HUKUK DAİRESİ DOSYA NO : 2021/2451 KARAR NO : 2023/681 T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A İ S T İ N A F K A R A R I İNCELENEN KARARIN MAHKEMESİ : MUT İCRA HUKUK MAHKEMESİ TARİHİ : 31/05/2021 NUMARASI : 2021/15 ESAS 2021/84 KARAR DAVA KONUSU : Şikayet (Tahsil Harcına İlişkin) KARAR : Mut İcra Hukuk Mahkemesi'nin 31/05/2021 tarih 2021/15 esas 2021/84 karar sayılı kararın süresi içinde davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine işin gereği görüşülüp düşünüldü: DAVA: Davacı alacaklı vekili dava dilekçesinde özetle; Mut İcra Dairesinin 2019/1616 esas sayılı dosyasında mahkemece verilen mahsup kararı gereğince 46.170,65 TL üzerinden hesap edilecek tahsil harcının tahakkukuna ve 4.754,95 TL vekalet ücretinin de feragat nedeniyle feragat harcının tahakkukuna karar verildiğini, 46.170,65 TL yönünden mahsup işlemine yönelik tahsil harcının tahakkukunun hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığını, müvekkili açısından ortada bir para tahsilatının söz konusu olmadığını,...
İSTİNAF SEBEPLERİ : Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle, dava dilekçesini tekrar ederek ilk derece mahkemesince verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, takibin konut finansmanından kaynaklı kredi sözleşmesine ve ipoteğe istinaden başlatıldığını, tahsil harcının 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu 139. maddesi ve Harçlar Kanunu hükümleri uyarınca 1/4 üzerinden, diğer bir deyişle %2,84 oranı üzerinden alınması gerektiğini, bu miktarı da yatırdıklarını, icra müdürlüğü işleminin usulüne uygun olmadığını, kararın esas yönünden hatalı olduğunu, ayrıca dava hasımsız açıldığı halde karşı taraf lehine vekalet ücretine hükmedilmesinin de dosya kapsamına aykırı olduğunu, bu nedenlerle kararın kaldırılarak şikayetin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir. GEREKÇE: Dava İİK'nın 15,16 vd. maddeleri uyarınca açılmış tahsil harcına yönelik şikayettir....
DEĞERLENDİRME VE GEREKÇE : Dava, İİK'nın 16. maddesi uyarınca alacaklının süresinde haricen tahsil bildirimi yapmaması nedeniyle haricen tahsil tutarlar kadar takibin iptali şikayetine ilişkindir. Açıkça itiraz ve şikayetten vazgeçilmeksizin, borcun cebri icra tehdidi altında ödenmesi itiraz ve şikayeti konusuz kılmaz. Her dava ve şikayet, davanın açıldığı (şikayetin yapıldığı) andaki şartlara göre değerlendirilir. (Hukuk Genel Kurulunun 2011/12- 177 Esas, 2011/300 Karar sayılı 11.05.2011 tarihli kararı) Somut olayda, davacı açıkça şikayetten vazgeçtiğini bildirmediğinden ilk derece mahkemesince esasa ilişkin değerlendirme yapılarak davacının taleplerine göre hüküm kurulması gerekirken haricen tahsil edilen tutarların tahsil harcı yatırılmak suretiyle icra dosyasına bildirildiği gerekçesiyle şikayetin konusuz kaldığından bahisle karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi isabetli değildir....
Kararı, şikayet olunan ... vekili ile ... vekili temyiz etmiştir. Sıra cetveline şikayet davalarında İcra Mahkemesi görevlidir. Ancak itiraz davaları kural olarak genel mahkemelerde görülür (İİK.m.142/I-III). İtiraz hem esasa hem sıraya ilişkin ise yine genel mahkemeler görevlidir. Şikayetçi taraf şikayet dilekçesinde diğer itirazları ile birlikte şikayet olunan Vergi Dairesi'nin alacağına yönelik zamanaşımına uğradığı, bu şikayet olunana ödeme yapılmaması gerektiğini de ileri sürmüştür. Alacağın zamanaşımına uğradığı itirazı alacağın esasına yönelik bir itirazdır. Bu durumda mahkemece, görevsizlik kararı verilmesi gerekirken, işin esasına girilerek karar verilmesi doğru olmamış, bozmayı gerektirmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 10 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27.06.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi....
