Diğer taraftan, haciz ihbarnamelerinde; “borçlunun sizdeki alacağı” denilmek suretiyle haczin neye mümas olduğunun ve haczin hangi miktar için yapıldığının açıkça bildirildiği de görülmektedir. İİK'nun 16. maddesine göre; “Kanunun hallini mahkemeye bıraktığı hususlar müstesna olmak üzere icra ve iflas dairelerinin yaptığı muameleler hakkında kanuna muhalif olmasından veya hadiseye uygun bulunmamasından dolayı icra mahkemesine şikayet olunabilir. Şikayet bu muamelelerin öğrenildiği tarihten yedi gün içinde yapılır.” Şikayetçi vekilinin, yukarıda anlatılanlar dışında öne sürdüğü diğer iddialarına ilişkin olarak, 3. haciz ihbarnamesi tebliğinin usulsüz olduğuna dair bir iddiada bulunmadığı görülmüş olmakla, 1. ve 2. haciz ihbarnamesi tebliğlerinden haberdar olduğu tarihe göre, İİK'nun 16/1. maddesinde öngörülen yasal yedi günlük süreden sonra 10.07.2015 tarihinde icra mahkemesine başvurduğu anlaşılmıştır....
İDDİANIN ÖZETİ: Davacı vekili dava dilekçesinde özetle: müvekkili aleyhine Kambiyo takibi başlatıldığını, müvekkilinin işyeri adresine tebliğe çıkarılan ödeme emrinin hiç bir bildirim yapılmadan, haber kağıdı bile bırakılmadan usulsüz olarak muhtarlığa bırakıldığını, müvekkilinin 30/10/2018 tarihinde icra dosyasından haberdar olduğunu, çıkarılan tebligatın İİK.103.maddesine göre düzenlendiğini, bu sebeple haczedilemezlik kuralı gereği müvekkilinin gayrimenkulü üzerindeki haczin kaldırılmasına ve borcun bulunmadığının tespiti ile takibin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir. İLK DERECE MAHKEME KARARININ ÖZETİ: Mahkemece "Eldeki dava, usulsüz tebligat şikayeti ve takibe itiraza dayanmaktadır. Şikayete dayanak takip, alacaklı davalı tarafça başlatılan Kambiyo takibi olup, mahkememizce ilk olarak, usulsüz tebligat şikayetinin İİK.' nun 16. maddesine göre; yedi (7) günlük yasal süresi içinde olup olmadığı değerlendirilmiştir....
İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARAR ÖZETİ: Mahkemece; usulsüz bir tebligatın, mutlaka geçersiz olmayıp, usulsüz tebligatı, muhatabının öğrenmesi halinde, bu öğrenme tarihi itibarı ile hüküm doğuracağı, anılan maddeden kaynaklanan usulsüz tebligat şikayetinde bulunma hakkının ise, tebligatın muhatabına ait olduğu, tebligatın usulüne uygun yapılıp yapılmadığı hususunun, yalnızca ilgilisinin icra mahkemesi nezdinde İİK'nun 16/1. maddesi kapsamında yapacağı şikayet üzerine mahkemece incelenebileceği, şikayetin usulsüz tebligatın öğrenildiği tarihten itibaren yedi gün içinde yapılması gerektiği, davacının dava dilekçesinde, takip dosyasından ve haciz ihbarnamelerinden 18/11/2019 tarihinde haberdar olduğunu, bu kapsamda itiraz dilekçesi sunulduğunu belirttiği, davacının usulsüz tebliğ edildiğini belirttiği haciz ihbarnamelerine ilişkin şikayet konusu işlemi 18/11/2019 tarihinde öğrenmesine rağmen yedi günlük şikayet süresi geçtikten sonra şikayette bulunduğu gerekçesiyle süresinde yapılmayan usulsüz...
GEREKÇE :Dava İİK'nun 16, 82 ve 83/a maddeleri uyarınca açılmış emekli maaşı üzerine konulan haczin kaldırılması istemine ilişkindir. 5510 sayılı Yasa'nın 93. maddesinde; "Bu kanun gereğince sigortalılar ve hak sahiplerinin gelir, aylık ve ödenekleri, sağlık hizmeti sunucularının genel sağlık sigortası hükümlerinin uygulanması sonucu kurum nezdinde doğan alacakları, devir ve temlik edilemez. Gelir, aylık ve ödenekler 88. maddeye göre takip ve tahsili gereken alacaklar ile nafaka borçları dışında haczedilemez" hükmü yer almaktadır. 28.2.2009 tarihinde yürürlüğe giren 5838 sayılı Kanun'un 32. maddesi ile 5510 sayılı Sosyal Güvenlik Kanunu'nun 93/1. maddesine eklenen fıkra ile; "Bu fıkraya göre haczi yasaklanan gelir, aylık ve ödeneklerin haczedilmesine ilişkin talepler, borçlunun muvafakati bulunmaması halinde icra müdürü tarafından reddedilir" hükmü getirilmiştir. Buna göre muvafakatin geçerli olması için borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması yeterlidir....
İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 04/06/2021 NUMARASI : 2020/239 ESAS - 2021/286 KARAR DAVA KONUSU : İhtiyati Haczin Kaldırılması KARAR : Yukarıda tarih ve numarası yazılı İcra Hukuk Mahkemesince verilen karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yolu başvurusunda bulunulmakla; dosyadaki tüm kayıtlar okunup gereği düşünüldü; Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı tarafça Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi'nin 2020/133 D.İş 2020/136 Karar sayılı ihtiyati haciz kararının Eskişehir 3....
İİK’nun 265’inci maddesinin 1’inci fıkrasına göre, “Borçlu kendisi dinlenmeden verilen ihtiyati haczin dayandığı sebeplere, mahkemenin yetkisine ve teminata karşı; huzuriyle yapılan hacizlerde haczin tatbiki, aksi halde haciz tutanağının kendisine tebliği tarihinden itibaren yedi gün içinde mahkemeye müracaatla itiraz edebilir.” Mahkemece, 21.9.2010 tarihinde yapılan ödeme emri tebligatı ve 1.10.2010 tarihinde icra müdürlüğünün yetkisine ilişkin olarak icra mahkemesine yapılan başvuru tarihinde ihtiyati haczin öğrenilmiş olduğu varsayılmıştır. Ancak 21.9.2010 tarihli tebligat parçasının üzerinde “ödeme emri ve çek sureti” yazılı olup, haciz tutanağının da borçluya gönderildiğine dair bir kayıt bulunmamaktadır. Bunun yanında 1.10.2010 tarihli icra mahkemesine yönelik şikayet dilekçesinde de ihtiyati haciz tutanağının tebliğ alınmış olduğuna dair bir açıklık mevcut değildir....
Bölge Adliye Mahkemesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki borçlu tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Alacaklı tarafından genel haciz yolu ile icra takibine başlandığı, borçlunun icra mahkemesine başvurusunda, sair şikayetleri ile birlikte aile konutu iddiasına dayalı haczedilmezlik şikayetinde bulunarak taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını istediği, ilk derece mahkemesince usulsüz tebliğ şikayetinin kabulüne, diğer şikayetlerin ise süre yönünden reddine karar verildiği, taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, tebligat usulsüzlüğünün de süre aşımı nedeniyle reddine, aile konutu iddiasına dayalı haciz kaldırılması iddiasının ise süreye bağlı olmaksızın şikayet konusu...
ın hisseleri üzerine usulüne uygun haciz konulduğunu, şirkete yapılan bildirimin haczin geçerliliği için aranan bir koşul olarak düzenlenmediğini, haczin şirkete tebliğ edilmediği kabul edilebilecek olsa dahi bildirimin haczin kurucu unsuru olmayıp, yalnızca bildirici niteliğinde olduğunu, davacının iddiasının yerinde olmadığını, davacının daha önce yapmış olduğu 22.10.2010 tarihli haczin kaldırılması talebinin dayanaktan yoksun olduğunu, davacının icra dosyasında taraf olarak yer almadığından haczin kaldırılması hususunda tasarruf yetkisi bulunmadığını belirterek şikayetin dava şartı yokluğunda esasa yönelik inceleme yapılması halinde de esastan reddini istemiştir. III....
Temyiz Yoluna Başvuranlar Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde şikayet eden-borçlu mirasçıları vekili temyiz isteminde bulunmuştur. B. Temyiz Sebepleri İstinaf dilekçesini tekrarla kararın bozulmasını talep etmiştir. C. Gerekçe 1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme Uyuşmazlık, usulsüz tebligat şikayeti ve haczedilmezlik şikayetine ilişkindir. 2. İlgili Hukuk 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, Tebligat Kanunun 21.ve 32. maddesi, İİK'nın 82/4. maddesi. 3....
Bölge Adliye Mahkemesi kararı şikayet edenler tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi ... tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü: I. DAVA Davacılar vekili dava dilekçesinde; ...’ya ait ... İli ... İlçesi 1 Mahalle 982 Ada 388 Parsel kayıtlı taşınmazda eşi ve ... ikamet ettiğini bu evin haline münasip bir aile konutu olduğunu, İİK m.82/2-12 gereğince haline münasip evin haczedilmesi caiz olmadığını, davacı ... yönünden AYM’nin emsal kararına göre aile hayatına saygının ihlali yönünden dava açma ve haczin kaldırılması talebinde bulunma hakkı olduğunu belirterek şikayetlerinin kabulü ile satışın durdurulması ile satışın iptali ve haczin kaldırılmasını talep etmiştir. II. CEVAP Davalı vekili cevap dilekçesinde; öncelikle davacı ...'...