Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Görüldüğü üzere, sözü geçen yasa maddesinde öngörülen muafiyetin, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamaz ise de; başvurma harcı, peşin harç ve vekalet suret harcından muafiyeti içerdiği açıktır. O halde, mahkemece, şikayetçi bankanın, başvurma harcı, peşin harç ve vekalet suret harcına yönelik şikayetinin kabulü gerekirken, bu yöndeki istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/06/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....

    HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir. Mahkemece borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz uygulanamayacağı yönündeki şikayete ilişkin bir hüküm kurulmamış, sadece alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınamayacağına dair şikayet incelenmiş ve bu şikayetin reddine karar verilmiş olduğundan verilen karar HMK'nın 297/2 maddesi göz önüne alındığında usule aykırıdır. Öte yandan Hazine'nin harç kaybına uğraması söz konusu olabileceğinden, harçla ilgili bu şikayetten, ilgili Vergi Dairesinin de haberdar edilmesi gerekirken, sadece alacaklı nezdinde görülerek sonuçlandırılmış olması da doğru görülmemiştir. Anılan bu husus da kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....

    HMK'nın 297/2 maddesine göre, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında hüküm kurulması gerektiği açıkça düzenlemiş olup, bu husus kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir. Mahkemece borçlu belediye tarafından bildirilen taşınmazlar dışındaki taşınmazlara haciz uygulanamayacağı yönündeki şikayete ilişkin bir hüküm kurulmamış, sadece alacaklının muvafakati üzerine bu taşınmazlar üzerindeki hacizlerin kaldırılması aşamasında tahsil harcı alınamayacağına dair şikayet ile taşkın haciz şikayeti incelenmiş ve bu şikayetlerin reddine karar verilmiş olduğundan verilen karar HMK'nın 297/2 maddesi göz önüne alındığında usule aykırıdır. Öte yandan Hazine'nin harç kaybına uğraması söz konusu olabileceğinden, harçla ilgili bu şikayetten, ilgili Vergi Dairesinin de haberdar edilmesi gerekirken, sadece alacaklı nezdinde görülerek sonuçlandırılmış olması da doğru görülmemiştir. Anılan bu husus da kamu düzenine ilişkin olduğundan resen gözetilmelidir....

    "İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi DAVA TÜRÜ : Şikayet Şikayetçi vekili tarafından verilen temyiz dilekçesine ilişkin temyiz harcına rastlanmadığından temyiz harcının yatırılıp yatırılmadığının, yatırılmış ise buna ilişkin makbuzun gönderilmesi, ayrıca temyiz dilekçesinin temyiz defterine kaydedilip kaydedilmediğinin, kaydedilmiş ise hangi tarihte kaydedildiğinin bildirilmesi için dosyanın Mahalline İADESİNE, 05.11.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....

      Bu durumda, şikayet istemi kabul edilen ve kendisini vekil ile temsil ettiren şikayetçi üçüncü kişi yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesi ve harcın da maktu olarak hesaplanması gerekmektedir....

        Yani alacaklı, gerçekte borçlunun sorumluluğu altında bulunan ve ancak yatırılan paradan kesilen tahsil harcını borçludan alma hakkına sahiptir. Zaten alacağın tamamı karşılanana kadar tahsilata devam edilir. 696 sayılı KHK'nin 11. maddesi ile 6219 sayılı Kanuna eklenen geçici 5. maddedeki "kredi alacaklarının tahsili amacı ile banka tarafından açılmış ve açılacak dava ve takiplerde 492 sayılı kanunun 2. 23. ve 29. maddeleri ile 2548 sayılı kanuna göre alınacak harçların banka hakkında uygulanmayacağı" düzenlemesindeki muafiyet, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamadığından mahkemece tahsil harcına ilişkin şikayetin reddine dair verilen kararda herhangi bir isabetsizlik görülmemiştir....