Bu nedenle Mahkemece, tahsil harcı yönünden şikayetin kabulü ile tahsil harcı kesintisine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi yerine, şikayetin reddine karar verildiğinden hükmün bu nedenle de bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan sayın çoğunluğun sadece cezaevi harcına ilişkin şikayetin reddi yönünden hükmün bozulması gerektiğine yönelik görüşüne katılmıyorum. 23.09.2013 ....
Görüldüğü üzere, sözü geçen yasa maddesinde öngörülen muafiyetin, 492 Sayılı Harçlar Kanunu'nun tahsil harcına ilişkin 28. maddesini kapsamaz ise de; 492 sayılı Yasa'nın 23. maddesinde düzenlenen vazgeçme harcını da içerdiği açıktır. O halde, mahkemece, şikayetin kabulü gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ :Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366 ve HUMK'nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22.06.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Şikayet olunan banka vekili, tebligatın Tebligat Kanunu'nun 21 ve 41. maddelerine uygun olduğunu, satış avansının süresi içinde yatırıldığını, ayrıca şikayetçinin itirazında hukuki yararı olmadığını, zira şikayetçiye ait takip ve haczin .....sayılı ilk kesin haczin şerhedildiği dosyadan daha sonra olduğunu, bu dosyaya isabet eden paranın takip konusu alacağın sadece bir kısmının tahsil edildiğini, bu dosya alacağı tamamen tahsil edilmeden diğer dosyalara para isabet etmeyeceğini savunarak, şikayetin reddini istemiştir. Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya içeriğine göre, şikayet olunan bankanın alacaklı olduğu takip dosyasından dava dışı borçlu şirket adına yapılan tebligatın Tebligat Kanunu ve Tebligat Tüzüğü'ne uygun olduğu, haczinin de düşmediği, diğer şikayet olunan ...'ın alacağının 3 ve 4. sırada yer almasına rağmen bu sıralara pay ayrılmadığı, bu nedenle ...'...
O halde mahkemece, İcra Müdürlüğü'nün 2013/330 sayılı takip dosyasında tahsil harcının yatırılmış olması karşısında, yine aynı alacak için yapılan İcra Müdürlüğü'nün 2014/331-425-426-427 sayılı takip dosyaları içinde mükerrer tahsil harcının tahsiline sebebiyet verecek şekilde işlem yapılmasının isabetsiz olduğu anlaşıldığınından, İcra Müdürlüğü'nün 2014/331-425-427 sayılı takip dosyaları için talep edilen tahsil harcına yönelik işlemin iptali ve 2013/426 sayılı takip dosyasında ise tahsil harcı alınmasına yönelik işlemin yapılmadığının da nazara alınması gerekirken yazılı şekilde istemin reddine karar verilmesi isabetsizdir. SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kısmen kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK'nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/02/2015 gününde oybirliğiyle karar verildi....
Oysa asıl ve birleşen dosyalar sıra cetveline itiraz niteliğinde olsa dahi hükmün her bir şikayet yönünden bağımsız bir hüküm niteliğinde olması nedeniyle temyiz edilmesi durumunda her bir hüküm bağımsız niteliğiyle ayrı ayrı temyiz harcına tabi olacaktır....
Bu nedenle Mahkemece, tahsil harcı yönünden şikayetin kabulü ile tahsil harcı kesintisine ilişkin işlemin iptaline karar verilmesi yerine, şikayetin reddine karar verildiğinden hükmün bu nedenle de bozulması gerektiği kanaatinde olduğumdan, sayın çoğunluğun sadece cezaevi harcına ilişkin şikayetin reddi yönünden hükmün bozulması gerektiğine yönelik görüşüne katılmıyorum. 23.09.2013...