Loading Logo

sonkarar

Sayfa Yükleniyor

Somut uyuşmazlıkta; Davacıya satış ilanı usulüne uygun olarak 11.08.2020 günü tebliğ edilmiş olup tebliğ tarihinden itibaren satış ilanında belirtilen hususlara itiraz etmediğinden satış ilanı davacı borçlu yönünden kesinleşmiş olup davacının satış ilanında taşınmazların kıymet takdirini en geç bu tarihte öğrendiği ve kıymet takdirine itiraz etmediği, kesinleşen kıymet takdiri raporlarına göre ihalenin yapıldığı anlaşıldığından taşınmazların kıymetinin düşük belirlendiğine ilişkin iddiasının dinlenmesi mümkün olmadığı, KDV oranının hatalı olarak belirlendiğine ilişkin iddianın satış ilanının tebliğinden itibaren süresi içerisinde ileri sürülmediği, davacının kendisi dışındaki diğer ilgililere satış ilanının tebliğ edilmemesini ihalenin feshi nedeni olarak ileri süremeyeceği gözetilerek davacı vekilinin bu hususlara yönelik istinaf itirazları yerinde bulunmamaktadır. 06/08/2021 tarihli satış kararında, ilanın ilan panosu ile adliye divanhanesine asılmak ve mahalli bir gazete de yayınlatılmak...

Hukuk Dairesi tarafından, ikinci kez haciz konulmasının ilk hacizden vazgeçme anlamı taşımadığı ve asıl davada şikayetçinin haczinin önce olduğu gerekçeleriyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir. Karar şikayet olunan vekilince temyiz edilmiştir. Bedeli paylaşıma konu taşınmaz hissesi satışı 23.03.2015 tarihinde yapılmıştır. Dava İİK’nın 107.maddesi uyarınca aynı derecede alacaklılardan birinin satış talebinden diğer alacaklıların da faydalanacak olması ve davalı ...'ın 27.03.2014 tarihli haczinin satış tarihi itibariyle henüz satış isteme süresi dolmadığından halen düşmemiş olması nedeniyle Kasım'ın haczinin düştüğüne ilişkin ilk derece mahkemesi ve İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17....

    Kat 15 nolu bağımsız bölümün tapu kaydı incelendiğinde, Kırklareli İcra Dairesinin 2016/729 esas sayılı dosyasından bu taşınmazın kaydına 14.03.2016 tarihinde 4805 yevmiye no ile haciz şerhi işlendiği, satış talep tarihinin 07/11/2016 olduğu, satış avansının yatırılma tarihinin 16/01/2017 olduğu davalı Akbank vekilince satış talebinin İİK m. 106 uyarınca bir yıl içinde yapıldığı, satış avansının da bu bir yıllık süre içinde depo edildiği anlaşılmıştır. İİK m.106 uyarınca taşınmazın satışı haciz tarihinden (Somut olayda 14.03.2016 tarihinden) itibaren 1 yıl içinde istenmek zorundadır. Davalı yan İİK m.106'da yazılı süre içinde satış talep edip satış avansını da depo etmiş olmakla eldeki dosyaya konu sıra cetveline ilişkin şikayetin reddine" karar verilmiştir....

    Hukuk Dairesi Yukarıda tarih ve numarası yazılı Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın müddeti içinde temyizen tetkiki davacı-3.şahıs tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü : Şikayet eden 3. şahıs, takip dosyasında haczedilen taşınmaz üzerinde lehine satış vaadi sözleşmesi şerhi bulunduğunu, satış vaadi nedeniyle taşınmazın devri gerektiğinden tapu iptal davası sonucunda bu taşınmazın maliki durumuna geldiğini ve tarafı olmadığı icra dosyasından konulan haczin kaldırılması talebinin icra müdürlüğünce reddedildiğini belirterek, icra müdürlüğü ret kararının ve her iki taşınmaza konulan hacizlerin kaldırılmasını talep ettiği, mahkemece şikayetin reddine karar verildiği, istinaf başvurusununda Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddedildiği görülmektedir....

