetçinin, ödeme emri tebliğ işleminin usulsüz olduğuna dair 04.01.2021 tarihinde mahkememize yaptığı başvuru 7 günlük sürede değildir....

İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 08/03/2022 NUMARASI : 2022/23 ESAS- 2022/256 KARAR DAVA KONUSU : USULSÜZ TEBLİĞ NEDENİ İLE ŞİKAYET KARAR : TARAFLARIN İDDİA VE SAVUNMALARININ ÖZETİ: Davacı-borçlu vekili dava dilekçesinde özetle; İstanbul 31....

Şti. aleyhine kambiyo senetlerine özgü haciz yoluyla icra takibi yapılmış, takibin kesinleşmesi üzerine davacıların maliki olduğu taşınmaza borçlunun kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince borçlu adına tescil edilmesi gerekeceği gerekçesi ile haciz uygulanmış, taşınmaz maliklerince haczin kaldırılması istenilmiş, mahkemece şikayetin kabulüne karar verilmiştir. Uyuşmazlık; kat karşılığı inşaat sözleşmesi uyarınca borçluya düşecek taşınmazların kaydına uygulanan haczin kaldırılması istemine yöneliktir. Hukuk Genel Kurulu'nun 07/04/2004 tarih ve 2004/12- 210 Esas, 2004/208 Karar sayılı kararında da açıklandığı üzere, taşınmazın borçlunun borcu nedeniyle haczedilebilmesi için haciz tarihinde borçlu adına kayıtlı olması zorunludur. Takipte borçlu sıfatı bulunmayan üçüncü kişinin, mülkiyeti kendisine ait taşınmaza konan haczin kaldırılmasını icra mahkemesinden şikayet yolu ile isteme hakkı vardır. 4721 sayılı TMK'nun 705/1. maddesi; "Taşınmaz mülkiyetinin kazanılması tescille olur....

Somut olayda, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin Bölge Adliye Mahkemesi’nce kabulü ve kararın kesinleşmesi üzerine borçlunun itirazının geçerli hale gelmesi, İİK'nun 361. maddesi koşullarının oluştuğunun kabulü için yeterli olmadığı gibi takibin kesinleşmemiş olması da borçlu tarafından ödenen ve alacaklı tarafından tahsil edilen paranın iadesini gerektirmez. Öte yandan; açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12-177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı). Bu nedenle ilk derece mahkemesinin davanın konusuz kaldığına yönelik kararı isabetsizdir....

    bulunulduğunu, ancak taleplerinin reddedildiğini, bu nedenlerle 26.10.25015 tarih ve 8636 sayılı kat karşılığı inşaat sözleşmesine yönelik yapılmış 04/12/2018 tarihli ve yapılacak haciz işlemlerinin durdurulmasına/iptaline, haczin devam ettiğine yönelik Belediyeye yazılan 14/02/2020 tarihli bilgi yazısının iptaline karar verilmesini talep etmiştir....

    Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; borçlunun gecikmiş itiraz talebinin reddine, kötü niyetli olarak itirazda bulunduğu için asıl alacağın %20'si oranında icra-inkar tazminatına mahkum edilmesine ve yargılama giderleri ile vekalet ücretinin karşı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi tarafından; "şikayet olunan tarafından şikayet eden aleyhine genel haciz yoluyla takip başlatıldığı, şikayet edene yapılan ödeme emrine ilişkin tebliğde, tebligatın muhatabın çarşıda olduğunu ve birlikte çalıştığını beyan eden Anıl Mert isimli şahsa yapıldığı anlaşılmıştır. 7201 sayılı Tebligat Kanunun 12. maddesine göre, hükmi şahıslara tebligat selahiyetli mümessillerine, bunlar birden fazla ise birine yapılır....

    Müdürlüğü'nün 2008/12299 E. sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde paranın şikayet olunan ile birlikte müvekkiline ½ oranında garameten paylaştırılması gerekirken müvekkiline pay ayrılmaması nedeniyle sıra cetvelinin usulsüz olduğunu ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini talep ve şikayet etmiştir. Şikayet olunan vekili, şikayetin reddini savunmuştur. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre; şikayetçinin alacaklı olduğu ... .... ... Müdürlüğü dosyasının takipsiz bırakılması nedeni ile işlemden kaldırılması üzerine bu dosyada konulan haczin de aynı tarihte hükümsüz kalacağı ve bundan sonra dosyanın yenilenmesi üzerine gönderilen yeni haciz müzekkeresi ile konan haczin önceki haczin devamı olmayıp, yeni bir haciz olacağı, ayrıca ... .... ......

      DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, meskeniyet iddiasının yanında usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir. HMK'nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi usulen zorunludur. Somut olayda, davacı borçlu tarafça, meskeniyet şikayetin yanında, 103 davetiyesinin usulsüz tebliği şikayetinde de bulunulmuş, mahkemece, belirtilen bu hususlardan, davacının usulsüz tebligat şikayeti konusunda olumlu ya da olumsuz herhangi bir değerlendirmede bulunulmamış ve hüküm kurulmamıştır. Her ne kadar, kararın gerekçesinde tebligat usulsüzlüğü ile ilgili değerlendirme yapılmış ise de; kısa kararda bu talep yönünden herhangi bir değerlendirmede bulunulmamıştır....

      UYAP Entegrasyonu