WhatsApp Hukuki Asistan

Yeni

Son Karar yapay zeka destekli hukuk asistanınız artık WhatsApp üzerinden cebinizde. Aşağıdaki hizmetlerden dilediğinizi seçerek WhatsApp asistanınıza soru sorarak hemen kullanmaya başlayabilirsiniz.

Hukuki Destek Alma
Hukuki sorularınız için anında uzman desteği alın
Yargıtay ve BAM Kararı Arama
Emsal kararlar ve içtihatlar için arama yapın
Dava Dilekçesi Hazırlama
Yapay zeka ile hızlı ve profesyonel dilekçeler oluşturun
Sözleşme Hazırlama
Özelleştirilmiş sözleşme şablonları oluşturun
Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet olunan Vergi Dairesi ve .... vekilleri ayrı ayrı, şikayetin reddini istemişlerdir. Mahkemece, iddia, savunma ve dosya kapsamına göre, asıl ve birleşen dosyalarda şikayetçilerin iddialarının sıra cetvelinde şikayet olunanların hem alacaklarının esasına hem de sıralarına yönelik itiraz olduğu ve şikayetlerin genel mahkeme olan .... Asliye Ticaret Mahkemesinde görülmesi gerektiği belirtilerek, mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Kararı, asıl ve birleşen dosyalardaki şikayetçiler vekilleri temyiz etmişlerdir. 1-Asıl ve birleşen dosyalarda şikayet, sıra cetvelinde sıraya ilişkindir. Limited şirket ortak ve yöneticilerinin kamu borçlarından sorumluluğu, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkındaki Kanun'un 35 ve mükerrer 35. maddesi ile VUK'nın 10. maddesinde düzenlenmiştir. 6183 sayılı Kanun'un 35/1. maddesi “(04.06.2008 tarih 5766 sayılı K.'la değ.)...

    İcra ve İflas Kanunu’nun 15. maddesi ise, kanunda tersine hüküm bulunmadıkça, bütün harç ve masrafların borçluya ait olduğunu, bunların neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın borçludan tahsil olunacağını öngörmektedir. Harçlar Kanunu’nun 32. maddesine göre de, ilgilisi tarafından ödenmeyen harçları diğer taraf ödeyebilir ve ödenen bu para sonuçta ayrıca bir isteğe gerek olmaksızın hükümde nazara alınır. Değinilen bu kanun hükümlerine göre, tahsil harcının sorumlusu daima borçludur (İcra ve İflas Kanunu, md.15). Bu harcın, Kanun (492 sayılı Harçlar Kanunu md.28/b) gereği İcra Dairesince alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil edilmesi, sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili değildir; borçlunun söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz....

    Maddesi gereği taraflarından tahsil harcı ve cezaevi harcı alınmaması yönünde talepte bulunduklarını, buna rağmen tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğu gerekçesi ile tahsil harcı alındığını beyanla, davanın kabulü ile 20/12/2019 tarihli kararın iptali ile alınan 36.307,90 TL tahsil harcının taraflarına iadesine karar verilmesini istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince yapılan yargılama sonunda şikayetin reddine karar verilmiştir. İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle, dava dilekçesindeki beyan ve iddialarını tekrar ile istinaf talebinin kabulü ile kararın kaldırılmasını istemiştir....

    Anılan Yasanın 15.maddesinin birinci fıkrası; (icra ve iflas harçlarını kanun tayin eder. Kanunda hilafı yazılı değilse, bütün harç ve masraflar borçluya ait olup neticede ayrıca hüküm ve takibe hacet kalmaksızın tahsil olunur) hükmünü ihtiva etmekle; harçların mahiyetini, miktarını, ödeme zamanını ve şeklini doğrudan doğruya diğer yasalara ve özellikle Harçlar Kanununa bırakmıştır. Yasa koyucu bu madde ile icra ve iflas harçlarının çerçevesini tayin etmiş kanunla alacaklının ödemesi gerekenlerin alacaklıdan, (2548 sayılı Yasada olduğu gibi) diğer harç ve masrafların sonuç olarak borçludan tahsil edilmesi gerektiğini hüküm altına almıştır. İcra harçları 492 sayılı yasaya bağlı (1) sayılı tarifenin yargı harçları kısmının (B/1) bölümünde düzenlenmiştir....

      Mahkemece, davalı bankanın davacının maaşı üzerine haciz koyarak toplamda 11.603,50-TL'lik kesintiler yaptırdığı, bu kesintilerden 10.616,98-TL’ nin icra dosyasına iade edildiği, yapılan tahsilâtların bir kısmının tahsil harcı ve cezaevi harcı olarak kesilmesinin taraflar arasındaki iç ilişkide davacıya karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle davalı tarafından tahsil edilen tüm miktarın davalıdan tahsiline ve davacının maaş haczi nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlara yönelik olarak delil gösteremediği ve manevi tazminatın şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir....

