Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

karar müvekkiline tebliğ edilmediğinden bu hususun müvekkilinin itirazının devam ettiği düşüncesine ittiğini, davanın kabulü ile davalı tarafın müvekkiline ikinci haciz ihbarnamesi gönderdiğini, ancak ihbarnamenin tebliğinin muhtara yapıldığını ve usulsüz olduğunu, müvekkilinin bu ihbarname hakkında bilgi sahibi olamayıp itiraz edemediğinden üçüncü haciz ihbarnamesi gönderildiğini, üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinin de Tebligat Kanununa aykırı bir şekilde müvekkilinin reşit olmayan 16 yaşındaki oğluna yapıldığını, usulsüz tebliğ edilen üçüncü haciz ihbarnamesi nedeniyle ihbarname içeriğinde belirtilen 15 günlük menfi tespit davası açma süresinin kaçırılmasına sebebiyet verdiğini, müvekkili üzerine kayıtlı malvarlıklarına haciz şerhi işletildiğini, söz konusu tebligatın usulsüzlüğü nedeniyle haciz kesinleşmemiş olacağından usulsüz haczin de kaldırılması gerektiğini, müvekkilinin usulsüz tebliğ edilen İcra İflas Kanunu madde 89/2 ve 89/3'e göre gönderilen tebligatların öğrenme tarihinin...

Hukuk Mahkemesi Taraflar arasında görülen sıra cetveline şikayet sonucunda verilen hükmün düzeltilerek onanmasına ilişkin Dairemizin 03.04.2013 gün ve 2013/1741 Esas, 2013/2116 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi şikayetçi vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü: - KARAR - Şikayetçi vekili, borçlu ... adına kayıtlı taşınmazın ....05.2012 tarihinde ihale sonucu satıldığını, taşınmaz üzerinde birden fazla haciz olması sebebiyle ....07.2012 tarihinde sıra cetveli düzenlendiğini, davalı ... tarafından ihtiyati haciz kararı üzerine başlatılan takipte borçluya ödeme emrinin usulsüz olarak tebliğ edildiğini ve haczin kesin hacze dönüşmediğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptaline karar verilmesini istemiştir. Şikayet olunan Halil vekili, şikayete karşı beyanda bulunmamıştır. Şikayet olunan ... vekili, şikayetin reddini reddini istemiştir. ... Mahkemesi’nce, tüm dosya kapsamına göre; şikayet olunan ...'...

    Bu maddenin uygulanabilmesi için usulsüzde olsa yapılmış bir tebligat bulunmalıdır.Hukuk Genel Kurulunun 5.6.1991 tarih ve 1991/12-258 esas ve 1991/344 karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere “..usulsüz tebliğ işlemini öğrenen muhatabın bu tebliği öğrendiği tarihten itibaren yedi gün içinde şikayet yolu ile tebligatın usulsüzlüğünü İcra Mahkemesi önüne getirmesi gereklidir.” . Borçlunun bildirdiği öğrenme tarihi esas olup, bu tarihin aksi karşı tarafça ancak yazılı belge ile ispatlanabilir. Hukuk Genel Kurulunun 12.02.1969 tarih ve 1967/172-107 sayılı kararında da benimsendiği üzere beyan edilen öğrenme tarihinin aksi tanık beyanıyla ispat edilemez. Muhatap, şikayet dilekçesinde öğrenme tarihi bildirilmemiş ise en geç şikayet tarihinde öğrendiğinin kabulü gerekir.Somut olayda borçlu vekilinin 23.09.2014 tarihinde icra takip dosyasına vekaletname sunduğu, şikayet konu ödeme emri tebliğ işleminin ise 25.09.2014 tarihinde yapıldığı görülmüştür....

      SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenle şikayet olunan vekilinin karar düzeltme itirazının kabulü ile Daireimizin 05.07.2012 gün ve 2012/2078-4656 E.K. sayılı bozma kararının kaldırılmasına ve Mahkeme kararının ONANMASINA, aşağıda yazılı evvelce alınması gereken onama harcının şikayetçi ...'den alınmasına, peşin alınan karar düzeltme harcının istek halinde şikayet olunan ...'e iadesine, ....03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

        İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2020/1080 esas sayılı dosyası üzerinden açılan itirazın kaldırılması davasını bekletici mesele yapmadan şikayetin kabulüne karar verdiğini söyleyerek kararın kaldırılmasını istemiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE: İncelenen icra dosyası fotokopisi ve tüm dosya kapsamına göre; davacı aleyhine 04/05/2018 tarihinde ilamsız icra takibine gidildiği, davacı takip borçlusunun 04/06/2018 tarihinde muhabere yolu ile dosyaya itiraz dilekçesi verdiği, ayrıca ödeme emrinin usulsüz tebliğ edildiğinden bahisle tebliğ tarihinin düzeltilmesi için şikayette bulunduğu, İstanbul 11. İcra Hukuk Mahkemesi'nin 2018/397 Esas sayılı dosyasında 10/10/2018 tarihli karar ile usulsüz tebligat şikayetinin kabulüne karar verildiği, karara karşı istinaf yoluna başvurulduğu, İstanbul BAM 20....

        Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle; davacının süresi içinde dava açmadığını, tebligatın usulüne uygun olduğunu, davacının şikayet süresinin zaman aşımına uğradığını, Yalova 3. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2013/140 esas sayılı dosyasında ve Yalova Cumhuriyet Başsavcılığı Bakanlık Muhabere Bürosu'nun 2018/1710 Soruşturma sayılı dosyasında davacının icra dosyasından haberdar olduğunu, ayrıca icra dosyasında da davacının haciz kaldırma taleplerinin olduğunu belirterek, mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir. DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ ve GEREKÇE : Tüm dosya kapsamı uyarınca; uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayetine ilişkindir....

        Davacı vekili istinaf başvurusunda özetle; hukuka aykırı şekilde borçlu olmamasına rağmen müvekkiline ait mallar hakkında ihtiyati haciz kararı verildiğini, haczedilen mallar müvekkilin elinde iken haczedildiğinden istihkak iddialarına binaen İİK 99. maddesindeki prosedürün uygulanması, alacaklıya 7 gün içerisinde istihkak davası açması için süre tanınması gerekirken haczin kaldırılması taleplerinin hukuka aykırı olarak reddedildiğini, talepleri doğrultusunda işlem tesis edilmediğini, yasaya aykırı olarak dava açılması için taraflarına süre verildiğini, İcra Müdürlüğü tarafından alınan tüm bu kararlar ve yapılan işlemlerin açıkça hukuka aykırı olduğunu, şikayet konusunu salt haczin uygulanışının oluşturmadığını, mahkeme kararının gerekçesinin yerinde olmadığını, aynı zamanda yeterli gerekçelendirmeyi de barındırmadığından kararın kaldırılması gerektiğini, usul ve yasaya aykırı alınan kararlar ve yapılan işlemler nedeni ile müvekkilinin büyük zararına neden olunduğunu, haczedilen kömürlerin...

        İlk derece mahkemesi; şikayet konusu tebliğ mazbatası incelendiğinde, tebliğin aynı işyerinde çalışan Ferda Yılmaz imzasına tebliğ edildiğinin görüldüğü, tebliğ işleminin yetkili temsilcilere neden yapılamadığı hususunda araştırma yapılmadığı ve yetkili temsilciye yapılamama sebebinin mazbataya tevsik edilmediği ve TK'nın 13. maddedeki usul ve aşamalar izlenmeden aynı işyerinde çalışan notuyla tebliğ edildiği, bu şekilde ikmal edilen tebliğ işlemine hukuki sonuç bağlanamayacağı ve dosya kapsamında şikayetçinin icra dosyasından başka bir şekilde haberdar olduğuna dair bilgi ve belge bulunmadığı, şikayetin yerinde görüldüğü ve öğrenme tarihi olarak beyan edilen tarihin tebliğ tarihi olarak düzeltilmesine karar vermek gerektiği, usulsüz tebliğ halinde ödeme emrinin tümden iptali gerekmediği, düzeltilen tebliğ tarihine göre bu tarihten önce gerçekleştirilen hacizler takip kesinleşmeden yapıldığından kaldırılması gerektiği, davalı/alacaklı taraf dava açılmasına sebebiyet vermediğinden ve şikayet...

        GEREKÇE: Uyuşmazlık, davacı üçüncü kişiye gönderilen birinci, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinin tebliğinin usule uygun olup olmadığı, bu nedenle birinci haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi, haciz ihbarnamesine yapılan itirazın süresi içerisinde olduğunun tespiti, davacı hakkındaki haczin durdurulması ve davacı hakkındaki takibin iptali şartlarının oluşup oluşmadığı hususlarında toplanmaktadır. 7201 Sayılı Tebligat Kanunu’nun 32. maddesi gereğince tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır. Muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi olarak kabul edilir. Borçlunun kendisine gönderilen tebligatların usulsüz olduğunu ileri sürerek icra mahkemesine başvurması “şikayet” niteliğindedir. İİK’nun 16/1. maddesi gereğince şikayetin öğrenme tarihinden itibaren 7 günlük sürede yapılması zorunludur. (emsal karar, Yargıtay 12....

        İcra Müdürlüğünce de 06.04.2010 tarihinde İstanbul Ticaret Sicil Müdürlüğü'ne yazı yazılarak Maruf Dindar hisseleri üzerine haciz konulduğu, hisseleri üzerine takyidat kaydı işlendiği, usulsüz olarak konulan takyidat kaydı ve haciz sebebiyle tasfiye sürecini tamamlanamadığını, anonim şirket hissesine yapılacak hacizde, haczin ilgili 3. kişilere ihbar edilmesi gerektiğinin ve bunun şirket pay defterine işlenmesinin gerektiğini, haczin şirkete bildirilmediğini, şirket hisseleri üzerine konulan hacizlerin usulsüz ve kanuna aykırı olduğunu, hacizden tesadüfen haberdar olunduğunu ve bunun üzerine İcra İflas Kanunu 110. maddeye dayanarak süresi içerisinde satışın istenmemiş olması sebebiyle haczin kaldırılmasının talep edildiğini, İstanbul Anadolu 6....

        UYAP Entegrasyonu