        Görüldüğü üzere geçici 5. maddede belirtilen muafiyet, 492 sayılı Harçlar Kanununun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamamaktadır. Tahsil harcını ödeme yükümlülüğü Harçlar Yasasının 15.maddesine göre borçluya aittir. Ancak Harçlar Kanununun 28/b maddesi gereğince, alacağın ödenmesi sırasında yatırılan paradan tahsil harcının alınması, tahsil harcının sorumlusunun borçlu olduğu yönündeki düzenleme bakımından sonuca etkili olmayıp, takip borçlusu olan davacının söz konusu sorumluluğunu ortadan kaldırmaz. Bu nedenlerle ilk derece mahkemesinin tahsil harcına ilişkin şikayeti red kararı hukuka uygundur. İleri sürülen istinaf sebepleri yerinde olmadığından, davacının istinaf başvurusunun HMK'nun 353- (1)-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermek gerektiği anlaşılmıştır....

        Şikayet olunan şirket ve onun işlemi bu madde kapsamında değildir. Somut olayda, şikayet olunan vekilinin temyiz talebi 22.10.2012 tarihli olup, 01.02.2008 tarihinde kurulan şikayet olunan şirket 5411 sayılı Bankacılık Kanunu'nun 143/5. fıkrası gereğince 5 yıllık istisna süresi içerisinde kararı temyiz etmiş ise de, şikayet olunanın dayandığı ve şikayete konu edilen alacaklar, anılan Kanun'un 143/5. maddesi kapsamında olmayıp ...A.Ş.'den temlik aldığı alacak kamu alacağı olmayan bir alacak olduğundan, alacağı temlik eden banka 5411 sayılı Yasa'nın Geçici 13. maddesi kapsamında harç muafiyeti olmadığından, şikayet olunan ....'nin temyiz isteminin harca tabi olduğu sonucuna varmak gerekmiştir. Hükmü temyiz eden şikayet olunan ......

          DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca tahsil harcına ilişkin icra memur işlemini şikayettir. Şikayet, İcra ve İflas Hukukunda düzenlenmiş kendine özgü bir yol olup, Medeni Usul Hukuku kapsamında bir dava veya kanun yolu değildir. Şikayette tarafların yanlış belirtilmiş veya hiç belirtilmemiş olmasının bir önemi yoktur. Bu eksiklik şikayetin reddini gerektirmez. Şikayetle İcra ve İflas Dairesi işlemlerinin hukuka uygunluğu incelendiğinden, icra mahkemesi şikayet üzerine takip dosyasını getirterek, şikayetle ilgili olan kişileri belirlemeli, bu kişileri duruşmaya çağırıp görüşlerini almalı ve varsa delillerini incelemelidir. HMK'nın 27. maddesine göre, hukuki dinlenilme hakkı kapsamında davanın taraflarının yargılama ile ilgili bilgi sahibi olma, açıklama ve ispat hakkı bulunmaktadır....

          İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla; 2005 ila 2008 yıllarında tahsil edilen tapu harcına ilişkin, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 126. maddesine göre, beş yıllık düzeltme zamanaşımı süresi içerisinde düzeltme başvurusunda bulunulması gerekirken, davacı tarfından 28.09.2017 tarihli dilekçe ile düzeltme başvurusunda bulunulduğu görülmekle, görüldüğünden, düzeltme-şikayet başvurusunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan davacı tarafından tahsil edilen harçların iadesi istemiyle … tarih ve … sayılı dilekçe ile Serik Vergi Dairesi Müdürlüğü'ne başvuruda bulunulduğu ve ödenen harçların bir kısmının geri alındığı, bu nedenle zamanaşımının kesildiği iddia edilmiş ise de, düzeltme zamanaşımını kesen bir hal 213 sayılı Vergi Usul Kanununda öngörülmediğinden 01.07.2011 tarihli başvurunun düzeltme zamanaşımını kestiğinden söz edilemeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir....

            UYAP Entegrasyonu