        İcra Müdürlüğünün 2017/8968 E. sayılı dosyasından taşınmazın 880.000,00 TL bedelle taraflarına ihale edildiğini, ihalenin kesinleşmesi üzerine taşınmazın tahsil ve cezaevi harcından muaf olarak taraflarına tescili talep edildiğini, ancak 11/03/2022 tarihli müdürlük kararı ile temlik alacaklısının CEYP harcından muafiyet istisnasının bulunmadığı ve tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğu belirtilerek taleplerinin red edildiğini, müvekkil şirketin 2018 yılından beri faal olan bir varlık şirketi olduğunu, varlık yönetim şirketlerinin beş yıl süre ile ödenecek harçlardan muaf olduklarını, bankadan temlik almış oldukları taşınmazın müvekkil tarafından alacağa mahsuben satın alınması sebebiyle tahsil ve cezaevi harcından muafiyetlerinin bulunduğunu belirterek, müdürlük kararının kaldırılmasını istemiştir. İLK DERECE MAHKEMESİNİN KARARI : İlk derece mahkemesince dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, şikayetin reddine karar verilmiştir....

        Bu madde gereğince, borçlu (iade alacaklısı), alacaklı (iade borçlusu) tarafından tahsil edilen paranın iadesine ilişkin muhtıranın alacaklıya tebliğ edildiği tarihte temerrüt gerçekleştiğinden, bu tarihten itibaren yasal faiz isteyebilir. Ayrıca alacaklıya, cezaevi, tahsil harcı kesilerek ödeme yapıldığından, kendisinden bu miktarlar da düşülerek bakiye alacak talep edilebilir. Somut olayda; alacaklıdan (iade borçlusundan), şikayete konu 04.08.2015 tarihli muhtıra ile taşınmaz satış bedeli olan 81,000 TL'nin, 25.515,00 TL faiziyle talep edildiği, icra dosyasında tahsil edilen 81.000TL alacaklıya ödenirken, tahsil harcı, cezaevi harcı ve gelir vergisi kesilmek suretiyle alacaklıya 71.036,10 TL ödeme yapıldığı ve şikayete konu muhtıranın aide borçlusu olan takip alacaklısına 06.08.2015 tarihinde tebliğ edildiği anlaşılmaktadır....

          07/2018 tarihli işlemlerin kaldırılmasına, müvekkili Kurum hesabından haczen tahsil edilen bedel ile kesilen tahsil ve cezaevi harcının müvekkili kuruma iadesine karar verilmesini istemiştir....

          'den tahsil edilen onun cari hesap borcundan mahsup edilmiştir. Davalı şirket kayıtları üzerinde yapılan incelemede ise ödenen miktar 18.000,00 TL olarak tespit edilmiştir. O nedenle, haricen tahsili takip dosyasına bildirilerek tahsil harcı ve cezaevi harcı ödenmeyen alacak için, soyut kabul ile % 7,2 oranında tahsil harcı eklenmesi, hacizden önce ödeme nedeniyle % 3.6 oranı yerine 7,2 oranı ile hesap yapılması, bunların dışında İİK.nun 15. maddesi uyarınca cezaevi harcının alacaklıya ait olup, borçluya yükletilemeyeceğinin düşünülmemesi usul ve yasaya uygun görülmemiştir.Ayrıca, verilen hüküm ile taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların şüphe ve tereddüt uyandırmayacak açıklıkta belirtilmesi gerekir. (HUMK 388 md.- HMK 294.md.) Bu nedenle hükümde ... 3.İcra Müdürlüğünün dosya numaraları yazılarak bu dosyalar için yapılan ödeme miktarı ile fazla ödemenin bundan sonra istirdadı kararı verilmesi gerekirken, salt istirdat yönünde eksik hüküm kurulması da doğru değildir....

            Mahkemece, Vakıflar Bankası ile Vergi Dairesi alacağının 6183 sayılı Kanun’un 21.II hükmü uyarınca ilk hacze iştirak hakları bulunduğundan şikayetin reddine karar verilmiş, şikayet eden vekili tarafından karar temyiz edilmiştir. 1-Şikayet eden vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir. 2-Şikayet edilen Vakıflar Bankası alacağının 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’da gösterilen takip ve tahsil hükümlerine göre tahsiline imkan sağlayan hüküm, olay tarihinde yürürlüğünü devam ettiren 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na 5020 sayılı yasayla eklenen Ek 5.maddedir. Ne var ki, bu hükme göre Vakıflar Bankası alacağının anılan yasa çerçevesinde tahsili için, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 18.10.2006 gün ve 19-649/661 E.K.sayılı kararında da benimsendiği üzere “üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğurmamak” şartının tahakkuku gerekir....

              UYAP Entegrasyonu