      Tur...Ltd Şti adına kayıtlı ... plaka sayılı araç üzerine 30/11/2012 tarihinde haciz konulduğu, süresinde satış talep edilmediğinden araç üzerindeki haczin düştüğü, akabinde davacı alacaklı vekilinin 13/12/2013 tarihli talebi doğrultusunda icra müdürlüğünce 16/12/2013 tarihinde yapılan sorgulama sonucu ise, borçlu şirket adına kayıtlı araç bulunmadığından bahisle haciz talebinin uygulanmadığı, bu hususa ilişkin davacı alacaklı tarafça da şikayet yoluna başvurulmadığı, dolayısıyla sıra cetveli yapıldığı tarih itibari ile davacı tarafın alacaklı olduğu icra dosyasında geçerli bir haczi bulunmadığı, İİK'nun 106 ve 110 maddelerinde düzenlenen sürelerin dolduğu, bu şekilde davacı alacaklı tarafça süresinde satış talebi yapılmadığından ve herhangi bir avans yatırılmadığından satış isteme süresinin durmayarak konulan haczin düştüğü gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmiştir. Kararı, şikayetçi vekili temyiz etmiştir....

        Müdürlüğü'nün 2012/156 Esas sayılı dosyasında düzenlenen sıra cetvelinde ..., ..., ve .... sıradaki dosya hacizlerinin İİK'nın 106 ve 110. maddeleri gereği düştüğü ve ilk sıra kesin haciz sahibinin .... sırada bulunan şikayet olunan olduğu gerekçesi ile ona ödeme yapılmasına karar verildiğini, şikayet olunanın da iki yıllık sürede satış istememesi nedeniyle haczi düşmüş olmasına rağmen sırf kamu alacağı olması sebebiyle satış bedelinin karşı tarafa ödenmesinin Anayasa'ya aykırı olduğunu ileri sürerek, ödemenin garameten yapılmasını ve Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılmasını talep etmiştir. Şikayet olunan vekili, davanın süresinde açılmadığını, kurumları tarafından başlatılan 6183 sayılı Yasa ile ilgili takiplerde şirket ortak ve yetkilileri aleyhine ... takibi yapıldığını, aynı yasanın 35. maddesi gereği şirket müdürü olarak görev yapan ...'...

          , tekne için yatırılmış bir satış avansı olmadığını beyanla, haczin düşürülmesi talebinin reddine yönelik icra müdürlüğü kararının reddi ile haczin düşürülmesine karar verilmesini talep etmiştir....

          Dava dilekçesinde, davacıların talebinin, satış memurluğunun işlemini şikayet olduğu, satış memurunun satış bedelini paylaştırmadan önce vergi dairesinden haczin devam edip etmediğini, borç miktarını sorarak bundan sonra paylaştırma yapması gerekirken yapmaması nedeniyle ihaleden sonra adlarına tescil yaptıramadıklarını belirttiğinden, satıştan önce konulan 27/04/2005 tarihli hacizle ilgili olarak satış memurunun işlemini şikayet olarak değerlendirilmesi gerekirken, haczin kaldırılmasına karar verilmesi yerinde görülmemiştir. Davalı hazinenin, şikayete konu işlemin vergi dairesi tarafından koyulması nedeniyle husumetlerinin olmadığı yönündeki itirazlarının da değerlendirilmesi gerekmektedir....

          (Yargıtay 12.Hukuk Dairesi 2010/30347 Esas-2011/10787 Karar sayılı ilamı) Somut olayda, davanın yasada belirtilen 7 günlük hak düşürücü süreden sonra açıldığı, Y.12.HD.nin 2016/30892 E. 2016/24870 K. 2018/11690 E. 2018/9285 K. sayılı emsal içtihatlarından anlaşıldığı üzere hangi tebligatın usulsüz olduğunun şikayet dilekçesinde açıkça belirtilmesi gerektiği, şikayet dilekçesinde satış ilanının şikayetçiye usulsüz tebliğ edildiğine dair açık ve kesin bir iddianın bulunmadığı, fesada bilahare vakıf olunduğuna dair bir iddianında da bulunmadığı, istinaf olunan kararda yazılı gerekçeye göre; delillerin takdirinde ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığı saptanmış olmakla, yerinde görülmeyen istinaf talebinin HMK.353/1- b.1 gereğince reddine karar vermek gerekmiş aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur....

          ve süre yönünden usul ve yasaya uygun olduğu, satış bedelinin taşınmaza takdir edilen muhammen bedelin % 50'si ile satış masraflarını karşıladığı, kıymet takdirinin yapıldığı tarihten itibaren 2 yıl içinde ihalenin yapıldığı, ilanın süresinde yapıldığı, resen incelenmesi gereken hususlarda da ihalenin feshini gerektiren bir nedenin bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine, davacının ihalenin feshi talebinin esasa ilişkin nedenlerle reddine karar verildiğinden ihale bedelinin %10'u oranında para cezasına mahkum edilmesine karar verilmiştir....

          UYAP Entegrasyonu